Abil BABAOĞLU

Tarih: 01.12.2025 15:35

Türkiye’nin Büyük Yürüyüşü: Sekizinci Düvele Karşı Sessiz Savaş

Facebook Twitter Linked-in

 

 

Her insan, kendi içinde bulunduğu ortamın değişimini çoğu zaman fark etmez. Çünkü aynı aracın içinde hareket ettiğin için, dışarıdaki dönüşümü hissetmek zorlaşır. Oysa içinde bulunduğun aracın dışından bakanlar, gidişatı daha net görür.

Türkiye, 15 Temmuz 2016’dan sonra engebeli, mayınlarla döşenmiş bir yolda hızla ilerliyor. Hani “İstiklal Savaşı’nda 7 düvelle savaştık” derler ya; bugün Türkiye o 7 düvele ek olarak bir sekizinci düvelle daha mücadele ediyor. Bu sekizinci düvel, dış güçlerin Türkiye’de bıraktığı tör töküntülerdir. Neyzen Tevfik’in “itini, bitini, piçini bırakıp gittiler” sözü bugün hâlâ geçerlidir.
Ve bugün en zoru işte onlardır. Çünkü bizim gibi görünürler; tanınmazlar, kamufle olurlar. Devlet için hayati bir mesele çıktığında bir anda örgütlenip devletçiliğin karşısına duvar örmeye çalışırlar. Bu kadar hızlı örgütlenebilmeleri, gizli bir merkezden idare edildiklerinin kanıtıdır.

Bugün Türkiye savunma sanayisi, dünyanın önde gelen güçlerinden biri hâline gelmiştir. Yüzde 80’e ulaşan yerli-milli yapısıyla; İHA–SİHA pazarının yüzde 65’ine hâkim bir ülke olarak dünyada rakiplerini geride bırakmaktadır. Korkut, Siper, Gazzab gibi sistemler dostu sevindirirken düşmanı titreten gücümüzdür.

Daha iki gün önce Türk dünyasını gururlandıran bir test gerçekleştirildi: Yerli insansız savaş uçağı Baykar Kızılelma, AESA radarıyla havadaki hedefi tespit edip TÜBİTAK’ın geliştirdiği Gökdoğan füzesiyle imha etti.
Bu, dünya tarihinde bir ilktir. Havadaki hedefi insansız bir savaş platformunun vurması, “Çılgın Türkler”in imzasıdır. Ve tüm bu sistemlerin hepsi “Türk imzası” taşımaktadır.

Bugün Türkiye, topraktan motora, motorun en zor metalik alaşımlarına kadar her şeyi sıfırdan başlayıp sona kadar üretebilen bir ülkedir.
2027’ye kadar yerli motorla uçan KAAN, Hürjet ve Kızılelma gökyüzünde olacaktır. Dünyada bunu yapabilen yalnızca 5–6 ülke vardır; bunlardan biri Türkiye’dir. Üstelik Türkiye’nin ürettikleri, mevcut olanın bile bir üst seviyesidir.

İçeride milli kardeşliği güçlendirirken, dışarıda Türk‑İslam düşmanlarına karşı çetin bir mücadele yürütüyoruz. Bu zor bir mücadeledir; fakat tarih bize göstermiştir ki Türk zoru sever. Türk milletinin kaderi, rahatlık değil, meydan okumadır.

Geçtiğimiz hafta Vatikan Devlet Başkanı 14. Leo, Türkiye’ye bir ziyaret gerçekleştirdi. Bu keşişin esas amacı, “Hristiyan dünyasının birlik olduğu” mesajını Türkiye’ye göstermekti. Bu nedenle 325 yılında yapılan İznik Konsili’nin gerçekleştirildiği manastırın yerinde Türkiye’deki tüm Hristiyan cemaat liderleriyle ayin yaptılar.

Oysa gerçekte Katolikler ve Ortodokslar 1025’ten bu yana ayrıdır ve asla birleşememişlerdir; birleşmeleri de mümkün değildir. Bu, sadece büyüyen Türkiye’ye karşı yapılmış bir Hristiyan kardeşliği gösterisi tiyatrosu idi.

Türk devlet aklı ise Papaya çok medeni bir cevap verdi:
İlahiler dinlettirdi, Fatih Sultan Mehmet Han’ın fermanını okuttu.
Tarih bize şunu anlatır: Haçlı seferlerinde Katolikler sadece Müslümanları değil, Ortodoksları ve Gregoryen Ermenileri de öldürmüş, mallarını yağmalamıştır.
Fakat İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet, herkese inanç özgürlüğü vermiş ve bunun teminatını Osmanlı Devleti yapmıştır.

Bizler bugün Türkiye’nin içinde yaşadığımız için, Türkiye’nin gerçek büyüklüğünü tam fark edemiyor olabiliriz.
Ama bilinmelidir ki:

Türkiye artık büyük değil, çok büyük bir devlettir.
2030–2035 yıllarının Türkiye’si, tarihteki bütün Türk devletlerinden daha kudretli olacaktır.

Bu tablo, içerideki ve dışarıdaki düşmanların uykusunu kaçırmaktadır.
Fakat “korkunun ecele faydası yoktur.”

Türk’e düşmanlık edenlerin bunu iyi düşünmesi gerekir.

 

 

#DevletBahçeli #kabuletmiyoruz #Özgür #Gençler #500KısmiyeAdaletsizsiniz #GenelBaşkanımız #Reisim #MülakatiçinçözümTBMM #Barzani #SeninleyizReis #MemurEmeklisineAdalet #SportifyWrapped #3AralıkDünyaEngellilerGünü #Güngören'e  #seokjin #Manifest #CONGRATULATIONJIN #Asgari

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —