Bunun başlıca sebepleri arasında tek taraflı düzenlemelerle şekillenen yasalar ve ekonomik sıkıntılar yer alıyor. Zinanın suç olmaktan çıkarılması, boşanma davalarında erkeklerin karşı karşıya kaldığı ağır yükümlülükler ve süresiz nafaka gibi konular, gençleri evlilikten uzaklaştırıyor.
Tarihsel olarak bakıldığında, Anadolu insanı en zor ekonomik koşullarda bile kalabalık aileler kurmayı başarmıştı. Ancak günümüzde erkekler, özellikle nafaka ve velayet gibi konularda büyük bir belirsizlikle karşı karşıya. Kadın hakları adı altında yapılan bazı düzenlemeler, erkekler için caydırıcı bir unsur haline gelmiş durumda. Bu da doğal olarak evliliklerin azalmasına ve doğum oranlarının düşmesine yol açıyor.
Ancak bu mesele sadece bireysel tercihlerin ötesinde, ülkenin geleceğini ilgilendiren büyük bir toplumsal sorun haline gelmiş durumda. Tarihçi Erhan Afyoncu'nun da dikkat çektiği gibi, Türkiye ciddi bir nüfus krizine doğru ilerliyor.
Tarihsel Verilerle Nüfus Kaybı ve Askeri Güç Dengesi
Tarihe bakıldığında, güçlü devletlerin en büyük avantajlarından biri nüfusları olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu’nun askeri gücünü ve stratejik konumunu etkileyen en büyük faktörlerden biri de nüfusuydu.
1711'de Prut Savaşı sırasında Osmanlı’nın nüfusu 30 milyon iken, Rusların nüfusu 16 milyon idi. Osmanlı 140 bin asker çıkarırken, Ruslar 60 bin asker çıkarabildi.
**1877-78 Osmanlı-Rus