Aşık Veysel gönül adamı.
Hatta başkasına kaçacak karısına lazım.olur diye ayakkabısına para koyacak kadar gönül adamlılığını abartan bir insan.

En büyük arzusu ise Atatürk'le tanışmak, bestelemiş olduğu Cumhuriyet’in 10. Yılı bestesini ona söylemekti. 
Bunun içinde, yanında yarenlik yapan arkadaşıyla düşe kalka, Ankara yollarına düşer. Mola vere vere Ankara'ya üç aylık ulaşır toz-toprak, yagmur-çamur yolda gidilip ulaşılan Ankara’ya geldiklerinde perişan haldedirler.

Çankaya'ya yolunda ilerlerken, İran Şahı gelecek olduĝundan Çankaya Köşkü'ne giderken kullanacağı yol güzergahına çapulcu kılıklıkları görüp Türkiye hakkında kötü izlenime sahip olmasın diye Çankaya Köşkü yakınlarına konulan polis onları durdurur.
Uzun yoldan bitkin düşmüş, ayakkabıları eskimiş, elbiseleri tozlanmış biri diğerinin koluna girmiş, iki garip sallana sallana görevli polisin karşısına gelir.
“Durun” der polis; sebebini söylemeden de ekler “geçemezsiniz”

Onlar da nedenini sormazlar zati; geldikleri yöne doğru yönlerini çevirip giderlerken; o kadar yol katetmiş, hayaline kavuşmaya ramak kalmasına rağmen bu şekilde geri döndürülmenin verdiği eziklik ve rencide edilmenin ağır acısıyla Veysel’in ağzından şu sözler dökülür:
Çektiğimiz;
Bir körlük 
İki cehalet
Üç köylülük


Acıklı bir psikolojide de olsa, Veysel'in bu saptaması yaşanan olayı her hatırladığımda beni çok etkilemiştir!

Veysel, sıraladığı bu üç kelimeden ibaret saptama, yaşadığı anın psikolojisinin dışında da bana çok farklı derin anlamlar ve ayrı psikolojik anları çağrıştırır.

Sondan başlayayım:
Veysel'in burada köylülük, köylüleri küçümsemek değil, kavramı anlam olarak yol iz bilmemektir. 

Yolu, bir-iki gelir gider öğrenirsin olur biter de bilmemek kötülüğü de bilmemektir bu yüzden bilmediğinden kötülük yapamaz kötü de olamazsın.
Aynı zamanda köylü, ekmeğini taştan çıkartan, emekçi üreten; bilmediklerinin farkında olup öğrenmeye aç insandır.
Köylülüĝün bendeki çağrışım bu deyip, fazla uzatmadan yazıma devam edeyim.

Körlük:
Veysel, körlüğü kaybettiği gözlerinden kaynaklı ama anlamında kullanılmış o ayrı da, esas körlük; 
menfaati, korkuları uğruna gerçekleri görmek istememek te körlük değil mi?
Göremediği için değil; insanın kendine de başkasına çektirmesi görmek istemediği için oluşan körlükten dolayı değil mi?
Veysel’deki körlük kalıcı ama bendeki çağrıştıran körlüğü kalıcılığı duvara çarpınca kadardır.

Veysel’in körlükten kastettiğinin dışındaki körlükten bende çağrışan fark bu 
Cehalet mi;
Büyük cehaletle ancak büyük tahsillerle mümkün olabiliyor. 
O yüzden;
Cehalet, tahsil alıp, alamamak değil; kalbin karalığı, gözün ön yargılı görmesi ve burnunun ucunu görmek istemeyecek kadar önyargı sorunudur. 
Diğerine göre bundaki fark,  çarpma şiddeti digerindekinden daha sert, hissedilir ve sesli olur!

Hikayeye devam edelim:

Veysel, akşam Sikeci’deki TRT Radyosu'na davet edilir. O zamanlar da televizyon melevizyon yok; mecburiyetten de olsa tek dinlenilen TRT Radyosu olduğundan o günkü mesaisini bitiren Atatürk de onu dinler.
Kulağı Veysel'in sesine dikkat kesilince hemen askeri çağırır:
“Bana bu aşığı bulun getirin misafirim olsun” diye emir verir.

Asker, TRT binasına gider ama, Veysel'i dinleyen evinde misafir etmek isteyen  başka bir dinleyici, askerden önce gelip Veysel'i götürmüştür bile.

Asker, eli boş dönmek istemediğinden, Veysel'i götürürken adresini vermeyen kişinin evini  Ankara'da gece saatlere kadar arasa da bulamaz ve çaresizce gelip durumu Gazi'ye anlatır.

Akşam Gazi tarafından davet edilmek için arandığını öğrenen Veysel; arkadaşıyla, Atatürk'ü görecek olmanın heyecanıyla Çankaya'nın yolunu tutar.  
Çankaya yolunda gene bir gün önceki polis onu karşılar, akşam ki programı dinleyen polis ufak bir tanıtımda sonra Veysel'i tanır, kısa süreli güzel bir muhabbetten sonra, sanki bugünkü gelenler dünküler değilmiş gibi geçmelerine izin verir. 
(Hafiften de olsa, Hoca”nın “ye kürküm ye” hikayesini hatırlattı bana)

Çankaya Köşkü'ne geldiğinde kapıda bekleyen askere kendilerini tanıtıp durumu anlatırlar.

Asker, bekleyin der içeri girdikten, tekrardan gelinceye kadar olan kısa süre; Gazi'yi birazdan görecek olmanın heyecanıyla bekleyen Veysel'e çok uzun geçse de asker nihanet tekrar görünür.

Askerin verdiği cevap,  buyrun demeyi bekleyen Veysel'in beklediği cevap değildir:
- Çok yoğunmuş, çalışıyor, Sizi kabul edemeyecekmiş”
-Ama, akşamdan  sabaha kadar beni aratmış, geç haberim oldu
-Akşam dinlenme eğlence zamanıydı  Şimdi ise iş zamanı

Demek ki neymiş; haklı da olsan hiçbir konuda geç kalınmamalıymış!

Aynı zamanda;
Gazi’den hiçbirşeyin zamanını karıştırmamak gerektiğini anlatan ders niteliğinde güzel bir cevap vermiştir.

Veysel ve arkadaşı, dünkü polisin cevabından sonra yaptıkları gibi; ama daha ağır, yıkkın bir psikolojiyle dün geldikleri yola göre daha uzun olan yolun ters yönüne dönüp, daha yıkkın bir psikolojide konuşmadan yol alırlar.

Dünya gözüyle görmek deriz ya; Gazi, Veysel'i kabul etse bile; Veysel, belki eline dokunacaktı Atatürk'ü dünya gözüyle göremeyecekti.

Kapısına kadar gitmesine rağmen o gün bu bile nasip olmadı.

Daha sonra da hiç nasip olmadı.
Olmayınca da olmuyor!
Buna da olayın nasip tarafı diyoruz.

Kalp acı çekmeden duygu dile gelmez!

Kalpte özlem susunca elde kalem çalışır!

Atatürk’ün ölümünü duyunca, “Atatürk’e Ağıt” şiirini yazmış, bestelemiş hem de söylemiştir. 
Veysel’in, yazarken, bestelerken, söylerken meşhur Ankara seyahatini düşündüğüne eminim!
(Youtube'da var tavsiye ederim)


Size basit gelebilecek ama benim derin anlamlar barındıran bu olaydan, düşundükçe daha birçok ders anlam çıkarılabilir. 
O yüzden bunları, yazıyı daha fazla uzatmamak adına;
Çıkarılacak anlamları, sizin ders ve anlam çıkarırken kullandığınız algı kabiliyetinize bırakıp; yazıma son verirken;

Hepinize, sağlık, huzur diliyor; saygılarımı sunuyorum!

 

#GazaisDying #KitaplarımızaDokunma #Gazze Ölüyor #Lamina Yamal #Suriye'de  #Diyetisyen #AfsızBayramOlmaz #KademeyeAsrınMobingi   #CBobeziteİçinDytAta #Hasan BARIN #Aşık Veysel #Atatürk #Çankaya 

 

 


ÇEKTİĜİMİZ; BİR CEHALET, İKİ KÖRLÜK, ÜÇ CEHALET!!!!

......

HASAN BARIN

10.03.2025 04:00:00

Traktör Şazi'nin maçları TRT'de yayınlansın mı?


Evet 9 Kişi
% 100
Hayır 0 Kişi
% 0

Cihan FULSER'in haberi-Hande Baladın gelecek sezon Fenerbahçe'de. Zehra Güneş'in transferinde detaylar kaldı.

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 27 22 0 5 41 71
2.Fenerbahçe 25 19 2 4 40 61
3.Samsunspor 26 15 6 5 14 50
4.Beşiktaş 26 12 6 8 13 44
5.Eyüpspor 26 12 7 7 11 43
6.Gazişehir Gaziantep 26 11 10 5 1 38
7.Göztepe 25 10 9 6 10 36
8.İstanbul Başakşehir 26 10 10 6 4 36
9.Trabzonspor 26 9 9 8 12 35
10.Kasımpaşa 27 8 8 11 -5 35
11.Rizespor 26 10 13 3 -10 33
12.Antalyaspor 27 9 12 6 -21 33
13.Konyaspor 27 8 12 7 -7 31
14.Alanyaspor 27 8 12 7 -9 31
15.Sivasspor 26 7 13 6 -11 27
16.Bodrum FK 26 7 13 6 -11 27
17.Kayserispor 26 6 11 9 -19 27
18.Hatayspor 25 3 15 7 -18 16
19.Adana Demirspor 26 2 20 4 -35

YAZARLAR