Bu soysuz isim size tanıdık geldi mi? Kristapor İvanyan (Իվանյան Քրիստափոր Իվանի; Иванян Христафор Иванович; 20.12.1920, Tiflis – 30.08.1999, St. Petersburg), eski SSCB’nin ve geçici Ermenistan’ın generaliydi. Hem II. Dünya Savaşı’na hem de I. Karabağ Savaşı’na katılmış ve sözde “Dağlık Karabağ Savunma Ordusu'nun kurucularından biri olmuştu.
Ermeniler, soykırım gerçekleştirdikleri Hocalı’ya İvanyan’ın adını vermişlerdi. Kendi ahmaklıklarıyla Hocalı’nın sokaklarını da Ermenice isimlerle değiştirmiş, Hocalı’ya yasa dışı göçler düzenlemiş, “ikinci bir Ermeni devleti”ni ev ev, sokak sokak, köy köy, Hocalı-Hocalı kurduklarına kendilerini inandırmışlardı.
Tarih yalnızca yaşanan olaylardan ibaret değildir; ona yüklediğimiz anlamlar, çıkardığımız dersler ve onu geleceğe nasıl taşıdığımızdır, tarih!.. Hocalı, bu açıdan sadece bir katliamın yaşandığı yerin adı değil, aynı zamanda AzerbaycahaHaını'nın iradesinin, mücadelesinin ve yenilmez ruhunun bir simgesidir. Kanla yazılmış, gözyaşlarıyla mühürlenmiş bu sayfa artık yalnızca bir matem günü değil; aynı zamanda direnişin, azmin ve zaferin hikâyesidir!..
Hocalı Soykırımı
Hocalı Soykırımı, tarihimizin en acı ama aynı zamanda en büyük derslerinden biridir. O gece, masum insanların katledilmesi sadece bir halkın değil, insanlığın hafızasına kazınması gereken bir trajediydi. O dehşetli geceden bu yana 33 yıl geçti. Hislerimizin adı kin değil – biz, galip bir millet ve galip bir devlet olarak bize yakışanı yapıyoruz; ancak bu asla unutmak anlamına gelmemelidir. Unutmak, düşmanın arzuladığı bir meşgale ve yenilgidir. Hocalı’nın en karanlık gününü unutmamak bizim borcumuzdur – ama yalnızca yas tutarak değil, onu geleceğe adalet, güç ve inşa ile taşımakla!..
366. Alay: Tesadüf müydü?
366. Alay’ı da unutmadık! Ne büyük bir “tesadüf” ki, bu alay ilk kurulduğunda da Türk Milleti'ne ve İslam ümmetine karşı savaşmış, son ihanetini de yine Türk milletine ve İslam Ümmetine yaptı: Türkistan’dan Hocalı’ya dek!..
Bu alay, Bolşeviklerin Türkistan’da açtığı cephenin 3. Türkistan Süvari Tümeni’nden köken alıyordu. 366. Alay’ın “ataları” arasında bulunan süvari tugayı, 1930’lara kadar Türkmenistan’da Basmacı Hareketi’ne karşı savaşlarda yer aldı. Daha sonra yeniden düzenlenen bu alayın konuşlandığı yer Özbekistan’a – Fergana ve Namangan’a taşındı.
II. Dünya Savaşı sonrasında (Ekim 1945’te) adı, sayısı ve bağlı olduğu birlik tekrar değiştirilen alay, o dönemde TransKafkasya Askeri Bölgesi’ne bağlı 40. Ordu’nun bünyesine – Azerbaycan’a kaydırıldı. 31. Mekanize Muhafız Karargâhı (06715 numaralı askeri birlik) ve tümen birliklerinin büyük bir kısmı Şemkir’de konuşlandırıldı. 1957’de eski SSCB Silahlı Kuvvetleri’nin 31. Muhafız Mekanize Tümeni, 25. Muhafız Motorize Piyade Tümeni’ne dönüştürüldü. Tümen içindeki muharebe alaylarının sayısı ve sıralaması tekrar değiştirildiğinde, eski muhafız mekanize alayı, 366. Muhafız Motorize Piyade Alayı’na dönüşmüş oldu.
1985’te 366. Alay, Şemkir’den eski Dağlık Karabağ Özerk Bölgesi'nin idari merkezine taşındı. SSCB Silahlı Kuvvetleri’nin yönetiminde birçok Ermeni’nin bulunduğu bu taşınma kararı, sizce de tesadüf müydü? 366. Alay, oraya yerleştirilmeden önce eski DQÖB (Dağlık Karabağ Özerk Bölgesi) topraklarında büyük ölçekli askeri birlikler mevcut değildi. Eğer bu yer değişikliği, SSCB’nin Transkafkasya Askeri Bölgesi’nin yönetimi ile üst düzey Ermeni milliyetçilerinin gizli anlaşmaları sonucu gerçekleşmediyse, peki neden ve kim için gerçekleştirildi?..
Bu sorunun cevabı, bu taşınmadan sadece üç yıl sonra Hankendi meydanında yankılanan “Miatsum” çığlıklarında ortaya çıkmadı mı? Hocalı Soykırımı, 366. Alay’ın taşınmasının önceden planlanmış hain bir eylemin ve hareketin parçası olduğunu doğrulamadı mı?..
Evet,
Hocalı Soykırımı, Erivan ve Kremlin’in ortaklaşa işlediği bir insanlık suçudur. Ne tarihin, ne de bizim unutmaya hakkımız var!
Hocalı: Unutmayacağız, Unutturmayacağız!
Azerbaycan yıllarca kendi sesini dünyaya duyurabilmek için mücadele etti. Bizi duymak istemeyenlere hak davamızın adil olduğunu kanıtlamak için diplomasi alanında, enformasyon savaşlarında, uluslararası platformlarda var gücümüzle mücadele ettik. “Hocalı’ya Adalet” kampanyası sadece bir çağrı olarak değil; bu, milletimizin vakarını, diplomatik yetkinliğini, hak yolundaki sarsılmaz iradesini ve onurlu duruşunu dünyaya gösterdi.
Tarih gösterdi ki, modern dünya hiç de adil değil ve adalet ancak güçle korunur.
2020’de, şanlı Azerbaycan Ordusu, 44 günlük Vatan Savaşı’nda tarihi adaleti yeniden tesis ederek, tüm dönemlerde vatan uğrunda can veren şehitlerimizin ruhunu şad etti.
Bundan 17 ay önce – 2023 sonbaharının ilk ayında antiterör operasyonları gerçekleşti ve çok geçmeden Hocalı’da da bayrağımız dalgalandı!
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Hocalı’da Devlet Bayrağını göndere çektiği an, sadece sembolik bir olay değil, tarihin dönüm noktası, daha doğrusu, hakkın zafer nidâsı oldu!
Hocalı artık ne yas yeri, ne de intikam meydanıdır!
Hocalı’ya dönüş, zaferin dirilttiği ruhun ta kendisidir! Biz sadece mağlubiyetin yaralarını sarmıyoruz, biz toprağa yeni bir hayat veriyor, onu Azerbaycan ruhuyla yeniden canlandırıyoruz.
Hocalı, artık yalnızca geçmişin adı, hatırası değil; o, geleceğin şanıdır!
Hocalı Soykırımı’nı,
Karabağ’ın geçmişteki kara günlerini,
kısacası, Azerbaycan’ın hakikatlerini dünyaya onurlu bir duruşla anlatmak, milli gücümüzü korumak başka bir diriliş hadisesi, farklı bir düzen, yeni bir çağdır!
Ne ağlamaya, ne de unutturmaya izin vereceğiz!
Biz Hocalı’yı, Karabağ’ı, Zengezur’u, Azerbaycan’ı yaşatacağız, inşa edeceğiz ve geleceğe daha güçlü adımlarla ilerleyeceğiz!
Andolsun!
#ŞehitlerÖlmedi
#VatanBölünmedi
DEVLETİMİZ ZEVAL GÖRMESİN!