FETÖ Bitmemiştir

Belki de bugün, 15 Temmuz öncesine kıyasla çok daha tehlikeliler. Çünkü o dönemde, “hakimiyet bizdedir, devlet biziz” havasıyla iyice açığa çıkmışlardı. Bu noktada, Recep Tayyip Erdoğan’ın ve devlet aklının büyük bir başarısı söz konusudur.

15 Temmuz’a kadar, Erdoğan adeta tek başına bu terör örgütüyle mücadele etmiştir. Zira çevresindekilerin çoğu ya FETÖ’cüydü, ya İngiliz çıkarlarına hizmet ediyordu, ya da diğer Türkiye düşmanlarının etkisi altındaydı.

Doğruyu söylemek gerekirse, Türk siyasi tarihinde “güçlü ve fedakâr” olarak tanımlanabilecek ideolojik bir AK Parti hareketi hiçbir zaman tam anlamıyla var olmadı, bugün de yoktur.

Türkiye siyasetinde iki temel gerçeklik vardır:

1. Güçlü, karizmatik ve muhafazakâr lider: Recep Tayyip Erdoğan

AK Parti'nin kemikleşmiş %32’lik oy tabanı aslında partinin değil, doğrudan Recep Tayyip Erdoğan’ın oylarıdır. Eğer Erdoğan olmasaydı, başka bir lider bu partinin başında bulunsaydı; FETÖ’ye, yolsuzluğa, adam kayırmaya bulaşmış bürokratlar ve vekiller partiyi çoktan %1’lere kadar düşürmüş olurdu.

2. "Her Şey Vatan İçin" diyen Ülkücü Hareket

Başbuğ Alparslan Türkeş’in temellerini attığı ve bugün Bilge Lider Devlet Bahçeli’nin önderliğini yaptığı Ülkücü Hareket, Türk devletçiliğinin ana sütunudur. Öyle bir sütundur ki, sarsıldığı anda devletin temelleri de sarsılır.

Bu hareket bugüne kadar taşıdığı hiçbir yüke ihanet etmemiştir. Şehitler vererek o yükü omuzlamış, ne kadar ağır olursa olsun altına girmekten çekinmemiştir. Koltuk ya da makam beklememiştir. Ancak her zaman vatanın bekası için göreve hazır olmuş, gerekirse her şeyini feda etmiştir.

Vatanı ideolojik değil, milletin tamamı adına sevmiştir; bölücüler ve hainler hariç, tüm vatandaşlara aynı samimiyetle yaklaşmıştır.

---

2028 seçimleri yaklaşırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan partisini yeniden yapılandırmak zorundadır. Partide kapsamlı bir temizlik operasyonu yapılmalı; Erdoğan’ın gölgesine sığınarak halktan kopmuş, yolsuzluk, rüşvet, adam kayırma gibi suçlara bulaşmış tüm kişiler partiden uzaklaştırılmalıdır.

Bu seçimlerde, tüm devlet düşmanları son kez birleşip güçlü bir darbe vurmaya çalışacaktır. FETÖ, bugün geçmişe kıyasla daha organize ve daha sinsi bir tehdit hâline gelmiştir. 2028 seçimlerine kadar bu yapıya karşı çok daha etkili operasyonlar yapılmalı ve kökten temizlenmelidir.

Devletin özellikle güvenlik ve istihbarat kurumlarına, Ülkücü Hareket’in yetiştirdiği kadrolar yerleştirilmelidir. Çünkü 15 Temmuz gecesi gördük ki, güç FETÖ’nün eline geçtiğinde birçok AK Partili bakan ve bürokrat hemen saf değiştirip Erdoğan’ın karşısında konum aldı. Onlar için AK Parti sadece bir çıkar kapısıydı.

Ancak o gece sokakta, Özel Harekât'ta ve orduda yer alan Ülkücüler; devlet için, millet için, lider için canlarını ortaya koydu. Ülkücü Hareket asla çıkar peşinde olmadı. Onların tek "çıkarı", devletin bekası ve güçlenmesidir.

Devletin temelini oluşturan görevlerde, esasen Ülkücü Ocakları’ndan gelen insanlar yer almalıdır. Çünkü FETÖ’nün sızamadığı yegâne yapı, Ülkücü Hareket olmuştur.

#Abil Babaoğlu

#canakkaleyanıyor #Kadıköy #Hayırlı Cumalar #BugünGünlerdenGALATASARAY #$BOSS #Fatih Altaylı #GPT-5 #Forma #Uğurcan #DEİK 38 #Nevşin #Günaydın Evre #İstanbul 2 #Netanyahu #canakkaleyanıyor #Barinajans