Kralın biri, marangoz eşi olan güzel bir kadına aşık olduğundan, devlet işleriyle ilgilenmeyecek kadar  deli divane gibi ortalıkta dolaşır olmuş.

Bu durum, yardımcısının dikkatini çekince utana sıkıla da olsa durumu yardımcısına anlatınca; herşeyi ince ince hesap edecek kadar çok akıllı olan yardımcısı hemencecik çareyi düşünüp;
“Kralım ne var bunda düşünecek;
kocasını usulünce ortadan kaldırırız, boş kalır, kralları evlenmeyeceğim mi diyecek siz de onu alırsınız, olay bu kadar basit.”
diyerek, beynindeki planı krala arz etmiş.

Kralda, planı uygulamaya koymak için marangozu asker
lerine emir verip huzura marangozu çağırtıp emrini marangoza iletmiş:

Yarın sabaha kadar, şu boyutlarda, şu desenlerde, şu ağacı kullanarak elli tane tabut yapacaksın. Yaptın yaptın, yapamadın yarın sabaha karşı idam edileceksin!

İki tanesinin mümkün olmadığı bu durduk yere gelen böyle bir istekle karşılaşan marangoz, şaşırıp üzülse de, ne desin karşısındaki kral; sessizce ayrılıp için için ağlayarak evinin yolunu tutarken; kral yeni eşiyle yapacağı sıcak gecelerin hayalini kurmaya başlamış bile.

Çok sevdiği eşinin üzgün olduğunu gören marangozun eşi, eşine neden üzgün olduğunu sorduğunda, durduk yere gelen bu isteği öğrenince, eşine belli etmese de o da çok üzülüp gözyaşlarını içine dökerek ağlamış.

Boş boş durup üzülüp süzülmenin bir faydası olmadığını düşünen, gerçek plandan haberi olmayan marangoz; “belki iki tanesini bitirir, kral bunları beğenip insafa gelir, affeder” düşüncesiyle atölyesinde yolunu tutup, sbaha kadar ne kadar yoğun çalışsa da sabaha karşı ancak bir tanesini bitirebilmiş, tam ikinci tabuta başlamış ki, atölyesinin kapısının sertçe açıldığını ve askerlerin içeri girdiğini görünce; o zamana kadar işine odaklanarak çalışırken soğuk acı gerçeğe hatırlayıp, istemsiz bir şekilde, can havliyle:
“Elli tane tabut yetiştiremedim, biraz daha zaman verirseniz belki yetiştirebilirim!” diyebilmiş. 
En önde olan, atölyeye gelen birliğin komutanı olduğu her halinden belli olan asker onu umursamaz ve emreder tavırla:

“Bırak elli tabutu da, bize sana kralın dün senden istediği şekil ve boyutlarda acil bir tane tabut lazım, kral gece yarısı öldü”

Kralın yardımcısı, ne kadar akıllı olsa da, çok basit bir hata olan, ölüm gibi ufak ama o kadar da acı olan gerçek ayrıntıyı atlamış.

Ölüm deyince aklıma ne geldi.
Bir de bunu dinleyin;
Adamın birinin ne derdi varsa intihar etmeyi kafaya koymuş. 
Özene bezene araştırıp, tam denizin uçurumuna bakan yamacında bir ağaç bulmuş. İntihar etmeyi planladığı gün eline bir de silah alıp doğruca planladığı yere gitmiş.
Aslında planı çok basit:
Ağacın dalına ipi bağlayıp, boynuma geçirecek, uçuruma doğru kendini bırakacak, her ne kadar intihar edecek olsa da canı da kıymetli olduğundan fazla acı çekmeyeyim diyerek kendini astığı esnada da kafasına tabancayı dayayıp kurşunu sıkacak.
Yani, ne yapıp yapıp, inadı inat o gün fazla da acı çekmeden ölecek te ölecek!

Planladığı gibi;
İpi ağacın dalına bağlayıp boynuna ipi geçirip, tabancayı kafasına dayayıp kendini uçurumdan aşağı bırakmış.

Bırakmış bırakmasına da; ayakları  uçurumdan sallanıp dengesini kaybedince, planlanan hedef yönünden şaşan silaha refleksle dokununca plan doğrultusunda değil, namlunun  baktığı yön doğrultusunda gidince ipin bağlı olduğu dal doğrultusunda gidince zaten üzerine ağırlık binen dalı kırmış,  edemeyen adam, yerçekimine muhalefet etmek istese de havada hatırı sayılı bir yol gittikten sonra  omurgası da dahil  birkaç kemiğinden fedekarlık edecek şekilde cumburlop denizin soğuk suyuna düşmüş. 
Olacak ya, denizde balık avlayan bir balıkçı görmüş; düştüğü yere doğru hareket eder, kayığa zar zor adamı çeker, evine götürür. 
Kırıkların verdiği acıların ve soğuk deniz suyunun verdiği hipoterminin tesiriyle iki hafta boyunca bağıra çağıra acılar çeke çeke ölür.
İnce ince plan yaparak ulaşmak istediği amacına, planının çok dışında olan plan gerçekleşse de amacına ulaşır; ve ölür!

Kişinin planı dışında yukarıdaki olaydan biraz daha uzun sürede gerçekleşen ilginç bir ölüm olayı daha;

1840 ABD seçimlerinde, özellikle kızıldereli düşmanlığı üzerine kurduğu yoğun bir propaganda çalışmasından sonra amacına ulaşan William Harrison ABD’nin dokuzuncu başkanı seçilir.

Tippoconeo Zaferi'nin Komutanı olmasının ve beş yıl ABD başkanı olarak kalacağının verdiği havayla 68 yaşında olmasına bakmadan Washington'da karlı ve soğuk havasında palto ve şapka giymeyi de reddederek iki saat süren uzun bir konuşma yapar.
Yediği soğuğun etkisiyle hemen akabinde Zatürre olur 61 gün sonra da 68 yaşında ölür.
İlk defa fotoğraf çektiren ve çoğunluğu yatakta olmak üzere en kısa süre ABD Başkanlığı yapan başkan olarak ta tarihe geçer.

Hava çok soğuk; tören iki saatten fazla sürse de; üzerlerinde kalın elbise bulunmayan kızılderili elbiseleriyle zatürre olmak pahasına bir çok kızılderilinin cenaze törenine büyük bir zevkle katıldığına eminim.

Her ne kadar bu konuda bilgim olmasa da;
Cenaze törenine zevkle katılan en fazla kızıldereli olan başkan olarakta tarihe geçtiğine de eminim!

Bu şekilde örnekleri çoğaltabiliriz. 
Ama ne kadar çoğaltırsak çoğaltalım örneklerin özü şu gerçeğe çıkar:

Gerçekleşmesini istediğimiz planların içinde esas plan çizenin ayrı bir planı vardır ki; o plan, planlayanın planlarını ayrı bir planda planlanlandırır.
Bu, esas planlayanın yaptığı gerçekleşen plana da biz kader, gerçekleştiği kadar kısmına da nasip diyoruz.

Güzel, iyi niyetli planlarınızın, kader ve nasip ile barışık olması ve örtüşmesi dileğiyle;
Planımın sonunda kaderi güldürmek olsa da  kesin gerçekleşeceğine inandığım kendimle ilgili çok uzun vadeli planlar yapacağım için; yazımı burada kesip sizlerden müsade rica edeceğim!

Sağlık, huzur, saygıyla kalın!

#Hasan Barın #Barinajans

#Türkmenler #Suriye Türkmenleri #Suriye Milli Ordusu #Suriye Türkmen Cephesi #gebermiş ##GÜNDEMİ DEĞİŞTİRME #2 Nisan'da #Fenerbahçe - Galatasaray #kazımKoyuncu #volkankonak #gebermiş #GençleriçinKenetlen #Cihan Aydın #Muse #Mehmet Selim Kiraz #Le Pen #Mekanı #Rahmet #Mahir Polat #Hocam #Hazineye 190 Milyar Gelir #Siyasi #GönüldenLidere #Macron #Sayın Cumhurbaşkanım