Diyar Shukor KHURSHED

Tarih: 12.03.2025 15:59

Gönüllü Kulluk

Facebook Twitter Linked-in

 

Gönüllü kulluk kavramı, bireylerin baskıcı bir rejim veya otorite altında yaşamalarını, doğrudan maddi bir zorlamadan ziyade, kendi içlerinde bu otoriteyi kabullenmeleri ve ona boyun eğmeleriyle açıklayan bir anlayıştır.

Bu kavram, Fransız düşünür Étienne de La Boétie’ye dayanır ve kendisi bu konuyu Gönüllü Kulluk Üzerine Söylev adlı eserinde ele almıştır.

Buradaki temel soru şudur:
Halk, direnme veya değiştirme gücüne sahipken neden baskıcı bir yönetimi kabul eder?

1. Tarihsel ve Felsefi Kökenler

Étienne de La Boétie:

  1. yüzyılda yaşayan La Boétie, kitaplarında baskıcı yönetimlerin yalnızca zor kullanarak değil, aynı zamanda halkın rızasıyla ayakta kaldığını öne sürmüştür.

La Boétie’ye göre, baskıcı rejimler halkın kendi isteğiyle otoriteye teslim olması sayesinde varlığını sürdürmektedir.

Geleneksel Normlara Eleştiri:

La Boétie, zamanının hâkim görüşlerine karşı çıkarak otoritenin sadece güç veya dini ve sosyal meşruiyetle haklı gösterilemeyeceğini savunmuştur. Halkın, gelenek ve görenekler yoluyla itaate alıştığını ve özgürlüğü ulaşılması zor bir hayal olarak gördüğünü ifade etmiştir.

2. Gönüllü Kulluk Kavramının Temel Unsurları

Dış Zorlama Olmaksızın Kulluk:

Bu kavram, halkın otoriteye yalnızca askerî güç veya ceza korkusuyla boyun eğmediğini, aynı zamanda içsel bölünme ve mevcut düzene alışkanlık sebebiyle de itaat ettiğini öne sürer.

Bu teslimiyet şu şekillerde ortaya çıkar:

3. Gönüllü Kulluğun Nedenleri ve Motivasyonları

Sosyal ve Kültürel Yetiştirme:

Toplumda, var olan düzenin kaçınılmaz ve doğal olduğu fikri çocukluktan itibaren aşılanır. Bu nedenle, eleştirel düşünce ve devrimci fikirler yabancı görülür ve mevcut sisteme sessiz bir kabullenme hâkim olur.

Değişim Korkusu:

İnsanlar, bilinmeyenden ve değişimin yaratabileceği sosyal ve ekonomik kaostan korktukları için, adaletsiz bile olsa bildikleri düzeni korumayı tercih ederler.

Özgürlükten Çok İstikrara Öncelik Verme:

Bazı insanlar için, baskıcı bir yönetim altında dahi istikrar içinde yaşamak, belirsizlik ve kaos ihtimali olan bir değişimden daha cazip gelir.

İç Bölünme:

Toplumsal, etnik, mezhepsel veya sınıfsal ayrılıklar, birlik olmayı zorlaştırır. Bu bölünmüşlük, baskıcı rejimler tarafından manipüle edilerek onların iktidarlarını sürdürmelerine yardımcı olur.

4. Sonuçları ve Etkileri

Baskıcı Rejimlerin Sürekliliği:

Halk gönüllü olarak otoriteye boyun eğdiğinde, yönetim muhalefetle karşılaşmadan baskısını sürdürür ve böylece zulüm devam eder.

Toplumsal Bilincin Zayıflaması:

Halk, temel hak ve özgürlüklerinden habersiz hâle gelir ve değişim talebi neredeyse ortadan kalkar.

Gelişim ve İlerlemenin Engellenmesi:

Toplumun enerjisi, mevcut düzeni sürdürmeye harcanırken, yenilikçi ve reformist hareketler zayıflar. Bu da siyasi ve sosyal ilerlemeyi yavaşlatır.

5. Gönüllü Kulluk ve Günümüz Dünyası

Kültürel ve Medya Gücünün Kullanımı:

Bugün, medya ve eğitim sistemleri aracılığıyla rejimlerin propagandaları yapılmakta, değişimin kaosa yol açacağı algısı oluşturularak gönüllü kulluk pekiştirilmektedir.

Siyasi Söylemin Kontrolü:

Baskıcı yönetimler, siyasi tartışmalara yön vererek kamuoyunu kendi lehlerine şekillendirir ve eleştirel sesleri bastırır.

Toplumsal ve Siyasi Bölünmeler:

Mezhepsel, etnik veya bölgesel ayrımlar, halkın birleşmesini engelleyerek baskıcı rejimlerin güçlenmesini sağlar.

6. Gönüllü Kulluğa Karşı Mücadele

Bilinçlendirme ve Eğitme:

Siyasi ve kültürel farkındalığın artırılması, gönüllü kulluğun aşılmasında kritik bir adımdır.
Bu, tarihi yeniden değerlendirmeyi ve toplumda eleştirel düşünmeyi teşvik etmeyi içerir.

Toplumsal Birliğin Güçlendirilmesi:

Toplum içindeki farklı gruplar arasında dayanışma köprüleri kurmak, baskıcı rejimlere karşı ortak bir duruş oluşturulmasını sağlar.

Eleştirel Düşüncenin Teşvik Edilmesi:

Bireylerin mevcut sistemleri sorgulamalarını sağlamak, daha adil ve özgür alternatiflerin geliştirilmesine yardımcı olur.

Siyasi Katılımın Desteklenmesi:

Demokratik hakların ve siyasi katılımın güçlendirilmesi, halkın yönetimde söz sahibi olmasını sağlar ve böylece gönüllü kulluğun kırılmasına katkıda bulunur.

Sonuç

Gönüllü kulluk, yalnızca maddi bir zorlamanın değil, aynı zamanda psikolojik ve toplumsal dinamiklerin sonucudur. İnsanlar, yetiştirilme tarzları, alışkanlıkları, korkuları ve iç bölünmeleri nedeniyle baskıcı rejimlere boyun eğebilirler.

Bu, baskıcı yönetimlerin yalnızca fiziksel şiddet veya baskıyla değil, aynı zamanda halkın içsel rızasıyla da ayakta kalabileceğini gösterir.

Bu olguyla mücadele etmek için, eleştirel bilinç geliştirmek, toplumsal birlikteliği artırmak ve demokratik hakları savunmak gerekir. Ancak bu şekilde gerçek özgürlük sağlanabilir ve baskının yalnızca görünürde değil, özünde de ortadan kalkması mümkün olabilir.

 

 #Gazi #MEB68BinYoksaOyYok #CLVolleyW #İran #ATMACA #Vargas #Mehmet Akif Ersöz #Başın #İstiklal Marşı #Aslı #GenelAf YeniBirŞans #dolduruşagelmem #UzmanÇavuş #Aile #Cevap Verin Gazi #MEB68BinYoksaOyYok #CLVolleyW #İran #ATMACA #Vargas #Mehmet Akif Ersöz #Başın #İstiklal Marşı #Aslı #GenelAf YeniBirŞans #dolduruşagelmem #UzmanÇavuş #Aile #Cevap Verin Mehmet Emir Aksoy #Azerbaycan #Bakü #Üsküdar #Kostic #SağlıkÇalışanları #Yunus #14MartTıpBayramı #HayırlıCumalar #şinasiyirtsever #Cerny #En Nesyri #Komutan #Norveçli #Avrupa'da #Tugay #Szymanski #Sayın #imamoğlu #Putin #Başkanım #Sn Bahçeli AFsözüVar


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —