Bundan tam yüz yıl öncesi, bugün; Ukrayna’nın başına gelenler , Osmanlı devletinin de Başına gelmişti. Toprakları paylaşılmıştı. Paylaşım öncesi ve sırasında, paylaşımcılara ait okul ve kiliseler, ülkemiz sahasına yayılmıştı.
Tam yüz yıl sonrasında ,durum yine farksız! Ülkem sahasında , yabancı şirketler- resmi ve gayrı resmi kiliseler- yabancı dernekler- kültür evleri-yayılmış durumda- bunları kimse sınırlamıyor-dur demiyor. Hepsi başı boş durumda at koşturuyor.
Konya’da Nene hatun parkında stant açan kiliseler var. Ben zaferde otobüse binerken başına haç kazıtmış bir genç gördüm. Gençlerimiz çalınıyor, uzun vadede bunlar işbirlikçi olarak kullanılacaklar. Siyasetçilerimizin umurlarında bile değil! Başka kimlerin umurunda değil, bir bakalım.
Tarikatçıların umurunda değil-dindarların(sözde) umurunda değil- din adına cihat ettiğini iddia edenlerin umurunda değil- Camilerde toplanıp, toplanıp dağılanların umurlarında değil-dindarlığın alameti saydıkları sakalı bırakanların umurlarında değil, daha bir çokları var, onların da umurlarında değil. Kalanları da sizlere bırakıyorum.
Yüz yıl sonra Kafkaslara dönen emperyalistlerden birisi de, ABD! Yüz öncesinde olduğu gibi , yine Ermenileri kullanıyorlar. Mukayeseli harp tarihi- iktisat tarihi ve siyasal tarih boşuna yazılmadı. Aklı olduğunu iddia edenlerin tarih bilgilerini gözden geçirmeleri zorunluluk oldu.
Bize düşen emperyalistlerin farklılıklarından, akıl ve bilim çerçevesinde yararlanmak. Yolumuza çıkan engelleri bertaraf etmektir. Topraklarımız da, yerli ve yabancı, hiçbir şeyi başı boş bırakmamak olmalı.
Sivil toplum örgütleri üzerlerine düşenleri yapmalı, gizli ve açık faaliyet gösteren unsurlarla mücadele etmelidir. Her şeyi devletten beklememelidir. Ve dahi, her türden mücadele yasalar içinde kalınarak yapılmalıdır.
İç güvenlik konusunda yasalarımızda boşluklar oluştuğunu düşünüyorum. Örneğin : Face’de önüne gelen inanç değerlerimize ve milli değerlerimiz ile Ulusumuza saldırıyor, birlik ve beraberliğimize dinamit koyuyor. Şimdilik yaptıkları yanlarına kalıyor.
TBMM. Konuya el atmalı ,yeni yasalar çıkarmalıdır. Siyasetçilerimiz konunun üzerine eğilmelidir. Selçukludan sonra ,Osmanlı kurulmuş, Selçuklunun bıraktığı yerden devam ederek daha büyük olmuştu. Osmanlıdan sonra Türkiye cumhuriyeti kurulmuş, 1940 lı yıllardan sonra savrulmuş kızıl elmadan uzaklaşmıştı. Şimdilerde bazı kıpırdamalar görmek içimize su serpiyor.
Aslında ; tarih boyunca kurulan tüm Türk devletleri bir birlerinin yarım işlerini tamamlayarak, kutsal yollarına devam etmişlerdir. Nöbetleşe Kızıl elma yolunda yürümüşlerdi. Şimdi de Osmanlı döneminde, yarım kalan yürüyüşümüze ,yeni yollarda, yeni yöntemlerle yürüyeceğimize inanıyorum.
Türk’ün kızıl elmasını hiç kimse dişleyemez! Buna ABD dahil, dişlemeye kalkanların dişleri teker teker sökülür. Çalap’ımıza sonsuz şükürler olsun; buna gücümüz yeter! Türk’ün yiğit evlatlarının köküne kıran(ölet) girmedi; yeterince varlar! Düşman faaliyetleri gönlümüzü karartmasın; çabalarımıza- uğraşlarımıza (savaşımıza) güç vermelidir.
Görklü, Çalap’ımızın görkemli selamları, Birlik ve beraberliğimizi sürdüren, Kızıl elmamızı dişlemeye kalkanların dişlerini kırmak için uğraş verenlerin üzerine olsun vesselam.
#LÜTFULLAH KALELİ
#Cumhurbaşkanı Erdoğan #Barinajans #Barınajans #Hasan Barın #Fabrizo Romano #AbdyllahKavukçuİstifa #Femerbahçe'ye #Goldebguzelliksiirt #Rabbim #Özgür Özel #Dünya #$WLFI #EmeğinSesiKademe #Eytli5000veKısmiSusmaz #Iran #Yeni Sözler Vermeyin #EhliyetAffı #Martiniz #Timber #Onana #Karakterden #Aston Villa #Şöförİçin TekÇare #Lemmens #İstanbul Valiliği #İsmail Küçükkaya #Ümit Çapkın