Hasan BARIN- NE DEPREM TESADÜFTÜ; NE DE İKLİM!

Hatay Depremi Can Şehitlerimize ithafen;


İnsanların acıları, kayıpları üzerine, hazır acı potansiyelinin üzerine yazımı inşa etmeyi kendime yakıştıramadığımdan; bu başlıkta yazıyı yazacağım dememe rağmen yazmak için bazı acıların en azından az da olsa körelmesini bekledim.


Depremden hemen sonra, bu bir deprem değil, saldırı demiş bunun sebeplerini birçok gazetede yayınlanan, bu konuda yazımda anlatmıştım.
Bu yazımı daha iyi anlayabilmeniz için yazımdan önce linkini verdiğim yazıyı okumanızı tavsiye ederim.

Gelelim nacizane bilgimle kelam etmeye:
Depremin deprem değil saldırı olduğunu anlattığım yazımı okuyan ve fikirlerimi bilen isminin açıklayamayacağım stratisyen, tecrübeli gazeteci abimden yazım yayınlandıktan bir telefon geldi:
“Hasan, haklısın, ne deprem ne hava şartları rastlantı değil, gerisini karşılıklı oturur konuşuruz.”
Daha sonra ise bu konudaki fikirlerimi farklı siyasi düşüncelerde olan gazetecilerle konuşup istişare ettik.
Anladım ki;
Depremi, saldırı olduğunu sadece bir ben düşünmüyordum, bazı dostlarl da  aynı fikirdeydik. Diğer ülkelerin bilim ve siyaset insanlarından da aynı türde açıklamalar duydum.
Prof. Dr. Naci GÖRÜR; Depremi başka bir ülkenin gerçekleştirdiğine inanan ben gibi insanlara öncelikle bir güzel hakaret ediyor, sonra da depremin su ile tetiklenenebileceğini ifade eden konuşmasını dinledim.

Biz, hakaret, küfür, tehdite alışkınız. Hocamın canı sağolsun o ayrıda;
Sayın Hocam, biz deprem oluşturuldu demiyoruz; zaten gerçekleşecek olan deprem tetiklendi öne alındı diyoruz.
Yani sizin söylediğinizi söylüyoruz!
Aynı şeyden bahsediyoruz!
Aynı şeyden bahsedip anlaşamamak Türk Milleti’ne has bir özellik olduğundan
Ben şuna inanıyorum:
Bilim insanlarının bildiği bilimin üstünde, günlük hayatta da geçerli, bilim insanlarının bilmediği görmezliğe geldiĝi; bilim içinde ayrı bir bilim vardır.
Bu bilimin, bilginin gücünü bırakın moderrn laboratuvarlarda yapılan deneylerle ispatlanan bazı bilimsel bilgileri günlük hayatta da basit deneylerle bir şekilde ispatlamak ta mümkündür.
Su deyince buyurun suyun gücünü ispatını sağlayan basit bir deney:
Aynı süre aralıklarla betona aynı süre aralıklarıyla damlayan su damlacığının belirli bir süre sonra betonda bıraktığı etkiye hiç şahit oldunuz mu?
Buyurun bu etkiyi deneyebiliyorsanız vücudunuzda şu şekilde deneyin:
Kafanızı sıfır numara tıraş ettirin, yukarıdan aynı sürede aynı yükseklikten kel kafanızın hep aynı noktasına bir damla su damlayacak şekilde bir düzenek ayarlayın. Kafanıza birer damla su damlamaya başladıktan sonra, zaten dayanamazsın ama beş dakika sonra beyninizde oluşan tahribatı siz söylemezseniz bile tahrip olan beyniniz size söyler.
 

Önemli not:

 Kel olan veya hafif keli olanların ayriyeten berbere gidip saçlarını sıfır numara kestirmesibe gerek yok; onlar damlayacak suyu kel olan bölgeye düşecek şekilde kelliklerinin konumuna göre ayarlaması yeterlidir.

Çinliler, bunu işkence yöntemi olarak kullanırlar, önermem ama yaparım diyene aha kel, aha meydan, aha da damla.
Seste çok güçlüdür. Bombanın, uçağın sesinden camların kırıldığının basit bilgileri bir kenara bırakalım.
Uygulamak isteyene bir de sesin gücüne dair bir deney:

Hiçbirşey olmayan bir odaya geçin. Aynı zaman aralıklarıyla kısa süreli sesler gönderecek bir ses cihazı ayarlayın. O ses aletinden çıkan kısa süreli ses, belirli bir süre sonra sizin beyninizde bomba etkisi yapmaya başlar.
Her iki deneyde de gerçekleşecek güç, belirli bir süre sonra gücünü katlayarak beyinde rezonans etkisi yapar.
Ben, suydu, kel olmaktı, odaydı, müzik aletiydi bunlarla uğraşamam diyenlere; basit bir gücün nasıl artıp katlandığına dair her yerde evinde bile uygulayabileceĝiniz çok basit bir deney:
Elinize bir kadın kol çantası alın, yengem izin verirse onun çantası da olur. (Vermezse o çantayı, yengemin gücüyle birleşen çantanın gücünü kısa sürede de olsa taşımak istemiyorsanız yengeme üstelemeyin.)
Bir elinize çantayı alıp, iki kolunuzu da omuz hizasında kaldırın. Belirli bir süre sonra elinizdeki kol çantası büyük bir ağırlığa dönüşecek, taşıdığınız ağırlık, ağırlık taşımayan kolunuzu da etkileyecektir.
Bu şekilde yarım saat durabilerek bunu karşımda da yapabilirim diyen varsa buyursun karşımda yapsın. Yapabilirse, Merkez Bankası’ndan yeni basılmış, isterseniz üzerine imzamı da atabileceğim 200 TL’yi hediye edeceğim.


Denemeden önce size hatırlatırım. Bunu bir milli boksör sadece ön yedi dakika; iriyarı bir adam ise gözümün önünde sadece dokuz dakika yapabildi.
Hafiften olsa bir güç, canlı veya cansız varlık karşısında zamanla dayanılmaz bir güç oluşturur. (Bu da yerçekimi ile birleşerek oluşan bir nevi Rezonans etkisi)ne dönüşür)
Hayatta karşılaşıp kendinizde uygulayabileceğiniz bir çok örnek veririm ama;

Hatay Depremi ile ilgili yazdığım yazıdan sonra bana sıkça sorulan “Deprem oluşturacak teknoloji var mı” sorusuna basit deneylerden sıyrılarak, daha bilimsel cevap vermeye de çalışayım:

Tekrar söylemel gerrekiyorum; deprem oluşturabilir demiyorum enerji biriken fay hattında zaten oluşacak depremi tetiklenebilir diyorum.

 Ortaokullu yıllarım, Bilim ve Teknik Dergisi’nde okuduğum makaleden:
Mars’a gönderilecek bir uzay aracının Mars’a gidinceye kadar yakıt sorunu olmadığı, sorunun Marst'tan dönerken olduğu, bunun da Mars’ta bulunan buzun eritilip su haline dönüştürüldükten sonra sudaki hidrojenin yakıt olarak kullanabileceği yazıyordu.
Peki, Dünya’daki su, hala niye yakıt teknolojisinde kullanılmıyor?
Dünya’daki suda hidrojen olmadığından mı?
Günümüzde;
Şu an araç 255 milyon km uzaklıktaki Mars’a gitti, üstüne üstüne üstük birçok yeteneği olan bir araçta yüzeyine indi ve kildir kildir Mars yüzeyinde dolaşıp şakır şakır fotoğrafını çekip Dünya’ya gönderiyor.
Hangi enerjiyi kullandığını bir kenara bırakın, buyurun günümüzdeki kullanılan teknoloji!
90’lı yıllar:
Bir Amerikan Üniversitesi, Güneş’teki enerjiyi elde edip bunu bir fanusta hapsetmeyi başardıklarını açıkladı. Sonra başka bir üniversitede bu deneyi gerçekleştirdiğini kamuoyuna duyurdu. Diğer, diğer üniversite derken sıra bizimkilere geldi.
Dünya’da beşinci olarak Ege Üniversitesi Füzyon Deneyi diye adlandırılan bu deneyi gerçekleştirildiĝini açıkladı.
İnanmıyorsanız İnternette araştırın diyeceğim diyeceğim ama benim o zamanlar bizzat takip ettiğim bu deneylerle ilgili haberlerin hepsi de insan hafızasından silinmek istercesine silinmiş.

Küba’da, ard arda depremler olunca, Küba Lideri Fidel Castro; “Bu depremleri ABD, yapıyor” diye açıklama yaptı.
Bu açıklamaya ABD en üst ağızdan “güldürmeyin bizi” diye açıklamayla cevap verdi.
Gülen sadece ABD değildi; ben de Castro’nun bu açıklamasına gülmüştüm ama, ne manidar rastlantıysa, Castro’nun bu açıklamasından sonra Küba’daki depremler durdu.
Esas enteresam olan bu bilginin de internetten silinmiş olması!
Yaklaşık beş sene önce, “Asrın deneyi” diye reklamı yapılan; “Tanrı parçacığı bulma” diye de adlandırılan deney gerçekleşmeden;
İsviçre’deki CERN’de (Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi) bulunan, dünyanın en büyük ve en güçlü parçacık hızlandırıcısı olan Büyük Hadron Çarpıştırıcısı çalıştırılmadan önce depremi tetikleyebileceği kabul eder tarzda insanları ; ” Ne olacağıni bilmiyoruz, kontolümüz dışında birşey olabilir; fay hatları tetiklenebilir, Dünya’da önü alınamaz büyük depremler olabilir” diye bilim insanları üzerine basa basa deneyde yapacakları uyardı hatta hatta yapmamalarını istedi.
 

Deney oldu; şükür korkulan olmadı!
Sizi bilmem de benim aklıma şu soru geliyor:
Bu teknolojiye sahip olan Dünya bilim insanlarının fay hatlarına su basılırsa deprem tetiklenebilir diye kabul ettikleri suyla gerçekleştirebilecekleri tetiklemeyi, anlattığım ve bilmediğimden dolayı anlatamadığım teknolojiyle mi gerçekleştiremeyecek.
Uzerine basa basa Deprem tetiklendi dememe rağmen, bunu deprem oluşturuldu olarak anlayanlara tekrar söylüyorum; deprem oluşturulmadı, deprem tetiklendi.


Anlatmak istediğini çok basit bir örnek daha vererek örnek kotamı doldurayım:
Havayla şişirilmemiş bir balon düşünün, tırın altında kalsa da patlamaz çünkü içinde baskı oluşturacak enerji yoktur!
Doğru mudur?
Peki, balonu iyice şişirin bir alana bırakın. Zamanla içindeki hava, balondan çıkmak için çeperlere (Balonun kenarlarına) baskı uygulamaya başlar. Fizik ve kimya kuralıdır, sıcağı görünce bu hareketlenme artar.
Her iki halde de içindeki hava, eğer küçük bir delik bulamazsa balon belirli bir süre sonra patlar.
Patlamanın zamanını öne çekmek isterseniz balonu sıcaktan etkilenmesini sağlarsınız.

Eğer hemen patlatmak gibi derdiniz varsa iğnenin ucu size yardımcı olacaktır.
İğnenin ucuyla basit olarak yapılanın benzeri teknolojik olarak yapılmıştır.
Ben ve ben kafalılar böyle düşünüyor.
Bazılarınızın, “O bölgedeki binaların çürük olan durumu ne olacak, onu niye gözardı ediyorsun” dediğini duyar gibi oluyorum.
Haklısınız da, bunu sen-ben biliyoruz da, Türkiye’nin üç noktasına yer altı seslerini dinlemek için cihaz yerleştiren; deprem
7.1 şiddetine diye Türkiye açıklama yaptığında; 7.1 değil, 7.4 diyerek karşı açıklama yapan ve dediği doğru çıkan ABD bilmiyor mu?
Şu gün çok soğuk olacak diye uyarı yapılırken tam o uyarı yapıldığı günün deprem iki şiddetli deprem olması da ayrı uzun bir yazı konusu!
Haksız mıyım?
Vatanımda bir daha böyle böyle felaketler olmamasını dileyerek,
Kasmadan açıkça yazacağım:
Deprem de iklim de rastlantı değil,
Bunu yapan ABD, ve bilip sessiz kalanlar da yandaşları!
Yazdıklarım büyük olasılıkla ilerde açıklanacak ve çok büyük olasılıkla da ben yaşamıyor olacağım.
Öyle bir imkanım olmayacak ama; ama imkanım olsa bile elli bin Canımın Can acısı hiç geçmeyeceğinden; haklıymışsın diyene de, yazmış söylemiştim haklı çıktım bile demek istemezdim.
Hidrosfer, İyonesfer ve Alaska’daki üs, uzaylılar muhabbetine girip yazıyı daha fazla uzatmak istemiyorum.
Merak eden araştırır.
Bazı bilim insanları ise;
Depremin Amerikan HAARP teknolojisiyle yapıldığına inanmıyorum, inanananlar deyip ben fikirli olanlara saydırır.
Birşey söyleyeyim ama kimseye söylemeyin; ben de inanmıyorum, simdiki teknoloji daha ilerisi, o dediğiniz otuz sene önceki teknoloji.
Ana fikrinde, Amerikalıların bile hem fikir olduğu, anlam yüklü, uydurma, yakıştırılan ve yakışan bir hikaye ile yazımı bitireyim:
“Tanrı, Amerika Kıtası’nı yaratıp, uzun uzun hayranlıkla bakıp çok güzel oldu ama böyle olmaz dengesiz oldu dengelemem lazım” demiş.
Dengelemek içinde Amerikalıları yaratmış.
Sağlık, huzur, saygıyla kalın!

 

Hasan BARIN

Tarihçi, araştırmacı yazar

 

#Deprem #Hatay 


NE DEPREM TESADÜFTÜ; NE DE İKLİM!

Hemen deprem sonrası yazımı okuyamayanlar, unutanlar için tekrardan yayınlıyorum.

HASAN BARIN

6.02.2025 10:48:00

Traktör Şazi'nin maçları TRT'de yayınlansın mı?


Evet 244 Kişi
% 96,82
Hayır 8 Kişi
% 3,17

Arda Turanlı Shakhtar zirveye koşuyor: Dinamo Kiev’i 3-1 yendi

Fenerbahçeli basketbolcu sözleşmesini tek taraflı feshetti: Kulüp yasal süreci başlattı

Sadettin Saran Üç Yıldıza “Güle Güle” Demeye Hazırlanıyor

A Milliler sahneye çıkıyor: 2026 Dünya Kupası yolunda kritik üç sınavın tarih ve saatleri açıklandı

Türkiye, İsrail’i 10-3 mağlup ederek Avrupa Şampiyonu oldu

Fenerbahçe’de Ederson Şoku! Oynayamazsa 3. Kaleci Tarık Çetin Kaleyi Koruyacak

Muhteşem Başarı: Muhammed Furkan Özbek’ten Dünya Rekoru ile Gelen Dünya Şampiyonluğu!

Rus sporcular Gence'deki açılış törenini boykot mu ediyor?

Son Dakika: Yusuf Ayçiçek Al-Hilal’de

Galatasaray Genel Sekreteri Eray Yazgan, Kerem Aktürkoğlu’nun Avrupa listesine yazılmasına engel olmayacaklarını açıkladı. Yazgan, “Türk futbolunun hamisiyiz, ahlak dersi veriyoruz” dedi.

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.GALATASARAY A.Ş. 12 9 1 2 19 29
2.FENERBAHÇE A.Ş. 12 8 0 4 15 28
3.TRABZONSPOR A.Ş. 12 7 1 4 10 25
4.SAMSUNSPOR A.Ş. 12 6 1 5 7 23
5.GÖZTEPE A.Ş. 12 6 2 4 9 22
6.BEŞİKTAŞ A.Ş. 12 6 4 2 5 20
7.GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ A.Ş. 12 5 3 4 -3 19
8.CORENDON ALANYASPOR 12 3 3 6 0 15
9.TÜMOSAN KONYASPOR 12 4 6 2 -2 14
10.ÇAYKUR RİZESPOR A.Ş. 12 3 4 5 -2 14
11.KOCAELİSPOR 12 4 6 2 -4 14
12.RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ 12 3 5 4 2 13
13.HESAP.COM ANTALYASPOR 12 4 7 1 -10 13
14.GENÇLERBİRLİĞİ 12 3 7 2 -5 11
15.KASIMPAŞA A.Ş. 12 2 6 4 -6 10
16.ZECORNER KAYSERİSPOR 12 1 5 6 -15 9
17.İKAS EYÜPSPOR 12 2 8 2 -9 8
18.MISIRLI.COM.TR FATİH KARAGÜMRÜK 12 2 9 1 -11 7

YAZARLAR