DOĞRULANAMAYAN DOĞRULAR!

Hayvanlar âlemini severim.

Yüksek bir yere çıkmış maymun, aşağıda bulunan köpeğe doğru uzanıp kuyruğunu çekip saklanıyor. Sağa sola bakan köpek çevresinde kimseyi görmeyince kendinden şüphelenerek orada durmaya devam ediyor.

Maymun köpekten tepki anlayınca, bir süre bekleyip, köpeğin kuyruğuna yine aynı muameleyi yapıyor.

Maymunu karşınıza çekip; "Niye durup dururken köpeğe böyle yapıyorsun, sana ne zararı var, yapma! Yanlış! Ayıp!" deseniz maymun tüm bu cümlelerden bir şey anlamaz.  Üstüne üstük davranışı güdülemek için muz verseniz bile tek seferde anlatamazsınız. Maymun gene yapacağından geri kalmaz.

Bu bir şey mi?

Maymunların, durduk yere parmak atıp kaçan cinsleri bile var.

Bunu da anlatamazsınız.

Aranızda ‘’Maymun şaka yapıyor.’’ deyip, maymunun yaptığını normalleştirenler çıkabilir. Böyle düşünenlere, özellikle ikinci şakanın maymun tarafından yapılması sonucunda aynı pozitif yargıyla düşünmesini dilerim.

İster şaka yapsın, ister içgüdüsel olarak yapsın, hatta yaptığı şakayı eşek şakası gibi algılasak ta; maymun maymundur. Yaptığı şaka ise eşek değil, maymun şakasıdır.

Maymuna "niye böyle yapıyorsun?" diye sorup cevap alma şansınız olsa; "Yaratılışım böyle, fırlamalık ta parayla değil, değişmem, değişemem, değişmekte istemem" dediğini duyar gibi olurdunuz.

Alın size hayvanlar âleminden bir örnek daha:

Deve kuşunu bilirsiniz.

Hani, kuşun deveye benzeyen ve kuş olup ta tavuk benzeri uçamayan, bir tehlike halinde o tehlikeyi görmezlikten gelmek; kendini güvende hissetmek için kafasını bir çukura veya kuma gömen hayvan.

Bir aslanın onu kovaladığını, onun da fıtratı gereği kafasını kuma gömdüğünü düşünün.

Yanına gelip, muhafazada olduğu için görünmeyen kulağına eğilip; "Ya kardeş, sen görmeyince gerçek yok olmuyor." deseniz de onun fıtratı gereği sonuç değişmez.

O değil de, aslında ben aslanın yerinde olup; kafasını kuma sokan devekuşunun  karşısına geçip, bacak bacak üstüne atıp, bir kahve söyleyip, sabır ve keyifle kahvemi höpürdete höbürtdete içip, (o kafa elbette toprak altında misafir kalmayacak) tehlikenin geçtiğine inanıp kafasını çıkarıp göz göze geldiğimizde, göz kırpıp "Ne oldu len!" demek isterdim.

 

İnsanlar âleminde de durum çok farklı değil;

Felsefecilerin bulunduğu bir toplantıda, felsefecinin birisi; "hayatta her şey gördüğümüz için vardır" savını öne sürüp, karşı sav sunanlara da bir güzel savunur.

Bu yoğun tartışmanın çıkardığı gürültüde felsefecinin biri söz alır:

"Madem öyle gözlerini bağla da otobandan karşıdan karşıya geç bakalım, ne olacak" der.

Ve bu keskin meydan okuyuş kokan örnekle de tartışma biter.

 

Felsefecinin, bu meydan okumaya meydan okumayla karşılık vermediğini varsayıyorum; yapmışsa da zaten başka bir savı savunup, sava karşı durma ve kendisiyle ilgili bu örneği okuma şansı da yok!

Buradaki tartışma güzel bir örnekle bitmiş te;

"Bir delille bin âlimi ikna ettim de, bin delille bir cahili ikna edemedim" sözünü doğrular nitelikte. Ne yapsanız yapın, doğruya ikna edemediğiniz insan tipleri vardır.

 

Dört arkadaş, bir arkadaşa, Dünya'nın uydusu Ay'ın bir tane olduğunu, dört tane görülmesinin sebebinin sayısıyla değil konumuyla alakalı olduğunu, onun söylediği gibi dört tane olmadığını dört farklı şekilde görüldüğünü ne kadar uğraştıksa da anlatamadık.

Her verdiğimiz örneğe karşı sav bildiren soru belli:

Madem sizin söylediğimiz gibi bir tane, de niye dört tane görünüyor?

Adamı, " Galaksinin tepesine çıkarıp al say bakalım kaç taneymiş." deme şansınız da yok.

Öyle bir şansınız olsa bile; "Kendinizi haklı çıkarmak için yanlış galaksiye çıkardınız beni." der, ona bile kendince haklılık payı bulur.

Gereksiz, sulu bilimsel tartışmayı daha fazla sulandırmak, biraz da intikam almak için, "Aslında beş tanedir. Beşincisinin çok gizli görevi olduğu için çok gizli. O yüzden onu sen de ben de göremiyoruz." deyip onu beyin dumuru psikolojisine kilitleyip; sonra da, Ay'ın kaç tane olduğu ile ilgili sorunun, Ay'la onun arasında olduğunu, bu sorunu kendi aralarında halletsinler, diye düşünüp, tartışmayı bitirdiğimi muzipçe gülerek hatırlıyorum.

 

Bu olayda ikna çalışması kişilerin kapasitesine bırakılıp tartışma bitmişse de; bir de akrabalık bağınızdan veya mesleğiniz gereği ikna etmek zorunda olduğunuz, kişiler ve durumlar olabiliyor.

 

Alın size akıl zorlayıcı olduğu kadar gerçek bir örnek daha:

Kendinin ölü olduğunu zanneden tımarhanedeki delilerden biri ne yemek yiyor ne su içiyormuş.

Neden yiyip içmediği sorulduğunda ise verdiği cevap; neymiş efendim, o, ölüymüş ölüler yemez içmezmiş, gezmezmiş.

 

Bunu söylerken, konuştuğunu, ölülerin konuşamadığını ya da en azından yaşayanların bu konuşmaları duyamadığı ayrıntısını lütfen bir kenara bırakalım.

 

Bu akıl hastasına uygulanan tek doktorun tedavi metotları işe yaramayınca, yoğun bir tedavi uygulanması için doktorlardan bir ekip oluşturulur.

 

Doktorlar, ölü olmadığını bin bir örnekle anlatmaya çalışsalar da nafile, uzun süre başarılı olamıyorlar.

 

Doktorlardan birinin aklına son çare olarak tıp ilmine biraz aykırı olsa da bir fikir geliyor; bu fikri uygulamadan önce de hastaya soruyor:

-Ölünün bir tarafı kesildiği zaman kesik tarafından kan akar mı?

-Bunu bilmeyecek ne var, ölü ölüdür, yaşam fonksiyonları bittiği için kan akmaz.

 

Doktor, beklediği bu cevabı duyar duymaz, sakladığı toplu iğneyi çıkartıp delinin eline batırıyor.

Delinin elinden, batan iğnenin etkisiyle, kan sızmaya başlayınca da, "Hadi buyur ölüsün madem, ölüden de kan gelmez dedin, bu akan kanı açıkla" diye delinin gözlerinin içine gözlerini kilitleyerek soruyor.

Elinden akan kana, hayret ve şaşkınlık ifadesiyle bakan deli; şoku atlatıp; hayret ve şaşkınlığı geçtikten sonra;

“İlk defa görüp, öğreniyorum, demek ölüden de kan akarmış” demesin mi?

 

Delinin, o esnadaki psikolojisini bir kenara bırakın bir doğruyu sadece tek, keskin örnekle kanıtlayacağını kafasında senaryolaştıran doktorun psikolojisini düşünmenizi rica edeceğim.

 

Ben düşünmektense, doktorun yerinde olmayı yeğler; diplomamı yakma pahasına Hipokrat yeminimi bir kenara bırakır, kırılmaz meşe odununu iki elimle alır, ölünün acı çekip çekmediğini de öğrenmesi için vücudunun en hassas yerlerine yoruluncaya kadar, ‘’odunla delinin vücudu’’ bağlantılı yakın temas içeren ayrı bir teorik çalışma yapardım.

 

Veya

Hastanenin bahçesine bir mezar kazar; "Madem ölüsün ortalıkta ne işin var gir ulen mezara gömelim" der, bu yaptığıma karşılık mezara girmek için dirense de ki öyle olacaktır, kendince ne kadar mantıklı yorumu olursa olsun dinlemez, kendim mezara iterdim.

 

Aslına bakarsanız problem ölü olduğunu iddia edende değil, bu tür insanlara laf anlatanlarda!

Maymun, deve kuşu neyse, adı üstünde maymun maymundur, devekuşu da devekuşu! Doktor da mesleğinin gereğini yapıyor veya yapmaya çalışıyor da;

Bizim esas takılmamız gereken canlı türü, insanlar.

Akıl sağlığı ve yaradılışı açısından normal olsa da bazı insanlar, yaşam sürecinde bir şekilde fıtrat erozyonuna uğrar. Tüm samimiyetinizle o insanın iyiliği için için harcayacağınız nafile çabalarınızı uzaktan izleyenler ilk önce sizi garipserler. Eğer çabalamakta ısrarcı olursanız zamanla siz de fıtrat erozyonuna uğrarsınız!

Hani bir söz vardır:

"Laf anlamayana laf anlatmak, kelime israfıdır."

Yazımda ifade etmek istediklerimi ifade ettiğimi varsayıp, gerisini sizlerin takdirine bırakarak daha fazla kelime israfı yapmamak adına yazıma son veriyor;

Her zaman sağlıklı ve huzurlu olmanız dileğiyle saygılarımı sunuyorum!

 

 

#DevletBahçeli #Demet Özdemir #Entübe #Siyonist #Açıklama #Kadir #Amin #Yasin Kol #EşrefRüya #Beşiktaş #Serdar Adalı #560 Milyar #Hayirli Kandiller #Cumhurbaşkanı Erdoğan #Togg #Allah'ım #Siyonist #KHK375 #Gökçek #4A Tescil Başlangıcı #TikTok #AKP'li


DOĞRULANAMAYAN DOĞRULAR!

......

HASAN BARIN

25.03.2025 20:28:00

Traktör Şazi'nin maçları TRT'de yayınlansın mı?


Evet 31 Kişi
% 93,93
Hayır 2 Kişi
% 6,06

Busenaz Sürmeneli üst üste 3. defa Dünya Şampiyonu oldu!

Cihan FULSER'in haberi-Hande Baladın gelecek sezon Fenerbahçe'de. Zehra Güneş'in transferinde detaylar kaldı.

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 27 22 0 5 41 71
2.Fenerbahçe 26 19 2 5 40 62
3.Samsunspor 27 15 6 6 14 51
4.Beşiktaş 26 12 6 8 13 44
5.Eyüpspor 27 12 7 8 11 44
6.Gazişehir Gaziantep 26 11 10 5 1 38
7.Göztepe 26 10 9 7 10 37
8.İstanbul Başakşehir 26 10 10 6 4 36
9.Trabzonspor 26 9 9 8 12 35
10.Kasımpaşa 27 8 8 11 -5 35
11.Rizespor 27 10 14 3 -12 33
12.Antalyaspor 27 9 12 6 -21 33
13.Konyaspor 27 8 12 7 -7 31
14.Alanyaspor 27 8 12 7 -9 31
15.Bodrum FK 27 8 13 6 -9 30
16.Sivasspor 27 7 14 6 -12 27
17.Kayserispor 26 6 11 9 -19 27
18.Hatayspor 26 4 15 7 -17 19
19.Adana Demirspor 26 2 20 4 -35

YAZARLAR