Ancak Suriye’deki Kürt varlığı tarih boyunca sabit kalmamış, göçler ve tarihi olaylar neticesinde büyük değişimler geçirmiştir. Bu göçler sonucunda, özellikle kuzey bölgelerinde Kürt nüfusu artmıştır. Zamanla Suriye vatandaşlığı alsalar da, bazı Kürt milliyetçi gruplar siyasi taleplerde bulunarak Suriye’den ayrılmayı hedeflemiş ve bu durum iç gerilimleri artırarak ülkenin toprak bütünlüğüne dair endişelere yol açmıştır.
Kürt Göçü ve Suriye
20. yüzyılın başlarına kadar Suriye’deki Kürt nüfusu oldukça sınırlıydı. 1925 yılına kadar ülkedeki Kürt oranının toplam nüfusun yalnızca %2’sini oluşturduğu belirtilmektedir. Ancak bu durum, Türkiye’de 1925 yılında gerçekleşen Şeyh Said İsyanı’nın bastırılmasının ardından değişti. Türkiye’den kaçarak Suriye’ye sığınan yaklaşık 300 bin Kürt, özellikle Cezire, Ayn el-Arab (Kobani) ve Afrin gibi bölgelere yerleşti.
Suriye hükümeti, bu Kürt göçmenleri misafirperverlikle karşıladı ve onların ülkenin kuzeydoğusuna yerleşmesine izin verdi. Zamanla Kürt nüfusu arttı ve toplam nüfusun yaklaşık %7’sini oluşturacak hale geldi. Kürtler, genellikle Türkiye ve Irak sınırına yakın bölgelerde yoğunlaştılar.
Ancak bu göç sadece demografik bir olay olmakla kalmadı, aynı zamanda siyasi ve sosyal sonuçlar da doğurdu. Zira zamanla bazı Kürt grupları siyasi ve kültürel haklar talep etmeye başladı ve bazı Kürt fraksiyonları Batılı güçlerle ittifak kurarak siyasi hedeflerine ulaşmaya çalıştı.
Suriye'deki Kürt Varlığı ve Şehirler
Bugün Suriye'deki birçok şehirde Kürt nüfusu bulunsa da, bu şehirlerin çoğu tarihsel olarak Kürt çoğunluğa sahip değildi. Türkmenler, Süryaniler, Asuriler, Araplar, Ermeniler, Aramiler, Çerkesler ve Çeçenler gibi farklı etnik grupların yaşadığı bu şehirlerin demografik yapısı, özellikle 20. yüzyılda Kürt göçleriyle değişime uğradı.
Bazı şehirlerdeki Kürt varlığının tarihçesi şu şekildedir:
- Kamışlı: 1933 yılına kadar Kürt nüfusu bulunmamaktaydı. Şehir, aslında Türkiye sınırındaki Süryani kenti Nusaybin’in bir parçasıydı. Eski adı "Beth Zalin" (Kamış Evi)olup Süryaniler, Asuriler ve Ermeniler tarafından iskan edilmişti. Kürt göçüyle birlikte şehirdeki nüfus dengesi değişmiştir.
- Ayn el-Arab (Kobani): 1892 yılında Osmanlı İmparatorluğu'ndan kaçan Ermeniler tarafından kuruldu. Şehrin eski adı, Türkçesı "Arab Pınarı"anlamına gelen "Arap Binarı"idi. Kürtler, 1921’den sonra şehre göç ederek zamanla buradaki çoğunluk haline geldiler. “Kobani” adı, bölgede demiryolu inşası yapan Alman şirketi (Kompani)kelimesinden türetilmiştir.
- Münbiç: Hititler ve Süryanilere kadar uzanan eski bir tarihe sahiptir. Eski adı “Nabigu” olup Arap şair el-Buhturi burada doğmuştur.
- Afrin: Hitit ve Süryani kökenli bir yerleşim olup Süryanice "Toprak" anlamına gelen bir isim taşımaktadır.
- Malikiye: Eski adı "Deroni" olup eski çağlarda Arami Azkhiler tarafından iskan edilmiştir.
- Haseke: Sümerler ve Asurlular dönemine kadar uzanan tarihî bir geçmişe sahiptir. Süryanice "Nahrin"olarak anılmıştır.
Bu tarihsel veriler, Kürt milliyetçi grupların hak iddia ettiği bölgelerin çoğunun aslında tarih boyunca Kürt çoğunluğa sahip olmadığını, aksine Kürtlerin Türkiye ve Irak'tan göç ettikten sonra buralarda yerleşim kurduğunu göstermektedir.
Tarihi İddialar ve Siyasi Talepler
Suriye topraklarında Kürtlerin yerli halk olduğu yönünde tarihî veya arkeolojik kanıtlar bulunmamaktadır. Ancak bazı Kürt partileri, zamanla bağımsızlık veya özerklik taleplerini dile getirmiştir. Bu talepler özellikle Kürtlere Suriye vatandaşlığı verildikten sonra daha da güçlenmiştir. 2011’den sonra yaşanan iç savaş ortamında bazı Kürt liderler, Suriye toprakları içinde bağımsız bir yapı oluşturma çabalarına hız vermiştir.
Bu taleplerin en büyük tehlikesi, Suriye’nin petrol, gaz ve maden kaynaklarının büyük bir kısmının bu bölgelerde bulunmasıdır. Kürt milliyetçi grupların kontrol etmeye çalıştığı bölgeler, ülke ekonomisinin temel kaynaklarını barındırmaktadır. Bu nedenle, olası bir ayrılma girişimi, Suriye'nin ekonomik varlıklarının küçük bir gruba devredilmesi anlamına gelir ve bu da ülkenin ulusal birliğini tehdit eden ciddi bir risk oluşturur.
Dış Destek ve Kürt Projesi
Kürtlerin bağımsızlık veya özerklik talepleri yabancı destek olmadan bu kadar güçlenemezdi. Tel Aviv ve Batılı başkentlerden gelen açık destek, Kürt ayrılıkçı projelerinin hızlanmasına neden olmuştur. Özellikle, bazı Kürt silahlı gruplarının ABD ile işbirliği yaparak bölgesel çıkarlarına hizmet eden bir politika izlediği görülmektedir.
Bununla birlikte, Kürt halkının tamamı bu ayrılıkçı projelere destek vermemektedir. Ancak, Kürt siyasi liderleri tarih boyunca fırsatçı politikalar izlemiş, çıkarlarına uygun olan taraflarla ittifak kurmuşlardır. Bu durum, Kürtler arasındaki iç çatışmaların sık sık yaşanmasına neden olmuş ve dış güçlerin onları kullanmasını kolaylaştırmıştır.
Suriye, tarih boyunca Araplar, Türkmenler, Kürtler, Çerkesler ve Süryaniler gibi birçok etnik grubun birlikte yaşadığı çok kültürlü bir ülke olmuştur. Ancak herhangi bir etnik veya mezhepsel temelli ayrılık girişimi, ülkenin toprak bütünlüğünü ciddi şekilde tehdit etmektedir.
Bu nedenle, her türlü ayrılıkçı projeye karşı durulmalı ve Suriye'nin tüm vatandaşları için birleşik bir devlet olarak kalması sağlanmalıdır.
Dr.Muhtar Fatih BEYDİLİ