Her anne-babanın en temel kaygısı sağlıklı bir şekilde çocuklarını büyütmek, yetiştirmek; onlara iyi bir gelecek hazırlamaktır. Onun için temel ihtiyaçlarını karşılama noktasında büyük fedakarlıklara katlanırlar; yemez yedirir, giymez giydirirler. 
Kendi çocukluğunda ve gençliğinde yapamadıklarını, yaşayamadıklarını çocukları görsün, sıkıntılara düşmesin diye her türlü fedakârlığa hazırdırlar.

Çocukların rızkını temin etmek sadece boğazlarından geçecek gıdaları, üzerlerine giyecekleri kıyafetleri temin etmek; bunun kaygısıyla yaşamak olmamalıdır. Çocukların rızkını temin noktasında esas kaygı duyulması gereken konu, onların ilim-irfan ile donanmaları ve iyi bir insan olarak yetişebilmeleri olmalıdır.

Çünkü iyi bir insan olmayı başaramayan, hiçbir şeyin iyisi olamaz. 
İyi bir insan olamayan; iyi bir kul, iyi bir ümmet olamaz. 
İyi bir insan olamayan; iyi bir doktor, iyi bir hâkim-savcı olamaz.
İyi bir insan olamayan; iyi bir anne-baba, iyi bir evlat, iyi bir eş olamaz.

Onun için asıl çaba ve gayret onların iyi birer birey olarak yetiştirilmeleri yönünde olmalıdır. Her şeyden önce iyi bir insan olmaları hususu dert edilmelidir. Biz onları iyi bir insan olarak yetiştirmeyi başarırsak, onlar her nerede olurlarsa oranın en iyisi olmayı mutlak surette başaracaklardır.

Onların bilgi, deneyim, ahlak, genel kültür ve değerler noktasında bizden çok çok iyi olmaları için tüm imkânlarımızı seferber etmeliyiz. Maddi ihtiyaçlarını düşündüğümüz kadar ruhi ve zihinsel ihtiyaçlarını da düşünmeliyiz. Ruhlarını besleyecek aktivitelere ayrıca özen göstermeliyiz çünkü ruhu aç olanı hiçbir şey doyuramaz. Onları camiye, kütüphaneye, cenazeye, yardım etkinliklerine götürmeyi ihmal etmemeliyiz. Kitaplarla dostluk kurmaları için ortam hazırlamalıyız.

Evlerimizde günde üç öğün kurulan sofra ile bedenî ihtiyaçlarımızı önemli ölçüde karşılarız. Manevi anlamda beslenmek için de çaba göstermeli, tedbirler almalıyız. Çünkü çocuklarımızın çevresinde, onları olumsuz anlamda uyaran çok fazla çeldirici var. Eğer manevi gelişimleri için gerekli hassasiyet gösterilmez ise yanlışa düşmeleri çok kolay olacaktır.

Etkileşimin çok yoğun olduğu çağımızda, etrafında pervane gibi dönen olumsuz uyaranlar gençlerimizi onlar farkına varmadan çok uç noktalara savurabiliyor. Bu savrulmaları önlemek için gerekli tedbirleri almak da biz ebeveynlere düşüyor.
Çocuğumuzun arkadaşını belirleme şansımız maalesef yoktur. İstesek de bu noktada başarılı olamayız. Ama çocuğumuzu gözetmek, kontrol etmek bizim en temel görevimiz olmalıdır.

Bir lastik markasının reklamlarda kullandığı sloganı hatırlar mısınız? 
“Kontrolsüz güç, güç değildir!”
Gençliğimiz, çocuklarımız bizim gücümüz, aynı zamanda da geleceğimiz. Geleceğimizin güçlü olması için kontrolü elden bırakmamalıyız. 
Kontrolsüz gücün dümensiz gemi misali hedefe ulaşmasının mümkün olmadığını, hâkim rüzgâr hangi yöne savurur ise o tarafa yol alacağını aklımızdan çıkarmamalıyız.

Nasıl ki geminin rotasındaki limana sağlıklı bir şekilde ulaşabilmesi için sağlam bir dümene ve o dümeni kontrol eden bilgili ve deneyimli bir kaptana ihtiyacı var ise; gençlerimizin de hem bilgi ve bilim ile donanmaya hem de o donanımlarını iyi yönlendirecek sağlam zihni ve ruhi yapıya ihtiyaçları vardır. Çünkü tek kanatla uçulmaz.

Biz ebeveynlere düşen görev ise onlar için uygun ortamlar hazırlayarak bilgili ve donanımlı bir şekilde hayata atılmalarını sağlamaktır.   
Sağlıklı, mutlu ve huzurlu günler diliyorum efendim.

#Alpaslan Demir
İstanbul-08.08.2025
alpaslandemi@gmail.com

#Barinajans #Barınajans #Rezan Epözdemir #canakkaleyanıyor #Çeşme #Recep Tayyip Erdoğan #Türkiye Devleti #Cumhurbaşkanı #Azerbaycan #Aliyev   #Rusya #Ethereum #Netanyahu #Çakarlı Araç #GazzeyeUmutOl #Barış Alper #Brave Jumber #SANI #Beyazıt #savunma hattı #Öztürk Yılmaz #Frimpong #deprem #denizservannarin #Şener Üşümezsoy #Brown #Enes #Al Jazeera #Enes #Aytaç #Bursa #Yıkılan #Özel #SONDAKİKA #Rabbim #akademikzam #İPhone #Ümit Özdağ