Gençlik yıllarımda, İslam Çupi’nin sportif köşe yazılarıyla büyüdüm. Onun yazılarındaki didaktik ve hümanist dokunuşlar, sadece spor hakkında değil, hayata dair de birçok şey öğretti. Kalemi, bir gazetecinin nasıl hem öğretici hem de sanatsal olabileceğini gösteren en nadide örneklerden biriydi.
Bugün ekonomi ve uluslararası ilişkiler üzerine uzmanlaşmış bir yazar olsam da, tarih, sosyoloji ve spor konularında da yazılar kaleme almamın temel sebeplerinden biri, kendime örnek aldığım İslam Çupi gibi büyük ustalardır. O, sadece spor yazıları yazmıyordu; ülkesine, insanına, toplumsal değerlere duyduğu sevgiyi satır aralarına incelikle işliyordu.
İslam Çupi gibi münevverler, hayatı güzelleştiren ve insanları düşünmeye sevk eden isimlerdir. Onun yazılarında gördüğüm edebi ustalık, bana da en basit konuları bile sanatsal bir dille ele almanın ne kadar önemli olduğunu öğretti.
Türk spor basınının büyük ustasına bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum. Onun mirası, yalnızca spor dünyasında değil, Türk basınında da derin izler bırakmaya devam edecek.
İslam Çupi (1932 – 6 Şubat 2001)