AK Parti’nin 8. Olağan Büyük Kongresi’nde alınan yeni karar, bugüne kadar kat edilen yolu, ulaşılan sonuçları ve geleceğe açılan kapıları simgeliyor.
Kardeş Türkiye’nin iktidar partisinin kongrede aldığı stratejik karar – Türk Devletleri ile İlişkiler Başkanlığı’nın ve Türk Dünyası İle ilişkilerden sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı makamının oluşturulması – iç içe geçmiş bir yapının içindeki değerli bir inciyi gün yüzüne çıkarmak anlamına geliyor. Bu girişim, Türkiye’nin sadece iç siyasetine değil, aynı zamanda küresel siyasi mimarisine dair yeni bir müttefiklik mesajı vermesi bakımından da büyük önem taşıyor.
Peki, kardeş ülkenin iktidar partisinin bu kararını belirleyen başlıca faktörler nelerdir?
1. Türk Dünyası’nın jeopolitik uyanışı
İlk olarak,
Türk Dünyası’nda yaşanan jeopolitik uyanışa dikkat çekmek gerekir. Bu uyanış, Türkiye ile Türk Dünyası arasındaki karşılıklı, tamamlayıcı ve olumlu etkilerle kendini açıkça gösteriyor. Son yıllarda küresel siyasi arenada milli değerlere dayalı birlik ruhunun güçlendiği görülmektedir. Türkiye’nin bu bağlamda Türk Dünyası’yla ekonomik, kültürel ve siyasi bağlarını güçlendirmesi, doğal bir sürecin yansımasıdır.
2. Stratejik bütünleşmenin zorunluluğu
İkinci olarak,
stratejik birlikteliğin gerekliliğine vurgu yapmak yerinde olacaktır. Türk Devletleri Teşkilatı’nın (TDT) hayata geçirdiği gurur verici girişimler, şüphesiz ki, koordinasyonun ve sistemli yaklaşımın önemini artırıyor. Türk Dünyası’yla ilişkileri yönetecek uzmanlaşmış bir siyasi figürün bu görevde yer alması, teşkilatın etkinliğini daha da artıracaktır.
Bununla birlikte,
ortak Türk kurumları için uzmanlar yalnızca devlet organlarında değil, sivil toplum ve siyasi kuruluşlarda da aranmalıdır. Bu bağlamda, AK Parti, MHP, CHP, BBP, İYİ Parti, TDAV, Türk Ocakları, Ülkü Ocakları, TDGİB, Avrasya Yazarlar Birliği, EkoAvrasya gibi önemli kurum ve kuruluşlar, Türk Dünyası’na verdikleri önemi yetiştirdikleri kadrolar ve başarılı projeleriyle gösterebilirler.
Geçtiğimiz yıl Bakü’de açılan Türk Ticaret Merkezi ve son günlerde burada kurulan “Türk Obası” gibi gelişmelerin rastlantı değil, belirgin bir eğilimin göstergesi olduğu aşikârdır.
AK Parti’nin uzun soluklu ve etkili iktidarı, MHP ile oluşturduğu Cumhur İttifakı, mevcut durumu ve gelecekteki perspektifi net bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu çerçevede, AK Parti’nin 8. Olağan Büyük Kongresi’nde aldığı yeni karar, geride bırakılan sürecin doğal bir sonucu olarak geleceğe açılan kapıları simgeliyor.
3. Prof. Dr. Kürşad Zorlu’nun seçilmesi ve önemi
Bu bağlamda, Türk Dünyası’yla ilişkilerden sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevine TBMM üyesi, aynı zamanda yakından tanıdığım değerli kardeşim Prof. Dr. Kürşad Zorlu’nun seçilmesi oldukça anlamlıdır.
Prof. Dr. Kürşad Zorlu kimdir?
1977 yılında Yozgat’ın Yerköy ilçesinde doğan Kürşad Zorlu, ilk ve orta öğrenimini burada tamamladı. 1998 yılında Selçuk Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü’nden mezun oldu ve ardından aynı alanda yüksek lisans yaptı. 2009 yılında “Örgütlerin Demokratik Yönetim Sürecinde Karşılaştığı Sorunlar ve Bir Uygulama” başlıklı teziyle doktora derecesini aldı. Akademik kariyerinde çeşitli üniversitelerde görev yaptı, uluslararası akademik makale ve bildirilerin yanı sıra iki kitap yayımladı. Ayrıca, Yeniçağ, Vatan ve HaberTürk gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı, çeşitli televizyon kanallarında yorumculukta bulundu. İngilizce ve Kazakça bilen Zorlu, Basın Yayın Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu üyeliğinde de yer aldı.
Prof. Dr. Kürşad Zorlu’nun Türk dünyasıyla ilgili derin bilgi birikimi ve akademik çalışmaları, AK Parti’nin bu alandaki politikalarına önemli katkılar sunacaktır. Türk Dünyası ile ilişkilerin güçlendirilmesi ve yeni iş birliği alanlarının oluşturulması konusunda Zorlu’nun deneyimi ve vizyonu, partinin uluslararası ilişkilerdeki etkinliğini artıracaktır. Ayrıca, medya ve iletişim alanındaki tecrübeleri, Türk Dünyası ile kültürel ve diplomatik bağların pekiştirilmesine önemli katkılar sağlayacaktır.
4. 21. Yüzyılda yeni bölgesel konfigürasyon
21. yüzyılın şekillendirdiği (ve daha yeni şekiller alacak) bölgesel yapıların dikkate alınması gerekmektedir. Küresel jeopolitik dengeler değişmektedir. Avrasya bölgesinde yeni ittifaklar oluşurken, Türkiye’nin bu bölgede artan etkisi de dikkat çekmektedir. AK Parti’nin, Türk Dünyası’yla bağları daha da güçlendirmek adına Genel Başkan Yardımcılığı makamını oluşturması, bu yeni yapıyı göz önünde bulundurarak etki alanını daha organize bir şekilde yönlendirmesine imkân tanıyabilir.
5. Küresel güç dengelerindeki yeni odak noktaları
Son olarak,
küresel güç dengelerinde yeni ağırlık merkezlerinin oluşumu konusu göz ardı edilmemelidir. Türk dünyasında birliğin güçlendirilmesi, bazı küresel aktörleri rahatsız edebilir. Ancak, bu birlik sadece bir söylem değil, ekonomik, teknolojik ve hatta askeri temeller üzerine inşa edilirse, sürdürülebilir ve stratejik bir kazanım haline gelecektir.
Türkiye’nin bu siyasi girişimi, aynı zamanda küresel devlet modeli arayışlarının bir parçası olarak da görülebilir. 21. yüzyıl, güçlü icra mekanizmalarına sahip devletlerin inşa edildiği bir dönemdir. Kardeş ülkenin iktidar partisinin yeni oluşturduğu bu makam, tüm Türk Dünyası’nı ortak bir hareket alanına yönlendirmeye dönük bir adımdır. Bu, AK Parti’nin ve Türkiye’nin tarihinden aldığı önemli bir derstir.
Bu dersin en kısa özeti şudur: Biz bir arada olduğumuzda daha güçlüyüz! Güçlü olanların “adaletli” olduğu bir dönem kapanmalı; adaletli olanların güçlü olduğu bir dönem nihayet yeniden başlamalıdır!
TANRI TÜRK’Ü KORUSUN VE YÜCELTSİN!
#AkParti #Kürşad Zorlu #Büyük kongre #Türkiye