Ümit Özdağ, 2026 yılının Türkiye için “çetin geçeceği” yönünde uyarılar yapmıştır.
Ancak son yıllardaki siyasi söylemlerine bakıldığında, bu tür açıklamaların toplum içinde yeni huzursuzluklar oluşturmayı amaçladığı görülüyor. Bu söylemler; insanlarda korku, yarına güvensizlik ve ülkede kaotik bir hava oluşturma çabasının ürünüdür.
Özdağ daha önce de tüm olumsuzlukların sebebi olarak Suriyeli mültecileri göstererek gençleri sokağa çağırmış, ülkeyi karanlığa sürükleyecek adımlar atmıştı. Bu girişimlerle hem sokakları karıştırmayı hedefliyor hem de tüm dünya Müslümanlarının ümidi haline gelmiş Türkiye’yi gözlerinde değersizleştirmeye çalışıyordu. Bu nedenle, yapılanlar sadece iktidara değil; büyüyen Türkiye’ye umut bağlayan bütün Türk-İslam dünyasına ve mazlumlara karşı yapılmış bir eylemdir.
Psikolojik savaş, savaşan tarafların kullandığı en güçlü silahtır. Bir halkın moralini çökertmek, onu savaşmadan yenmek demektir. Türkiye 2016’dan bu yana ilan edilmeyen bir savaşın içindedir. Sınırlarımızın tamamı ateş çemberine alınmış; Kafkasya, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da sürekli çatışmalar yaşanmaktadır. Gazze ve Kudüs’teki zulüm de doğrudan Türkiye’ye karşı yapılan hamlelerin bir parçasıdır.
Türkiye bugün gücünün yettiği her yere yetişmekte, destek olmakta ve bunda oldukça başarılı olmaktadır. Bu durum özellikle İsrail başta olmak üzere tüm Türk düşmanlarını daha saldırgan ve daha provokatif hale getirmektedir. Fakat dünya şunu biliyor: Türkiye dış müdahalelerle yıkılamaz. Bu nedenle tek hedefleri kaleyi içeriden fethetmektir.
İçeriden fethetmenin yolu ise ümitsizlik tohumları ekmek, bu ümitsizliği kargaşaya dönüştürmek ve halkı devlete karşı isyana yönlendirmektir. Bugün Türkiye’yi ümitsizliğe sürükleyen bazı siyasi söylemlerin amacı tam olarak budur. Unutmayalım: Amerika, Irak’ı ordusuyla değil, psikolojik silahlarıyla işgal etmişti.
Fakat ben eminim ki 2026 yılı, dünyada birkaç ülke için başarı yılı olacaktır. Bu ülkelerden biri de Türkiye’dir.
Türkiye’nin ürettiği silahlar, uçaklar, SİHA’lar ve hava/karadan savunma sistemlerine dünya genelinde talep her geçen gün artıyor. Bu ise ihracat, dolayısıyla cari açığın kapanması demektir. Talep arttıkça üretim artacak, üretim arttıkça daha fazla mühendis, tekniker ve uzman iş bulacaktır. Bu yalnızca savunma sanayisini değil, yüzlerce yan sanayi kolunu da büyütecek; binlerce yüksek nitelikli mühendisin yetişmesini sağlayacaktır.
Savunma sanayisi gelişen her ülkede diğer sanayi alanları da gelişir. Enflasyon düşer.
Ayrıca Türkiye’de yolsuzluklara karşı ciddi bir mücadele başlatılmıştır.
Elbette kimse “her şey süper olacak” diyemez. Çünkü dünya sallanıyor. Küresel kriz derinleşiyor. Emperyalizm dünyanın dört bir yanında savaş çanları çalıyor. Bu nedenle pek çok ülkede ekonomilerin daralması normaldir.
2026 Kimler için kötü olacak?
İsrail: ABD’nin maddi desteği azalacak. 2026 İsrail için sonun başlangıcı olacaktır.
Ukrayna: Ölüm-kalım yılı olacak.
Avrupa: Bu kış kötü gidişatın başlangıcı.
ABD: İstediğini elde edemeyecek, düşüş sürecek.
Çin: İstikrarlı büyümesini sürdürecek.
Türkiye: Tüm baskılara rağmen istikrarlı şekilde büyümeye devam edecek.
Sonuç olarak: Ümit Özdağ’ın karamsarlık söylemlerine rağmen halk devletine ve hükümetine daha sıkı bağlanacaktır.
#30Bin #Seyyanen #Barzani #Aaaa #GözleriKaraDeniz #EkAtamaYirmiBeşBin2024KPSS
#EmniyetGoermezdenGelinemez #SuYıldız #Putin #Kamuda #Sevk #Asgari #TRTde #Rusya #EmekliMaaşınaTüikleMakas #Kabul #CumhurdanAGSye20bin #112ÇagrıyıYanıtla #MuelakatMağdurlarıAnkarada
Evet 261 Kişi
Hayır 8 Kişi