Bu sonuç, şaşırtıcı bir şekilde bazı yerli insanların tepkisini çekti. ATV kanalı, bu uluslararası şirketin anketinin ardından İstanbul sokaklarında turistlerin ve yerli halkın görüşlerini aldı. Turistler, Türkiye'deki şoförlerin ve halkın nazik olduğunu belirtirken, bazı yerli insanlar bu sonuçtan rahatsız oldu. Peki, bu durum neyi gösteriyor?
Birçok turist, Türkiye'ye geldiklerinde şehir içindeki otobüslerde karşılaştıkları şoförlerin, yorgunluklarına rağmen son derece kibar ve yardımsever olduklarını belirtiyor. Kendisini Türk olarak tanımlayan bazı kişilerse, bu tür bir sosyal araştırmanın doğruluğunu sorguluyor ve bunun mümkün olmadığını dile getiriyor. Ancak, Türkiye'de yaşayan yabancılar ve Türkiye'ye gelen turistler, şoförlerden ve diğer insanlardan sıklıkla nazik bir yaklaşım gördüklerini ifade ediyorlar.
Ayrıca, Türkiye'deki bazı kesimlerin yere göğe sığdıramadığı ve Batı kültürünün beşiği olarak gördükleri Fransa, bu listede en az kibar şoförlerin bulunduğu ülke olarak birinci sırada yer alıyor. Bu durum, Türkiye'nin şoförlerinin ve halkının sahip olduğu nazik tutumun, önyargılardan bağımsız olarak gerçek bir değer olduğunu gözler önüne seriyor.
Ben de Türkiye'de birçok şehirde yaşamış biri olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Ne zaman bir yere gitmek için otobüse binip yönümü sormuşsam, şoförler aynı soruyu defalarca sormama rağmen asla yüzünü ekşitmediler, her defasında nazikçe yardım ettiler. Üstelik sadece yön tarif etmekle kalmadılar, bazen gideceğim yerin çevresindeki sokakları, nereye gitmem gerektiğini bile adım adım tarif ettiler. Bunun yanı sıra, sadece şoförler değil, Türkiye'de karşılaştığım birçok insan da bana hep nazik ve güler yüzlü davrandı.
Ne yazık ki, Türkiye Cumhuriyeti'nde bazen *"her şeye kötü"* diyen bir kesim var. Bu insanlar, her şeyin kötülüğünü arar, güzel bir şey gördüklerinde bile bir eksiklik, bir karanlık taraf ararlar. *Bunlara tıpta "Obsesif Kompulsif Bozukluk" denir.* Tekrarlayan takıntılı düşünceler ve bu düşüncelerden kurtulmak için yineleyici davranışların istemsizce yapıldığı ruhsal bir bozukluktur.
Hangi gözle bakıyorsanız, dünya da size o şekilde görünür. Gönül gözü açıksa, güzellikleri görürsünüz; karanlıksa, karanlıkları. Kötülüğü görmek isteyenler, hep kötülük görürler. Bu tür insanlara kızmak yerine, onlardan uzaklaşmayı tercih ediyorum ve her zaman gözlerimi daha güzel olan şeylere çevirmeye çalışıyorum.
Birçok kişi, dünyanın dört bir yanını gezen yabancı turistlerin Türkiye'nin gerçek yüzünü daha iyi bildiğini, hatta daha doğru bir değerlendirme yaptığını kabul etmek yerine, bu değerlendirmelere saldırmaya çalışabiliyor. Bu tür insanlara artık sinirlenmiyorum, çünkü onların düşüncelerinin değiştirilmesi neredeyse imkansız. Bunun yerine, onlardan uzaklaşıp, Türkiye'nin gerçek güzelliklerini görmeye devam ediyorum. Çünkü her yerde, her insanın içinde bir iyilik ve güzellik bulmak mümkün.
*Kötü insanlar her yerde var, sadece Türkiye'ye özel değiller. Bu tek bir millete ait değil.*
Son olarak, Türkiye'deki tüm şoförlerimize teşekkür etmek istiyorum. Her gün binlerce insanla karşılaşıp, onların bazen yorgunlukları, bazen sabırsızlıklarıyla başa çıkarken, yine de nazik ve yardımsever bir tutum sergileyen bu insanlara minnettarım. İyi ki varsınız, teşekkürler!
Unutmayalım ki, toplum olarak iyiliğe, nezakete ve güzelliklere odaklanmalıyız. Dünyayı tanımadan önyargılarla konuşmak, sadece kendi dar ufkumuzun içine sıkışmak demektir. Gerçek güzellikleri görebilmek için gönül gözümüzü açmalıyız.