Savaşın ilk gününde yazmıştım…
O zaman “Rusya bu savaşı kaybetmez, oyun çok daha büyük” dediğim için bazıları bizi “Rusçu” ilan etmişti. Oysa asıl “Rusçuluğu” yapanlar, hiçbir hazırlığı olmayan Ukrayna’yı Rusya’nın önüne atanlar ve Batı’nın içi boş açıklamalarını alkışlayanlardı. Sonuç ortada: Ukrayna’nın içi boşaltıldı, şehirleri yıkıldı, insanları öldü, bugün ise Batı aynı Ukrayna’yı ağır bir teslimiyete doğru zorluyor.
O gün televizyonlarda, gazetelerde bu savaşı yorumlayanların yüzde 99’u meseleyi duygularıyla değerlendirdi. Rusya’ya duydukları nefret analizi kör etti. Oysa siyaset; hislerle, öfkeyle değil, tıpkı satrançtaki gibi akıl, mantık ve doğru stratejiyle yapılır. Hesaplayabilenler gerçeği o gün de görüyordu.
Benim vatanımın üzerinde dövlət kurub torpaqlarımızı Ermenilere veren Ruslardır.
Beni 37 yıldır vatana hasret bırakan, o topraklardan süren yine Ruslardır.
Bütün bu acılar, bütün bu tarihi haksızlıklar elbette hafızamdan silinmez. Ama bu gerçekler, büyük resmi görmem için gözümü kör edemez. Gönlüm başka şey ister, ama realite başkadır.
Keşke Ukrayna bu savaşa 10 yıl hazırlanarak girseydi. O gün ne Rusya bu kadar cesaret edebilirdi, ne de Ukrayna bugün bu kadar ağır bedeller öderdi.
Azerbaycan bunun en açık örneğidir: 30 yıl boyunca Ermeniler defalarca saldırdı ama Azerbaycan doğru zamanı bekledi, gücünü topladı, ateşkesi uzattı. Sonuç: 44 günlük Karabağ ve Doğu Zengezur Zaferi.
Bu, hazırlığın, sabrın ve stratejinin sonucudur.
Bugün yaşananlar tesadüf değil. Amerika ve Rusya, Ukrayna’yı adeta halı saha maçı gibi kullandı. Gol atan olmadı ama saha dağıldı—oyun büyük ihtimalle “berabere” bitecek. Rusya, sahada alamadıklarını masada alıyor; kalanını da zamanla tamamlayıp “beraberlikten” en kârlı çıkan taraf olacak.
Moskova’nın talebi açık:
Donetsk bölgesindeki Ukrayna kontrolünde kalan tüm alanlar—özellikle stratejik Slovyansk ve Kramatorsk—boşaltılsın. Bu, açık bir kapitülasyondur.
Ukrayna’nın karşısındaki ikilem ağırdır:
Teslim olsa: ülke içinde siyasi kriz, toprak kaybı, güvensizlik.
Savaşa devam etse: Rusya 2026’ya dek tüm Donbas’ı ele geçirebilir.
Batı’nın uzun vadeli güvenlik garantisi verememesi durumu daha da içinden çıkılmaz hale getiriyor. “Barış planı”ndaki belirsizlikler hiçbir güven oluşturmuyor. Ukrayna'nın seçenekleri şu soruya sıkışıyor:
“Şimdi kötü olanı mı kabul edelim, yoksa gelecekte daha kötüsünü mü?”
Rusya bu savaşla, eski Sovyet coğrafyasında kaybettiği psikolojik üstünlüğü geri almak istiyor. Bu sadece askeri değil, zihinsel bir hâkimiyet alanıdır. Nasıl ki Azerbaycan Karabağ Zaferi ile 30 yıllık baskıyı kırdıysa, Moskova da benzer bir psikolojik alanı yeniden tesis etmeye çalışıyor.
Rusya asker kaybetti, teknik kayıplar yaşadı, ekonomik sıkıntılar gördü.
Ama ayakta kalması bile onun için stratejik bir kazançtır.
Batı, ekonomik yaptırımlarla Rusya’nın çökeceğini sandı.
Bu, kendi toplumlarını Rusya’nın sosyo-psikolojisiyle karıştırmalarından doğan bir yanılgıydı.
Rusya ve Türkiye gibi toplumlarda insanlar karnı için vatan satmaz.
Satacak olanlar zaten ülkeyi terk edip Batı’ya sığınmış durumda.
Putin de bunu bildiği için:
ordusu olmayan Avrupa’yı, Türkiye çıkarıldığında sahada gücü çok azalan NATO’yu ve Ukrayna’yı umursamayan Amerika’yı çok doğru analiz etti.
Amerika’nın Ukrayna’yı çok önemsediğine inananlar oldu.
Oysa Kremlin ve Washington arasındaki plan yıllardır perde arkasında çiziliyordu.
Trump’ın yeniden iktidara gelmesiyle bu oyunun son halkası tamamlandı.
Çin’i durdurmak için:
yeni bir NATO tipi askeri blok,
BM benzeri yapının yeniden tasarımı,
küresel güvenlik mimarisinin tekrar dizaynı
artık masada olan çok güçlü ihtimaller.
Ukrayna savaşı, bu yeni düzenin başlangıç noktasıdır.
Ukrayna savaşının sonucu aslında daha ilk günden belliydi.
Belli olmayan tek şey, Batı’nın bu kadar büyük bir stratejik hatanın altına nasıl gönüllü girdiğiydi.
Bu savaş bir kez daha gösterdi ki:
Bu coğrafyada savaşlar tanklarla değil, masada kazanılır.
Ve masanın kurulduğu yer Moskova ile Washington’dı.
Ukrayna’ya ise sadece oyunu oynamak düştü.
Evet 261 Kişi
Hayır 8 Kişi