Türkler ne yalnızca Altaylardan, ne de Urmu Gölü çevresinden ya da Ortadoğu’dan dünyaya yayılmıştır. Türkler, Pasifik Okyanusu’nda varlığı yıllardır tartışılan ve yüksek teknolojiye, bilimsel bilgiye ve gelişmiş bir uygarlığa sahip olduğu düşünülen MÜ Medeniyetinin devamı olan bir ırkın çocuklarıdır. Doğal felaketler sonucu sular altında kaldığı iddia edilen bu kayıp kıta, son yıllarda uzaydan elde edilen görüntülerle yeniden gündeme gelmiştir.
Altay ve Urmu teorileri, Türklerin kökenini dar bir coğrafi çerçeveye hapsetmektedir. Oysa Türk izlerine Güney, Orta ve Kuzey Amerika’daki antik medeniyetlerde (Aztek, Maya, İnka) açıkça rastlanmaktadır. Amazon ormanlarında yaşayan bazı yerli kabilelerin DNA’sı ile Kazakistan’daki Türklerin DNA’sı neredeyse birebir örtüşmektedir. Artık Amerikan Kızılderililerinin Türk kökenli olduğu gerçeği bilimsel çevrelerde dahi inkâr edilememektedir.
Pasifik’in her iki kıyısındaki birçok halk Türk genlerine sahiptir: Koreliler, Japonlar ve Sibirya halkları buna örnektir. Hatta Çin’de M.Ö. 3000’li yıllarda hüküm süren Çou Hanedanlığının, bazı Batılı tarihçiler tarafından Çinlilere değil, Türklere ait olduğu öne sürülmektedir.
İngiltere’deki meşhur Stonehenge taşlarıyla ilgili izlediğim bir Amerikan belgeselinde, tarih profesörlerinden biri bu yapının ilk sakinlerinin medeniyetle ilgisi olmayan, ölülerini üst üste yığan bir topluluk olduğunu; sonradan doğudan gelen sarışın ve renkli gözlü bir ırkın onlara defin işlemini öğrettiğini belirtiyordu. Bilimsel olarak biliniyor ki dünyadaki sarışın ve renkli gözlü ırklar, büyük oranda Türk kökenlidir.
Aynı şekilde, Sümerler de Türklerin yüksek teknoloji ve bilgi birikimiyle kurduğu bir uygarlık olabilir. Sümer tabletlerinde gökten gelen varlıklar olarak anılan Annunakiler, aslında MÜ medeniyetinin mirasçıları olan Türkler olabilir. Sümerce’de 900’e yakın Türkçe kökenli kelime bulunması da bu teoriyi desteklemektedir.
İnsanlık tarihi boyunca birçok kez yüksek medeniyetlerin doğduğu ve yok olduğu artık bilimsel bir gerçektir. Biz Türkler de, bu kayıp medeniyetlerden biri olan MÜ’nün mirasçıları olarak, bugün yeryüzünün dört bir yanına dağılmış bir milletin torunlarıyız. Yoksa nasıl açıklanabilir ki Mısır’daki, Orta Amerika’daki ve Çin’deki piramitlerde benzer figürler yer alsın ve hepsinde Türk izleri görülsün?
Çin’deki bazı piramitlerin araştırılması sonrasında kamuoyuna kapatılması da şüpheleri artırmaktadır. Terrakota askerlerinin elindeki yay ve oklar, birebir Türk-Tatar oklarıyla aynıdır. Bu kadar çok "tesadüf" olabilir mi?
Hem teolojik hem materyalist bilim, insanlığın kökeninin Afrika’ya dayandığını savunur. Buna göre ilk insanlar Afrikoid idi. Ancak biz Türkler, bu insanlarla karışarak bugünkü Avrupa ırkını oluşturduk. Homo sapiens olan Türk atalarımız, neandertal Afrikoidlere medeniyet öğretti.
Avrasya ve Amerika kıtalarının gerçek yerli halkı, MÜ kıtasından dünyaya yayılan Türkler olmuştur. Bu üç kıta, tarihsel anlamda Türk yurdudur. Buna karşılık Hint-Avrupalılar, Afrika’nın doğal bir uzantısı olan Hindistan’dan Avrupa’ya göç eden halklardır.
#Abil Babaoğlu
Barinajans #Google #finalfour2025
Barinajans #Google #uzakşehir #Vanspor #AzizYıldırımGöreve #Alya Albora #HTYvFB #Hatayspor #Mourinho #BTGSondakika #SedefeSahipÇıkalım #Ayrimsız İnfazDüzenlemesi #Küme #Kemal Kılıçdaroğlu #Tazminatör #Ümit Öztürk #CHP'li #Mahkumlara 2ŞansıVerin #ÇırakVeStajyerlere #Putin #GazaGenocide #Melih Gökçek
Evet 261 Kişi
Hayır 8 Kişi