Siyonizmin büyük planından söz edilirken sıkça dile getirilen iddia, “ikinci bir İsrail devletinin Ukrayna’da kurulmak istendiği” yönünde. Geçtiğimiz gün Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski’yi dinledim; konuşmasının yarısı “barış” vurgusuyla doluydu. Ancak bilirsiniz, insanın zihninde ve fiilinde ne eksikse, onu telafi etmek için o kelimeyi en çok o kullanır.
Putin’in bir katil ve diktatör olduğu gerçeğini gizleyecek değilim. Ancak Rusya–Ukrayna savaşının herkesin sandığı gibi sadece Rusya tarafından başlatılmadığını, sürecin Ukrayna tarafındaki hamlelerle tetiklendiğini söyleyen ciddi analizler de mevcut. Putin’in de İngiliz istihbaratı ve küresel güçlerin bölgede kurguladığı planın farkında olduğu iddia ediliyor.
Tarih bize şunu gösteriyor: Aynı güçler, bir dönem Hitler’i kullanarak İkinci Dünya Savaşı’nı başlatmış, savaş sonrasında dünyayı yeniden paylaşmış ve Ortadoğu’nun merkezine İsrail’i yerleştirmişti. Bu sayede enerji zengini bölgeler üzerinde sürekli baskı kurarak ekonomik hakimiyeti elde etmişlerdi.
İsrail’in nüfusu büyük ölçüde dışarıdan taşındı. Bugün İsrail’deki Musevi toplulukların önemli kısmı etnik olarak ibrani kökenli olmayıp, eski Sovyet coğrafyasından gelen Aşkenazlar, Kafkasya ve Orta Asya’daki çeşitli Musevi toplulukları, Gürcü ve İranî Museviler ile Afrika kökenli Musevilerden oluşuyor. Dolayısıyla Filistin toprakları bu grupların tarihsel anlamda “atalarının toprakları” değildir; büyük kısmı göçle gelmiştir.
Tarihte üç kez İsrail devleti kurulmuş ve her birinin ömrü 80–90 yılı geçmemiştir. Bugünkü İsrail de yaklaşık 80. yılına yaklaşmış durumda. Bu nedenle bazı analizlerde “yeni bir yerleşim hattı arayışı” yorumları yapılıyor. Siyonizmin tarihsel olarak göç hareketleri üzerinden politika ürettiği biliniyor.
İddialara göre yeni rota Ukrayna’dır; özellikle eski Hazar bölgesine denk gelen coğrafya. Zelenski’nin iktidara gelişi ve savaşın seyri de bu plana bağlanıyor. Putin’in ise bu büyük oyunu gördüğü ve Rus nüfusun yoğun olduğu bölgeleri kontrol altına alarak planı bozmak istediği ileri sürülüyor. Rusya, Ukrayna’yı tamamen işgal etmek yerine uzun süreli yıpratma stratejisiyle ülkeyi ekonomik ve sosyal olarak çökertmiş durumda.
Bugün Ukrayna resmen borç batağında. Zelenski yönetiminin hedefinin de savaş sonrası oluşacak boşluğu küresel güçlerin doldurması olduğu iddia ediliyor. Resmi rakamlara göre 8 milyondan fazla Ukraynalı ülkeyi terk etti. Yerlerine hangi nüfusun taşınacağı sorusu ise bölgede yeni tartışmalar yaratıyor.
Gazze savaşı sonrası bazı İsrailli ailelerin Ukrayna’ya yöneldiği haberleri de bu senaryoyu güçlendiren unsurlar arasında gösteriliyor. Buna göre Ukrayna, uzun vadede dış güçlerin ekonomik yeniden inşa projesi sayesinde kontrol edilecek bir bölgeye dönüşebilir.
Eğer bu plan gerçekleşirse, Slav kökenli Ukrayna halkının gelecekte Filistinlilerin durumuna düşeceği, ekonomik gücü elinde tutan yeni göçmenlerin toprakları satın alarak nüfuz kuracağı yönünde ciddi kaygılar var. Bu süreçte İngiltere ve bazı Batılı güçlerin rolü de sık sık vurgulanıyor.
Zelenski gerçekten barış isteseydi, 2022 Mart’ında İstanbul’da imzaya çok yaklaşan ateşkes görüşmesinden geri çekilmezdi. Ukrayna heyetinin, Boris Johnson’ın telefonundan sonra masadan kalktığı biliniyor. O gün sağlanan uzlaşı kabul edilseydi, Ukrayna bu hâle düşmeyebilirdi.
Bu savaşta en üzüldüğüm nokta ise şudur: Rusya’ya karşı savaştığını zannederek Ukrayna saflarında çatışan Azerbaycanlı ve diğer milletlerin gençleri, aslında büyük güçlerin çizdiği bir planın kurbanı oluyor. Sahada hiçbir zaman karar verici konumdaki aktörlerin çocuklarını göremezsiniz; ama bizimkiler her zaman en önde.
#Yolsuzlukİddiaları #FutboldaTemizlik #KademeMeclisinBorcu #WeLeftPalestineAlone #Bahçeli #Yusuf Tekin #Filistini Yalnız Biraktık #F-16 #Öcalan #DevletBahçeli #KademeMeclisinBorcu #EşrefRüya #Güllü #Altay #Araplar
.