Güney Kafkasya’da Yeni Denge: Barış Olmadan İstikrar Mümkün mü?
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in “Sülh sazişi imzalanana qədər burada sabitlik olmayacaq” (Barış anlaşması imzalanana kadar burada istikrar sağlanamayacak) açıklaması, Güney Kafkasya’daki mevcut jeopolitik dengelerin ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha gösteriyor. Bu ifade, bir yandan Azerbaycan’ın diplomatik stratejisinin kararlılığını ortaya koyarken, diğer yandan da bölgedeki istikrarsızlığın temel nedenlerinden biri olarak çözüm sürecinin tamamlanmamış olmasına işaret ediyor.
Kafkasya, tarih boyunca büyük güçlerin satranç tahtası olarak kalmış bir bölge. Karabağ Savaşı sonrası dengeler değişti, ancak savaşın nihai sonucu olan bir barış anlaşması henüz tam anlamıyla sağlanmış değil. Azerbaycan, savaş meydanında kazandığı zaferi diplomasi masasında da kalıcı bir anlaşmayla taçlandırmak istiyor. Ancak Aliyev’in ifadesi, bu sürecin zorlu bir dengeye oturduğunu gösteriyor.
Zorlayıcı Diplomasi: Azerbaycan’ın Stratejik Kartı
Uluslararası ilişkilerde "zorlayıcı diplomasi" (coercive diplomacy) olarak bilinen bir kavram vardır. Bu strateji, müzakere sürecinde karşı tarafın belirli koşulları kabul etmesini sağlamak amacıyla, çatışma olasılığını daima bir seçenek olarak gündemde tutmak anlamına gelir.
Aliyev’in söylemi, bu çerçevede değerlendirilmelidir. Azerbaycan, barış anlaşmasını yalnızca diplomatik bir formalite olarak görmüyor, aksine bunu bölgesel istikrarın ön şartı olarak tanımlıyor. Böylece, hem Ermenistan’a doğrudan mesaj veriyor hem de uluslararası kamuoyuna, bu anlaşma sağlanmadığı sürece bölgedeki kriz potansiyelinin devam edeceği mesajını iletiyor.
Bu söylemin bir diğer yönü de bölgesel güç dengelerine yönelik bir uyarı niteliği taşımasıdır. Zbigniew Brzezinski’nin “Büyük Satranç Tahtası” eserinde vurguladığı gibi, küresel ve bölgesel dengeler, yalnızca askeri güç ile değil, diplomatik süreçlerin nasıl yönetildiğiyle de belirlenir.
Azerbaycan’ın bu noktada uyguladığı strateji, askeri gücü kullanarak belirlediği yeni dengeyi diplomasiyle pekiştirme sürecidir. Karabağ Savaşı sonrasında sahada elde edilen üstünlüğün, bir barış anlaşmasıyla kalıcı hale getirilmesi, hem Azerbaycan’ın uluslararası meşruiyetini güçlendirecek hem de bölgesel liderliğini pekiştirecektir.
Kafkasya’da Barış mı, Soğuk Barış mı?
Kafkasya’da şu anda bir “soğuk barış” (cold peace) dönemi yaşanıyor. Taraflar arasında doğrudan bir sıcak çatışma bulunmuyor, ancak ilişkilerde tam anlamıyla bir normalleşme de sağlanmış değil.
Aliyev’in açıklamaları, bu durumun sürdürülebilir olmadığını ve Azerbaycan’ın “tam barış” sağlanana kadar mevcut statükoya razı olmayacağını gösteriyor.
Buradaki temel sorun, Ermenistan’ın barış sürecine dair net bir vizyon ortaya koyamaması ve büyük güçlerin sürece yönelik tutumlarının belirsizliği. Rusya’nın Ukrayna savaşına yoğunlaşması, Güney Kafkasya’da oluşan boşluğun Azerbaycan tarafından doldurulmasına olanak tanıdı. Ancak Batı’nın bu sürece ne ölçüde destek vereceği hâlâ belirsiz.
Eğer süreç bir barış anlaşmasıyla sonuçlanmazsa, Güney Kafkasya’da kalıcı bir istikrar sağlanması mümkün olmayacak ve bölge, gelecekte yeni krizlere gebe bir yapı içinde kalacaktır.
Türkiye-Azerbaycan Ekseni ve Bölgesel Denge
Azerbaycan’ın bu süreçteki en önemli avantajlarından biri, Türkiye ile olan stratejik ittifakıdır. Türkiye, Karabağ Savaşı sırasında Azerbaycan’a açık ve güçlü bir destek verdiği gibi, barış sürecinde de Bakü’nün bölgesel hedeflerini desteklemeye devam ediyor.
Türkiye-Azerbaycan ilişkileri, yalnızca askeri ya da diplomatik bir ittifaktan ibaret değil, Kafkasya’nın jeopolitik geleceğini şekillendiren temel bir eksene dönüşmüş durumda.
Bu süreçte Türkiye’nin de Azerbaycan’ın barış sürecine verdiği destek, hem bölgedeki güç dengesini koruyacak hem de Kafkasya’nın uluslararası arenada Batı ile entegrasyon sürecini hızlandıracaktır.
Aliyev’in Mesajı ve Bölgesel Strateji
Aliyev’in “Barış anlaşması olmadan istikrar sağlanamaz” çıkışı, Azerbaycan’ın Karabağ Savaşı sonrası diplomatik süreci nasıl yönettiğini ve bölgesel istikrar için hangi koşulları dayattığını açıkça ortaya koymaktadır.
Bu söylem, Ermenistan’a bir uyarı olduğu kadar, Batılı aktörlere de “Bölgesel istikrar için öncelikli adım barış anlaşmasıdır” mesajı vermektedir.
Kafkasya’nın geleceği, sadece savaş sonrası kazanımlarla değil, barışın nasıl inşa edileceğiyle de şekillenecektir. Ancak bugünkü konjonktürde, bu barışın sağlanması için Azerbaycan’ın elinde büyük bir güç olduğu da göz ardı edilmemelidir.
#Azerbaycan #İlham Aliyev #AzerbaycanErmenistanBarısAnlaşması #ABD #Donald Trump #Yemen #Cumhur Başkanı Onayıyla #Genel Af #MEBEkdersliyeKadro #İmamoğlu #Rabbım #KademeSeçimiBeklemez #AfGelsinArtık #Geçmiş
#Nigar Ögeday #Hasan