Aynı zamanda yerine göre güzel bir söz, muhatap olunan olumlu bir davranış ya da ruha şifa bir dost olabilir.
Rızık, payına düşeni almaktır. Allah’ın sonsuz kudreti ile yaratmış olduğu evrende, sonsuz cömertliği ile her canlıya dağıttığı nimetten payınca istifade edebilmektir.
Yüce Yaratıcı tarafından sunulan türlü nimetlerden yaşamı süresince faydalanmasıdır insanın.
Rızık, her ne kadar kültürümüzde yemek ve gıdalanmak anlamında kullanılsa da çok geniş bir mana ifade ettiği aşikardır. Doğumundan ölümüne kadar insanın dünyada sürdürdüğü yaşamının her adımı, her ânı rızıkla iç içedir.
Doğrudur; rızkın temel anlamı gıdalanmak üzerinedir. Sözlükte de ifade edildiği üzere “yiyecek vermek, rızıklandırmak” anlamındaki “rezk” kökünden türeyen “rızk” kelimesi “yiyecek, giyecek ve faydalanılacak her şey; yağmur, bağış, pay, nasip” gibi anlamlara gelmektedir.
Terim olarak ise Allah-u Teâlâ’nın canlılara yeme içme ve başka hususlarda yararlanmak üzere verdiği her şeyi ifade etmektedir. Ragıp el-İsfahani’nin bu tanımı rızkın gerçek anlamının yeme içmenin çok daha ötesinde olduğunu ortaya koymaktadır.
Ayrıca, Osmanlı Devleti'nde sipahilere her ay verilen maaş da “rızık” olarak adlandırılmıştır.
Aciz bir varlık olan, ana rahmine düştüğü andan itibaren başkalarının yardımına ve ilgisine ihtiyaç duyan insanoğlu, yeryüzündeki yegâne tüketici olarak büyük bir Rezzak’ın (rızıklandırıcının) verdiklerine muhtaçtır.
İnsan, doğrudan üretim yapamayan bir varlıktır. Allah’ın rızık olarak vermiş olduğu akıl nimeti ile yeryüzündeki eşyayı, maddeyi ve ürünleri kullanarak kendisi ve insanlık için dolaylı bir üretim yapabilmektedir. Bunun içindir ki Allah tarafından insanoğluna verilen en büyük rızık akıldır.
Toplum içerisinde rızık kavramı ile genellikle; “Ailenin geçimlik malzemesini, günlük ihtiyacını temin etme çabası sonucu elde edilen şey.” olarak ifade edilmektedir. Büyüklerimiz günlük çalışmalarını ve telaşelerini; “Ailemizin rızkını temin etmek üzere çalışıyoruz. Başka bir gayemiz yok.” şeklinde özetlemekteydiler.
Rızık ile ilgili dilimize dolanan atasözü, deyim ve özlü sözler de mevcuttur:
Rızkını taştan çıkarmak: Geçimini sağlamakta çok becerikli olmak, ekmeğini taştan çıkarmak…
Allah kulunu kısmeti ile yaratır: Allah her yarattığının rızkını verir.
Baykuşun kısmeti ayağına gelir: Allah hiçbir canlıyı aç bırakmaz, kımıldamadan duran baykuşun rızkını bile önüne koyar.
Uçan kuş aç kalmaz: Hayatta mücadele eden, geçim kavgası vermeyi bilen; ne yapar eder, rızkını çıkarır.
Rızkını çıkarmak: Geçimi için gerekli meblağı kazanmak…
Rızkı kesilmek: Bir nimetten artık istifade edememek…
Eli ekmek tutmak: Geçimini kendi emeğiyle sağlayacak duruma gelmek...
Rızık ile ilgili edebiyatımızda da çok güzel deyişler mevcuttur:
“Zâlimin rişte-i âmâlini bir âh keser / Mâni-i rızk olanın rızkını Allah keser.” (Lâ Edrî)
(Zalimin yükselme, ilerleme, kalkınma, azgınlaşma isteklerinin ipini bir ah keser. Başkasının rızkına engel olanın ise rızkını Allah keser.)
Zalim, her ne kadar zulmü ile toplumu sindirse; isteklerine, hedeflerine ulaşmada ve toplum içerisinde yükselmede başarılı olsa da alacağı bir ah onun önüne büyük bir engel olarak çıkacaktır.
Âdeta derin bir kuyuya inen birinin kuyudan çıkmaya çabalarken tırmanmakta olduğu ipin kopması sonucu çıkamaması gibi, zalimin tırmanma ipi de bir ah ile kesilerek hedefine ulaşması engellenecektir.
Bununla birlikte Allah, birilerinin rızkına mâni olan ya da tüm kazancı kendinde toplamaya çalışanların rızkını da muhakkak kesecektir. Çünkü adil olan Yüce Allah, adaletsizlikleri ve haksızlıkları cezasız bırakmaz.
Rızık, oldukça geniş bir konudur. İnsanın aldığı her nefes, dünya nimetlerinden elde edeceği her pay Yüce Yaratıcı tarafından ona bahşedilen bir rızıktır.
Önemli olan rızkın kaynağını bilmek; rızkı verenin Hüda olduğu bilinci ile hareket etmek, rızkı verene şükür içinde olmak ve o şuur ile donanmaktır.
Alpaslan Demir
İstanbul-31.01.2025
Evet 263 Kişi
Hayır 8 Kişi