Eski Türkler için renkler; coğrafi yönlerle, kozmik unsurlarla, denizlerle ve hatta kutsallıkla ilişkilendirilmişti.
Doğu Anadolu ve Orta Asya’da bulunan arkeolojik yazıtlar ile eski Çin kaynakları, bundan 2000 yıl öncesine kadar Türklerin yönleri belirlemek için bir renk sistemi kullandığını; bunu doğayla, güneşin hareketiyle ve denizlerle ilişkilendirdiklerini ortaya koymaktadır.
Mavi renk, güneşin her gün doğduğu yön olan doğunun simgesiydi.
Türkmenistan’daki Karakum bölgesinde bulunan göllere “Gök Göl” (mavi göl) denmesi de buradan gelmektedir; güneşin doğuşuyla birlikte gökyüzünün maviliği suya yansımaktadır.
Aynı zamanda mavi; gökyüzü, kutsallık ve şamanist Türklerde ruhaniyetle ilişkilidir.
Batı, güneşin battığı ve ışığın kaybolduğu yön olduğu için beyazla ilişkilendirilmiştir.
Bu nedenle Akdeniz’e (Beyaz Deniz) bu ad verilmiştir. Türklerin bu ismi, sembolik anlamıyla, diğer kültürlerden önce kullandığı anlaşılmaktadır.
Kırmızı renk; sıcaklık, güneş, kan ve yaşamla ilişkilendirilmiştir.
Bu yüzden güney yönünü simgeler.
Kızıldeniz (Kızıl Deniz) adı da bu anlayıştan gelmektedir. Türkler bu denizi, güneşin en güçlü olduğu güney yönüne yakınlığı nedeniyle bu şekilde adlandırmıştır.
Kuzey; karanlık, soğuk ve gizemli yön olarak görülmüştür.
Bu nedenle siyahla simgelenmiştir.
Kuzeyde yer alan ve soğuk, sisli iklimiyle bilinen denize de Kara Deniz (Karadeniz) adı verilmiştir.
Evet 262 Kişi
Hayır 8 Kişi