Dünya hızla değişirken, bazı zihinler hâlâ eski korkulara saplanmış durumda. Sosyal medyada ve kamuoyunda sıkça gördüğümüz bir kesim, ABD, Rusya veya İsrail gibi ülkeleri hala aşılmaz "ejderhalar" olarak görüyor. Bu ülkeler olmadan nefes bile alınamayacağını düşünenler, farkında olmadan kendi devletlerini ve milletlerini küçümsüyor.
Böylesi bir zihniyetin temelinde, geçmişin şartlandırmalarına sıkı sıkıya bağlı kalmak yatıyor. Bir zamanlar dünya siyaseti birkaç büyük gücün kontrolünde dönüyordu. Küçük ve orta ölçekli ülkeler ya onların yanında saf tutmak zorunda kalıyor ya da yok sayılıyordu. Ancak günümüz dünyası artık o kadar tekdüze değil. Jeopolitik dengeler hızla değişiyor, bölgesel güçler yükseliyor, yeni ittifaklar kuruluyor ve geleneksel güç odakları eskisi kadar belirleyici olamıyor.
Öyleyse neden hâlâ bazı akademisyenler, gazeteciler, siyasetçiler ve hatta kendini "stratejist" olarak tanıtan kişiler, sanki bu büyük güçlerin iradesi dışında hiçbir şey yapılamazmış gibi konuşuyor? Neden kendi devletlerinin masada güçlü olabileceğini düşünmüyorlar? Çünkü bu kesim, güç dengelerinin değiştiğini görmek istemiyor ya da eski konfor alanlarından çıkmaya cesaret edemiyor.
Oysa gerçek çok daha farklı. Günümüzde, eğer siyasi iradeniz sağlam, ordunuz güçlü, ekonominiz dirençliyse ve bağımsız kararlar alabilecek bir stratejik akla sahipseniz, büyük güçlerin sizi hesaba katmaması mümkün değil. Artık ülkeler, eski bloklara mecbur kalmadan kendi çıkarlarını koruyabilecek manevralar yapabiliyor.
Son dönemde birçok bölgesel güç, kendi çıkarlarını ön planda tutarak bağımsız adımlar atıyor. Türkiye, Azerbaycan, Katar, Suudi Arabistan, Hindistan gibi ülkeler, artık sadece büyük güçlerin çizdiği yolda yürümek yerine, gerektiğinde onlarla pazarlık edebiliyor, gerektiğinde karşılarında durabiliyor. Çünkü biliyorlar ki dünya artık eskisi gibi değil; siyasi, ekonomik ve askeri olarak güçlü olan her ülke masada söz sahibi olabilir.
Eğer hâlâ bazıları, "Biz ancak büyük devletlerin gölgesinde var olabiliriz" diye düşünüyorsa, bu sadece zihinlerindeki esaretin bir göstergesidir. Oysa ki tarih boyunca hiçbir büyük devlet, sonsuza kadar mutlak güç sahibi olamamıştır. Asıl mesele, değişen dengeleri doğru okumak ve ona göre pozisyon almaktır.
Kendi gücüne güvenmeyenler, hep başkalarının gölgesinde yaşamaya mahkûmdur. Ancak aklını ve cesaretini kullananlar, o gölgelerden çıkıp kendi yollarını çizerler. Yeni dünya düzeninde var olmak isteyenler, bu gerçeği görmezden gelemez.
#GazaisDying #KitaplarımızaDokunma #Gazze Ölüyor #Lamina Yamal #Suriye'de #Diyetisyen #AfsızBayramOlmaz #KademeyeAsrınMobingi #CBobeziteİçinDytAta #Nigar Ögeday
#Gazi #MEB68BinYoksaOyYok #CLVolleyW #İran #ATMACA #Vargas #Mehmet Akif Ersöz #Başın #İstiklal Marşı #Aslı #GenelAf YeniBirŞans #dolduruşagelmem #UzmanÇavuş #Aile #Cevap Verin