Dr. Muhtar Fatih Beydili

Tarih: 09.01.2025 14:04

Zaferden Diplomasiye: İlham Aliyev’in Bölgesel Hamleleri ve Orta Doğu Vizyonu

Facebook Twitter Linked-in

 


 
*Dr. Muhtar Fatih BEYDİLİ*

*Suriye Türkmen Eli Azerbaycan Dostluk Cemiyeti.* Başkanı.

 

Giriş: 
Karadeniz ve Hazar Denizi arasında yer alan Azerbaycan, jeopolitik olarak enerji ve ulaştırma hatlarının kesişim noktasında bulunmakta ve Hazar havzasının enerji kaynaklarından önemli paya sahiptir. Bu durum, Azerbaycan'ın bölgesel ve küresel güçler için önemini artırırken, aynı zamanda bazı dezavantajlar da yaratmaktadır. SSCB'nin çöküşü sonrasında bağımsızlığını ilan eden Azerbaycan, Rusya'nın desteğiyle Ermenistan'ın Dağlık Karabağ'ı işgaliyle karşı karşıya kalmış ve topraklarının %20’si işgal edilmiştir. Bu durum, Azerbaycan için büyük bir travma oluşturmuş ve dış politikasının önceliğini Karabağ’ın kurtarılmasına vermiştir.

 

44 günlük Vatan Muharebesi sonrası Karabağ’ın özgürlüğü sağlanmış ve Azerbaycan, dış politikasında yeni öncelikler belirlemiştir. Bunlar arasında bölgedeki ekonomik canlanma, Ermenistan ile ilişkilerin normalleştirilmesi, Güney Kafkasya'da barış ve istikrarın sağlanması, Türk Devletleri ile ilişkilerin güçlendirilmesi ve Türkiye ile stratejik müttefikliğin sürdürülmesi yer almaktadır. Ayrıca, AB ile enerji ve ticaret işbirlikleri geliştirilmesi de Azerbaycan’ın önceliklerindendir.

 

D-8 Zirvesi ve Azerbaycan’ın Bölgesel Hamleleri

Ekonomik İşbirliği için Gelişen Sekiz Ülke (D-8) Teşkilatı'nın 11. Zirvesi Kahire'de başladı. Zirveye Azerbaycan Başbakanı Ali Asadov ilk kez katıldı. Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi, zirveye katılan devlet ve hükümet başkanlarını memnuniyetle karşıladı. D-8 Grubu, 1997 yılında üye ülkeler arasında ekonomik işbirliğini geliştirmek amacıyla kuruldu. Grubun hâlihazırdaki üyeleri Malezya, Endonezya, Pakistan, İran, Bangladeş, Mısır, Nijerya ve Türkiye'dir. Mısır, grubun başkanlığını gelecek yılın sonuna kadar yürütecek.

1. Azerbaycan’ın Karabağ Zaferinden Sonra Artan Bölgesel Gücü  

2020’deki 44 Gün Savaşı sonrasında Azerbaycan, işgal altındaki Karabağ topraklarını kurtararak uluslararası arenada ve bölgesel dengelerde önemli bir başarı elde etti. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in bu zaferi, Azerbaycan’ın yalnızca askeri gücünü değil, aynı zamanda diplomasi ve stratejik manevra kabiliyetini de gözler önüne serdi. Karabağ Zaferi, Azerbaycan’ı bölgede daha özgüvenli bir pozisyona taşıdı ve hem dostlarına hem de rakiplerine güçlü mesajlar verdi. İlham Aliyev, bu zaferin ardından ülkesini sadece Güney Kafkasya’nın değil, daha geniş bir coğrafyanın etkin bir aktörü olarak konumlandırmaya çalışıyor. Bu bağlamda, D-8 Zirvesi’ne katılım, Azerbaycan’ın bölgesel politikada daha aktif bir rol üstlenme çabasını yansıtıyor.

2. Azerbaycan’ın D-8 Zirvesine İlk Katılımı: Yeni Bir Ufuk  

Azerbaycan Başbakanı Ali Asadov’un D-8 Zirvesi’ne katılımı, Azerbaycan’ın bu tür platformlarda ilk kez yer alması bakımından tarihi bir adımdır. D-8, çoğunluğu Müslüman ülkelerden oluşan bir ekonomik işbirliği teşkilatı olarak, Orta Doğu ve Asya arasında stratejik bir köprü görevi görmektedir. Azerbaycan’ın bu platforma katılımı, enerji, ticaret ve ulaşım alanlarında yeni işbirlikleri geliştirmek, Orta Doğu ile ilişkilerini güçlendirmek ve hem Türkiye hem de diğer D-8 üyeleriyle stratejik bağlarını derinleştirmek anlamına gelmektedir. Bu, Azerbaycan’ın yalnızca Güney Kafkasya’da değil, Orta Doğu’da da daha görünür bir aktör olma hedefini işaret etmektedir. İlham Aliyev’in, 21. yüzyılın “füzyon politikası” ile Orta Doğu’ya açılma stratejisi, Azerbaycan’ı uluslararası arenada daha güçlü bir konuma taşıyabilir.

3. Suriye ile Azerbaycan Arasındaki Dayanışma

Azerbaycan, son 12 yıldır Esad rejimiyle ilişkilerini kesmişti çünkü Esad, Ermenistan’ı destekliyordu. Ancak bir ay önce Esad rejiminin düşüşü ve Esad’ın Moskova’ya kaçışı, Suriye’deki siyasi dengeyi değiştirdi. Bu gelişme, Azerbaycan’ın Suriye ile ilişkilerini yeniden güçlendirmesi için bir fırsat sundu. Azerbaycan, Suriye’deki Türkmen soydaşlarının yanında olma taahhüdünü yineleyerek, son dönemde Suriye’ye insani yardım tırları göndermektedir. Azerbaycan’ın bu yardımları, Suriye halkının yeniden yapılanmasına ve toparlanmasına katkıda bulunmayı hedefliyor. Bu tür yardımlar, Azerbaycan’ın hem Orta Doğu’daki imajını güçlendirebilir hem de bölgesel işbirliğine katkı sunabilir.

 

4. Cumhurbaşkanı sayın Aliyev’in Hedefleri ve Mesajları  

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in söylediği "Türkiye’nin çıkarına olanlar bizim de çıkarımıza" sözü, Azerbaycan ve Türkiye'nin stratejik ilişkilerinin ne denli güçlü ve derin olduğunu vurgulayan bir ifadedir. Bu söz, sadece iki ülke arasındaki dostane ilişkilere değil, aynı zamanda Türk dünyası ve Bölgesel iş birliği açısından önemli bir anlam taşır.

İki devletin kurucuları olan ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün “Azerbaycan'ın sevinci bizim sevincimiz, kederi bizim kederimizdir" sözü ile Umum Milli lider Haydar Aliyev'in "Bir millet, iki devlet" şiarıyla el ele, omuz omuza ve sırt sırta bu kardeşlik bağının temelini teşkil eden güçlü ifadeleri, hiçbir güç Türkiye-Azerbaycan birliğini sarsamayacaktır.

Sayın İlham Aliyev’in bu açıklaması, Azerbaycan’ın Türkiye ile dayanışma ve ortak çıkarlar çerçevesinde hareket ettiğini, aynı zamanda Türk dünyası ile olan güçlü bağlarının altını çizmektedir. Azerbaycan ile Türkiye, pek çok alanda benzer stratejik hedeflere sahip olup, bu iki ülke birbirini hem ekonomik hem de güvenlik açısından önemli bir müttefik olarak görmektedir. Ayrıca, iki ülke diplomatik, askeri, kültürel ve ticari iş birliğini güçlendirerek, bölgesel ve küresel meselelerde ortak bir duruş sergilemektedir.

Azerbaycan, özellikle Türkiye'nin Karabağ savaşındaki desteğini ve bölgede Azerbaycan’ın haklarını savunmadaki rolünü takdir etmektedir. Karabağ’daki zafer, sadece Azerbaycan için değil, aynı zamanda Türkiye için de büyük bir stratejik kazanım olmuştur. Bu nedenle, Azerbaycan’ın Türkiye’nin çıkarlarına olan duyarlılığı, hem siyasi hem de kültürel açıdan karşılıklı destek ve dayanışmanın bir göstergesidir.

Sayın İlham Aliyev’in son dönemdeki stratejileri, hem bölgesel bir lider olmayı hem de Azerbaycan’ı küresel arenada daha görünür hale getirmeyi amaçlıyor.

- Dostluk Eli mi, Meydan Okuma mı?
 
Sayın Aliyev, Karabağ Zaferi’nden sonra elde ettiği askeri gücü, diplomatik anlamda bir koz olarak kullanıyor. Bu bağlamda, müttefiklerine dostluk elini uzatırken, rakiplerine de kararlılıkla karşı durabileceğini gösteriyor.  

- Şahin Gibi Hedefe Kilitlenme:  
Orta Doğu’da artan varlığı, Azerbaycan’ın enerji ve ulaştırma politikalarının bir parçası. Özellikle Zengezur Koridoru gibi projeler, hem Azerbaycan hem de Türk dünyası için stratejik önemde.  

Sayın Aliyev, Türkiye sınırındaki Nahçıvan’la Azerbaycan’ı bağlayacak “Zengezur Koridoru’nun mutlaka açılması gerektiğini ve açılacağını bildirerek, “Erivan bu gerçeği ne kadar çabuk kabul ederse o kadar iyi olur. Ermenistan, Türkiye ile Azerbaycan arasında coğrafi bir engel olarak kalamaz” dedi.

Sayın Aliyev, bu hamlelerle hem yeni dünya düzeninde bir köprü rolü oynamayı, hem de Türk dünyası ve İslam dünyası için bir lider olarak öne çıkmayı hedefliyor.  

5. Azerbaycan’ın Artan Etkisi ve Geleceğe Yönelik Stratejik Hamleleri

Azerbaycan’ın Karabağ Zaferi sonrası yükselen profilini, hem Orta Doğu hem de uluslararası sahada daha güçlü bir konuma dönüştürmeye çalışıyor. D-8 Zirvesi’ne Azerbaycan'ının katılımı, Suriye halkına yapılan yardımlar ve diğer stratejik adımlar, Azerbaycan’ın bölgesel ve küresel çapta yeni bir rol üstlenme çabasını yansıtıyor. Azerbaycan, sadece enerji ve ticaret alanında değil, diplomasi ve insani yardım konularında da daha görünür bir aktör haline geldi.

6. Karadeniz ile Hazar Denizi Arasında: Azerbaycan’ın Jeopolitik Konumu

Azerbaycan, Karadeniz ile Hazar Denizi arasında yer alan ve Güney Kafkasya’nın merkez ülkesi olarak jeopolitik konumu sayesinde güney-kuzey ile doğu-batı enerji ve ulaşım hatlarının kesişim noktasında bulunmaktadır. Hazar Havzası’ndaki enerji kaynaklarının önemli bir kısmına sahip olan Azerbaycan, bu avantajıyla bölgesel ve küresel güçlerin dikkatini çekmektedir. Ancak bu durum, ülke için avantajlar sunduğu kadar dezavantajlar da doğurmaktadır.

7. Karabağ Zaferi ve Yeni Dönemin Öncelikleri  

Karabağ Zaferi’nin ardından Azerbaycan, dış politikasında yeni önceliklere odaklanmıştır. Bu öncelikler arasında savaşın yaralarını sararak ekonomik canlılığı sağlamak, Ermenistan ile ilişkileri normalleştirmek, Güney Kafkasya’da barış ve istikrarı tesis etmek, Türk Devletleri ile ilişkileri derinleştirmek ve Türkiye ile stratejik müttefiklik bağlarını güçlendirmek yer almaktadır.

8. Azerbaycan-Türkiye İşbirliği ve Küresel Düzeydeki Yansımaları  

İkinci Karabağ Savaşı, Azerbaycan’ın zaferiyle sonuçlanmış ve Türkiye’nin bu süreçteki desteği tarihsel bir önem kazanmıştır. Türkiye, savaş boyunca Azerbaycan’a güçlü bir destek sağlamıştır. Azerbaycan ve Türkiye, Kafkasya’da 30 yıldır süren statükoyu sarsarak yeni dengelerin oluşmasına zemin hazırlamıştır. Azerbaycan-Türkiye ortaklığı, bölgesel ve küresel düzeyde etkiler yaratmaya devam edecektir.

9. Azerbaycan-Uçağının Vurulması ve Rusya’nın Özrü

Azerbaycan ve Rusya arasında, Karabağ zaferinin ardından beklenmedik bir gerilim yaşanmıştır. Rusya hava sahasında Azerbaycan’a ait bir uçak kazara vurulmuştur. Olayın ardından Rusya, Azerbaycan’dan özür dilemiş ve ilişkilerdeki gerginlik kısmen yatıştırılmıştır.

10.Dünyada ve Bölgedeki Yeniden Şekillenen Dengeler  

İkinci Karabağ Savaşı, sadece Azerbaycan ve Ermenistan’ı değil, Rusya ve İran gibi bölgesel aktörleri de etkileyen sonuçlar doğurmuştur. Azerbaycan ve Türkiye’nin stratejik işbirliği, bölgedeki güç dengelerini önemli ölçüde değiştirmiştir. Rusya ve İran, bu gelişmeleri dikkatle izlemektedir.

Dünyada dengelerin değiştiğini belirten Aliyev, “Ermenistan’a yaşananları iyi değerlendirme tavsiyesinde bulunuyorum. Dostları siyaset sahnesinden utanç verici şekilde çekiliyor. Kanada Başbakanı Justin Trudeau istifa etmek zorunda kaldı. Fransa’da olanları da görüyoruz” diye konuştu.

Fransa yönetimiyle siyasi sisteminin Azerbaycan karşıtlığında birleştiğini söyleyen Aliyev, sadece iktidarın değil, iktidara talip olanların da benzer görüşte olduğunu belirterek, “İslam ve yabancı düşmanlığı Fransız siyasetçilerin en önemli özelliği” dedi.

Azerbaycan lideri, Brüksel’i de eleştirdi ve kendisiyle konuşmak isteyen AB yöneticilerinin Bakü’ye gelmesi gerektiğini söyledi.

11. Altılı Platform ve Bölgesel İşbirliği  

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Aliyev’in ortaya koyduğu “Altılı Platform” önerisi, Türkiye ve Azerbaycan’ın bölgesel istikrarı sağlama hedefini göstermektedir. Bu mekanizmanın etkili olabilmesi için Ermenistan’ın saldırgan politikalarından vazgeçmesi ve Rusya ile İran’ın çatışma politikalarını terk etmesi gerekmektedir.

12. Azerbaycan’ın Suriye’deki Olası Rolü  

Azerbaycan’ın Suriye'deki olası rolü, Türkiye’nin bölgesel politikaları ve Azerbaycan-Türkiye iş birliğinin yeni bir boyuta taşınmasıyla bağlantılıdır. Azerbaycan, enerji kaynakları ve ekonomik kalkınma tecrübelerini Suriye’nin yeniden inşasına katkı sağlayarak aktarabilir. Aynı zamanda, Karabağ Savaşı sonrası kazandığı diplomatik deneyimlerle, Suriye’de barışın sağlanması için girişimlerde bulunabilir.

13. Siyasi ve Diplomatik Destek:  
  Türkiye’nin Suriye politikasına Azerbaycan’ın dahil edilmesi, özellikle Batı ve Rusya ile denge politikalarının bir parçası olarak değerlendirilebilir. Azerbaycan, Suriye’nin geleceğiyle ilgili platformlarda Türkiye’nin tezlerini destekleyen bir diplomatik aktör olarak yer alabilir.

- Rusya ve İran’ın Tepkileri
Azerbaycan’ın Suriye’de aktif bir rol üstlenmesi, Rusya ve İran gibi bölgesel aktörler tarafından dikkatle izlenecektir.  
- Rusya:  
  Suriye’deki askeri ve siyasi varlığını korumak isteyen Rusya, Türkiye ve Azerbaycan’ın bölgede etkisini artırmasını endişe ile karşılayabilir. Ancak Azerbaycan’ın Rusya ile imzaladığı 2022 tarihli kapsamlı anlaşma, bu iki ülke arasındaki ilişkilerin tamamen bozulmasını engelleyebilir. Azerbaycan, Türkiye ve Rusya arasındaki denge politikasını sürdürerek hareket edebilir.
- İran: 
  İran, Suriye’de nüfuzunu artırmaya çalışırken, Azerbaycan’ın bölgede rol almasını bir tehdit olarak algılayabilir. Azerbaycan ve Türkiye’nin ortak hareketi, İran’ın bölgedeki etkinliğini sınırlayabilir. Ancak Azerbaycan’ın İran’a karşı doğrudan bir hamlede bulunması olası görülmemektedir.

14. Gelecekteki Stratejik Sonuçlar  
- Türkiye ile İttifakın Güçlenmesi:  
  Azerbaycan’ın Suriye’de yer alması, Türkiye ile stratejik ortaklığını daha da güçlendirecektir. Bu, iki ülkenin askeri ve siyasi iş birliğinin yanı sıra ekonomik kalkınma projelerinde de ortak hareket etmesini sağlayabilir.
- Bölgesel Liderlik:  
  Azerbaycan, Suriye’deki varlığıyla sadece Kafkasya değil, Orta Doğu’da da bir aktör olma kapasitesine ulaşabilir. Bu durum, Azerbaycan’ın jeopolitik önemini artıracaktır.
- Uluslararası İtibar: 
  Suriye’de barış ve yeniden inşa süreçlerine katkıda bulunması, Ayrıca, uluslararası düzeydeki itibarını artırarak, küresel meselelerde daha etkin bir aktör olma yolunda önemli adımlar atacaktır.
Karabağ zaferi ve sonrasında yaşanan gelişmeler, Azerbaycan’ın bölgesel ve küresel arenada yükselen bir güç olarak konumlanmasına olanak sağlamış, Türkiye ile stratejik ortaklığını daha da güçlendirmiştir.

Sonuç olarak :

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, 2020'deki Karabağ Zaferi'nden sonra yaptığı hamlelerle, hem şahin gibi hedeflere kilitlenerek bölgesel gücünü pekiştirmeyi hem de dünyaya meydan okumayı amaçlıyor. Aliyev, Azerbaycan'ı sadece askeri anlamda değil, diplomatik, ekonomik ve kültürel alanda da daha güçlü bir oyuncu haline getirmeyi hedefliyor. Bu bağlamda, Zengezur Koridoru gibi stratejik projelerle Azerbaycan'ın bölgesel ve küresel etkisini arttırmak istiyor.

Ancak Aliyev, aynı zamanda karşıtlarına karşı kararlı bir duruş sergileyerek, zeytindalı uzatma stratejisini de göz önünde bulunduruyor. Türkiye ile olan sıkı işbirliği ve Türk dünyasıyla olan güçlü bağları, Küresel düzeyde de daha etkin bir oyuncu olmayı hedefleyen Azerbaycan, Ekonomik İşbirliği için Gelişen Sekiz Ülke (D-8) Teşkilatı , AB, ABD, BM, Avrupa Konseyi ve İslam İşbirliği Teşkilatı gibi uluslararası kuruluşlarla ilişkilerini geliştirip, küresel itibarını artırmayı amaçlamaktadır.

Azerbaycan'ın dış politikasının temel taşlarını oluşturuyor ve bu bağlar, Türkiye'ye duyduğu güvenin ve dayanışmanın bir göstergesi. 
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, bölgesel güç dengesini kendi lehine çevirmeyi, aynı zamanda stratejik ittifaklarla dünyaya meydan okumayı ve dostane ilişkilerle uluslararası alanda Azerbaycan'ın rolünü güçlendirmeyi hedefliyor. Hem meydan okuma hem de barışçıl işbirliği bir arada yürütülen bir strateji gibi görünüyor.

 

#İlham Aliyev #Azerbaycan #Siyaset #Strateji #Suriye #Karabağ 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —