Narsist kişiliğe sahip bireylerde, geçmişte yaşanmış travmalardan kaynaklı ve dış dünyaya karşı "güçlüymüş" gibi gösterilerek gölgelenmiş, ileri derecede –ve çoğu zaman tedavisi mümkün olmayan– bir aşağılık kompleksi bulunur.
Dışarıdan güçlü, sağlam görünen ancak içten içe çürümüş bir ağaca benzer bu yapı.
Peki, neden bunu tekrar vurgulama ihtiyacı duydum?
Çünkü insanlar gibi devletlerin de geçmişlerinde yaşadıkları; zamanla kuşaktan kuşağa, hatta genlere sirayet eden travmalar vardır.
İkinci Dünya Savaşı’nda birçok millet büyük sıkıntılar yaşamıştır. Ancak sistematik olarak soykırıma uğrayan, aşağılanan ve en ağır travmaları yaşayanların başında Yahudiler gelir.
Bu soykırım ve aşağılanmışlık duygusu, Yahudilerin kolektif bilinçaltına öylesine yerleşmiştir ki…
Bastırmak için kendilerine düşmanlar icat eder, kendilerini hem kendi toplumlarına hem de dünyaya sürekli güçlü göstermek zorunda hissederler.
İsrail kurulduğundan bu yana, savaşsız geçen on yılı olmuş mudur?
"Reklam" demiştik ya… İngilizlerin o meşhur sözü vardır:
“Reklamın iyisi kötüsü olmaz, reklam reklamdır.”
Rusya-Ukrayna savaşıyor… Dünya'nın birçok yerinde çatışmalar var…
Ama medya yıllardır en çok kimi konuşuyor?
İsrail’i!
Ya da daha doğru ifadeyle: Bahsettiriliyor.
Alın size reklam!
Aşağılık kompleksinin ters yansımasını Almanya örneğiyle de açıklamak gerekir:
Almanya’dan bahsetmeden geçemeyeceğim.
İsrail medyasının yıllarca pompaladığı algılar sonucu;
Rus işgaliyle mağdur edilen birçok sivil olmasına rağmen, Almanya, Hitler döneminde Yahudilere yapılanların ezikliğinden ötürü Gazze’deki soykırıma ses çıkarsa da, bu sesi ancak küçük diliyle çıkarabiliyor.
Tekrar İsrail’e ve narsizmine dönelim…
Narsizmin temelinde yatan aşağılık duygusu, öylesine güçlüdür ki:
Koca dünyayı ele geçirseler de bastırılamaz.
Ya kendi içine çöker, ya da başka gezegenlere saldırır!
Ben dahil herkes Netanyahu’ya yükleniyor.
Fakat…
Aslına bakarsanız kim gelirse gelsin; İsrail’in narsist karakterinden kaynaklanan bu kan dökme ihtiyacı,
başkalarının acılarıyla kendi acılarını bastırma içgüdüsü,
ancak tek bir şartla sona erer:
Duvara çarptığında…
Yıllarca yatağa bağlı, komada, kömüre dönmüş Perez döneminde değişti mi?
Öncekiler zamanında?
Netanyahu’dan sonra değişecek mi?
Hayır.
Peki, hiç mi?
O kadar da enseyi karartmayalım.
Hiç değil!
O duvara çarptığında…
İşte o zaman,
“Ben ne yaptım?”
diye sorgulamaya başlayacak.
Ve o duvar gibi millet, tam karşısında duracak.
O çarpışma çok da uzak değil!
İsrail’in en büyük gücü; teknoloji ya da nükleer silah değil…
Maddi gücüyle besleyip yandaşlaştırdığı, kendi uydurduğu, dünyanın başına bela olmuş hastalıklı teokrasisidir.
O gün geldiğinde, bunun da boş olduğu herkesçe anlaşılacak…
Ve dünya, buna şahitlik edecek!
Sağlık ve huzurla kalın;
Saygılarımla!
#İsrail #Gazze #İsrailSiyaseti #NetanyahuRejimi #OrtadoğuSiyaseti #GazzePolitikası #AlmanyaİsrailTavrı #SiyonistPolitika #NarsistDevletYapısı #TeokratikSistem #İsrailFilistinÇatışması #DevletTravmaları #İsrailLobisi #BatıÇifteStandart #HitlerSonrasıSiyaset #İsrailAlgıOperasyonu #ABDİsrailİlişkisi #AvrupaİsrailYaklaşımı #SoykırımSiyaseti #PolitikNarsizm #SavaşDiplomasisi #İsrailDevletAklı
#Barinajans #Barınajans #Rezan Epözdemir #canakkaleyanıyor #Çeşme #Recep Tayyip Erdoğan #Türkiye Devleti #Cumhurbaşkanı #Azerbaycan #Aliyev #Rusya #Ethereum #Netanyahu #Çakarlı Araç #GazzeyeUmutOl #Barış Alper #Brave Jumber #SANI #Beyazıt #savunma hattı #Öztürk Yılmaz #Frimpong
Evet 262 Kişi
Hayır 8 Kişi