Putin katil.
BM liderler toplantısına gelemez.
Netanyahu ise katil değilmiş!
Sadece 650 bin Müslümanı — çoğu bebek, çocuk ve kadın — öldürmüştür.
Ama o BM toplantısına katılıp kürsüye çıkabiliyor, konuşabiliyor.
Zelenski “kahraman”, vatanını koruyor.
Ama HAMAS lideri İsmail Haniye “terörist”.
Onu öldürmek “caiz”miş.
İsrail ne kadar toprak işgal etse, ne kadar insan öldürse de, ona bir “demokrasi donu” giydirirler.
Ama bir Müslüman vatanını savunmaya kalkarsa hemen “terörist” ilan edilir.
Bugün BM kürsüsünde katil Netanyahu’nun konuşması sadece Birleşmiş Milletler için değil, tüm insanlık için bir rezalettir.
Bütün insanlık bu hareketten utanmalı, onu kınamalıydı.
Bu kan içici katil, aynı kanı taşıdığı Hitler’den daha zalimdir.
Hitler’i mahkeme eden insanlık, bugün Netanyahu’yu alkışlıyor.
Sözde tüm dünyayı temsil eden bir kurumda bu adam nasıl konuşabiliyor?
Bu fotoğraf, dünyamızın ne hale geldiğini anlatan en çarpıcı tablo değil de nedir?
Tıpkı eski Roma’da arenalarda insan katleden gladyatörlerin senatörlerce alkışlandığı gibi…
Bugün de Roma senatosunun yerini alan BM kürsüsünde, katil Netanyahu alkışlanıyor.
Evet, şerefli insanlar o an salondan çıktı.
Ama yeter mi?
Hayır!
Bu sadece insani bir tepkidir.
Oysa o salondakiler sıradan vatandaşlar değil; devletlerini, halklarını temsil eden kişilerdir.
O halklar ki, Avustralya’dan Portekiz’e kadar milyonlarca insan sokaklara dökülüp İsrail’e lanet okudu.
BM’deki liderlerin halkları gibi korkmadan konuşması, tepki göstermesi gerekirdi.
Çünkü bugün Birleşmiş Milletler, insanlığı temsil etmiyor.
Bu yapının köklü şekilde değişmesi şarttır.
Dünya beşten büyüktür!
İslam dünyasından en az beş, Afrika’dan ve Güney Amerika’dan üçer, Uzak Doğu’dan da üç ülke BM Güvenlik Konseyi’nde daimi üye olmalıdır.
O beş ülkeye tüm dünya adına karar alma hakkını kim verdi?
Kim onları seçti?
Bu nasıl bir “demokrasi”?
Bu sistem, Roma kölelik düzeninin modern halidir:
Güçlüler karar verir, köleler itaat eder.