Hoca kadılık yapar. Adamın biri Nasreddin Hoca’nın makamına telâşla gelir. Tarlasına giren ineğin mahsulüne zarar verdiğini, ineğin sahibinden davacı olduğunu anlatır. Hoca adamı dinler, hak verir. İnek sahibinin derhal cezalandırılması gerektiğini söylemeye davranacakken hocanın yanındakilerden biri ineğin Nasreddin Hoca’ya ait olduğunu söyler. Hoca oturduğu yerden cübbesini şöyle bir savurur ve “Gelsin o zaman kara kaplı kitap” der. Alır kitabı eline. Hemen karar verebilecekken davayı uzatır da uzatır…
Ne zamana kadar mı? Günümüze kadar.
Şimdi gelelim benim davaya…
A.Y köyünde ve ilçesinde saygın, çok sevilen ve dürüst orta halli bir çiftçidir. Vefatından 20-25 gün önce Tarım Kredi Kooperatifinden ayni ve nakdi kredi kullanıyor. 14 Ocak 2008 tarihinde de Karacabey Akbank şubesinden 14.000 TL nakdi kredi kullanıyor. Kredi sözleşmeleri imzalanırken bütün sigorta sözleşmeleri de imzalanıyor. 30.Ocak.2008 tarihinde A.Y 58 yaşında kalp krizi sonucu Bursa DSİ Bölge Müdürlüğünden çıkışta vefat ediyor. O güne kadar herhangi bir kalp rahatsızlığı yaşamamış ve bir tanı konmamış.
Vefatının ardından mirasçıları Tarım Kredi kooperatifine ve Akbank’a gidip durumu bildiriyor. Tahakkuk edecek borcu ödemek istiyorlar. Tarım Kredi Kooperatifinin sigorta şirketi Başak Sigorta ölüm raporları sonucu kullanılan kredi karşılığını ödüyor.
Karacabey Akbank şubesine gidip babalarının öldüğünü bildiren mirasçılara (yanlarında 3 tane tanık var) “kredinin Avivasa hayat sigortası kapsamında olduğunu herhangi bir ödeme yapmaları gerekmediği sigortanın ödeyeceği” müdür tarafından söyleniyor. Bütün bu iyi niyetli yaklaşımla babalarının kredi borcunu ödemeye giden mirasçılardan kredinin karşılığı alınmıyor. Olayın üstünden yaklaşık 6-7 ay sonra Avivasa ödeme emri gönderiyor. Ödeme emrine usulüne uygun bir şekilde itiraz ederek cevap verdik. Bu arada şunu açıklamalıyım; ölen şahıs kayınpederim olduğu için sürecin içindeyim. Daha sonrada hukuk servisinden bir görevli telefonla beni arıyor ve “borçlunun kalp rahatsızlığını gizlediğini, dolayısıyla sigortanın ödeme yapmayacağını” söyledi. Kendisine ayrıntılı bir şekilde durumu açıklayıp isterlerse bölge ve Türkiye’deki bütün hastane kayıtlarını araştırabileceklerini söyledim. O ise ısrarla bu rahatsızlığın basit bir check-up’ta görüleceğini ve rahatsızlığını gizlediğinde ısrar etti. Kendisine ölen şahsın köyde çiftçi olduğunu Türkiye’de ekonomik nedenler dolayısıyla herkesin check-up yaptıramadığını anlatmaya çalıştım. Ama nafile…
Sonuç olarak süreç mahkemeye yansıdı ve faiz işlemeye devam etti. Bandırma’dan, sonradan milletvekili olan, bir avukata ve iş ortağına vekalet verdik. Duruşmalar, bilirkişi raporu istemeler, deliller, yazışmalar derken yıl oldu 2014. Bu sürede Avivasa kefillerle birlikte mirasçılara icra takibine başladı ve gayrimenkuller üzerine haciz koyup satış istedi. Karacabey’deki Akbank’ın avukatının çirkefliğini söylemeden geçemeyeceğim.
Zaman içerisinde Avivasa’nın dosyayı Çözüm Yönetimine devrettiğini öğrendik. 2008 yılında 14.000 TL olarak kullanılan krediyi 2015 yılında 75-80 bin TL para ödeyerek icra takibini durdurduk. Bu süre içerisinde yaşadığımız psikolojik yıpranmayı anlatmak mümkün değil.
Konuştuğum hukukçular, sigortacılar böyle bir şeyin olamayacağını söylüyordu.
Bilirkişi raporları lehimize sonuçlandı. Yerel mahkeme davayı lehimize karar verdi. Biz “tamam” derken dosyadaki bir yazım hatası sonucu yargıtay dosyanın tekrar görüşülmesini istedi.” Buna da şükür” dedik ama yıl oldu 2018. Kendisi milletvekili olduktan sora iş ortağı olan diğer avukatımıza zaman zaman dava sonucunu sorduk. Gelişme oldukça bize haber vereceğini söyledi. Süreç uzadığı için avukatımız benden ek avukatlık ücreti istedi. Kendisine bunu ödeyemeyeceğimi dava sonucu gelecek olan paradan tahsil etmesini rica ettim. Sözlü olarak anlaştık.
Hukuka ve hukukçulara olan güvenimizle biz dosyayı takip etmedik. Avukatımız duruşmalara girmekten takip etmekten vazgeçmiş.
Sonuç mu?
Yıl 2025. A.Y vefat edeli 18 yıl oldu.
Bizim sigorta davası halen daha sonuçlanmadı.
Avivasa’nın takibini durdurmak için varlık yönetimine ödeme yaptığımız dönemde 1 dekar tarla fiyatları ortalama 3500-4000 TL aralığındaydı. Yani Karacabey’de 20 dekar tarla satarak bu borcu ödemiştik. Şimdi aynı tarlanın değeri 15 milyon TL.
Bankalar ve sigorta şirketleri alacakları olduğunda şahin, borçları olduğunda ise karga misali.
Mahkemelerimiz ise Nasreddin Hoca’nın “Kara Kaplı” kitabında hüküm arıyor. O hüküm bir türlü bulunamıyor.
Yaşadığımız ve halen çözülmeyen bu olaydan sonra Akbank ve bağlı sigorta şirketlerine kim güvenmemi isteyebilir?
Kim bana sistemin sağlıklı çalıştığını inandırabilir? Bana inandıramazlar ama belki Kadir İnanır.
#BOYKOTA DEVAM ET #Netanyahu #İlçe Jandarma Komutanlığı #İlçe Emniyet Müdürlüğü #İran #Ramazan Bayramınızı #BJKvGS #Okan #maltepemitingi #Beşiktaş #Beddua #Rafa Silva #Sayın Cumhurbaşkanım #Yunus #Grok #Türkmen #Yunus #Teşekkür #Nusret #Frankowski #Sanchez #Sayın Cumhurbaşkanm #Hayırlı #BayramdaMebe68BinAtama