10924,50%-1,34
42,21% 0,25
48,86% 0,30
5430,60% 0,78
9007,06% 0,59
Kısa cevap: Fransa ve İngiltere'nin Avrupa'da nükleer silahları var ve Amerikan taktik nükleer silahları da birçok ülkede depolanıyor.
Rusya'nın hem kendi topraklarında hem de Belarus'ta bulundurduğu Taktik Nükleer Silahı da var. Kullanımı daha az düzenlenmiş ve stratejik olarak daha da tehlikeli, çünkü kullanım eşiği daha düşük. Ancak nükleer caydırıcılık sadece stratejik düzeyde değil, aynı zamanda operasyonel-taktik düzeyde de mevcut ve savaşa karşı da etkili.
Rusya ile ABD arasında stratejik bir nükleer caydırıcılık mevcut olup, iki ülke arasında bir çatışma çıkması durumunda tüm dünyayı nükleer kıyametle tehdit etmektedir.
Avrupa'da Rusya'nın yanı sıra Fransa ve İngiltere'nin de stratejik nükleer güçleri bulunuyor. Bu durum, Batılı ülkelerle olası bir savaşı potansiyel bir nükleer çatışmaya dönüştürüyor.
Ancak Avrupa'nın da taktik nükleer silahları var. Bunlar, Belarus'a da konuşlandırılmış olan Rusya'da da mevcut. Ayrıca, düşük güçlü nükleer bombalarını Belçika, Hollanda, İtalya, Almanya ve Türkiye'de depolayan ABD'de de mevcut.
Bu silah Amerikan kontrolü altındadır ve bu ülkelerin birlikleri, tıpkı Belarusluların Rus silahını kullanamaması gibi, Amerikalıların izni olmadan onu kullanamaz. Ayrıca, Fransa'nın taktik nükleer silahları da olabilir.
Taktik Nükleer Silahın tehlikesi, uygulama eşiğinin düşürülebilmesidir; çünkü daha az güçlüdür, bu da daha az tehlikeli görünebileceği anlamına gelir.
Ancak Avrupa, Rusya ve Belarus ile nükleer caydırıcılığını fiilen zaten sağladı. Belki de bu ülkelerin çatışmayı başlatıp genişletmesini de engelleyebilir.
Soru 7. Avrupa ABD'ye güvenebilir mi? Kısa cevap şu: Avrupalılar, Kuzey Atlantik Antlaşması'nın 5. Maddesi yürürlükte kalmaya devam ederken ve ABD de onların en önemli müttefiki olmaya devam ederken, giderek kendi savunmalarına daha fazla güveniyorlar.
Soğuk Savaş döneminde, Avrupa'daki NATO ülkelerinin güvenliği on yıllar boyunca öncelikle Amerika Birleşik Devletleri tarafından sağlanıyordu. Bu, hem Avrupa ülkelerinin ithalatının önemli bir bölümünü oluşturan Amerikan silahlarının tedarikini hem de Amerikan birliklerinin varlığını içeriyordu.
Donald Trump yönetiminin başa geçmesiyle bu durum değişti: ABD, Avrupa kıtasının savunucusu rolünden çekildiğini ilan ederek, müttefiklerinden kendi güvenliklerini üstlenmelerini istiyor.
ABD, NATO üyesi olmaya devam ediyor ve Kuzey Atlantik Antlaşması'nın 5. Maddesi yürürlükte kalıyor. Amerikan birlikleri, Avrupalı askerlerle birlikte tatbikatlara katılmaya devam ediyor.
Ancak pek çok Avrupalı lider, ABD'nin gelecekteki rolü konusunda şüpheci.
Polonya Başbakanı Donald Tusk sosyal medyada, "Başkan Trump, Ukrayna'nın Avrupa Birliği'nin desteğiyle tüm topraklarını geri alabileceğini belirtti. Bu şaşırtıcı iyimserliğin ardında, ABD'nin müdahalesini azaltma ve savaşı bitirme sorumluluğunu Avrupa'ya devretme vaadi yatıyor. Gerçek, yanılsamadan iyidir," diye yazdı.
Polonya aynı zamanda ABD ile yoğun askeri-teknik iş birliği içinde olan bir ülke. Diğerleri hakkında ne söyleyebiliriz?
Ancak Avrupa, ABD ile ortaklık ve ittifakından vazgeçmeden, hem NATO hem de AB içinde kendi güvenliğine ilişkin ortak bir tutum ve politika geliştirmeye çalışmaktadır.
Soru 8. Avrupa ekonomisi savaşa hazır mı?
Kısa cevap: henüz değil. Avrupa ekonomisi barış zamanına göre tasarlanmış ve modernleşmekte ve askeri-endüstriyel kompleksin payını artırmakta zorlanıyor. Ancak AB, savunmaya giderek daha fazla yatırım yapıyor ve askeri sanayiyi aktif olarak yeniden yapılandırıyor.
SSCB'nin dağılmasının ardından Avrupa'daki NATO üyesi ülkeler savunma harcamalarını kısmaya başladılar ve bu durum zamanla ulusal ordularının muharebe kabiliyetinde önemli bir düşüşe yol açtı.
NATO ülkelerinin toplam ekonomileri Rusya'nınkinden kat kat büyük olmasına rağmen, bu ülkelerin askeri-endüstriyel kompleksi, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin başlangıcında "barış zamanı" üretimine yönelmişken, artık hem özel hem de kamusal alanda teknolojik yükseltme ve yatırım gerektirmektedir.
Ekonomi ve sanayi söz konusu olduğunda ise askeri-siyasi birlikten ziyade AB içindeki eylem daha önemlidir.
Avrupa ülkelerinin silah tedariki, planlaması ve yatırım politikası konusunda kolektif bir yaklaşıma ihtiyaçları var; yasalarını buna göre uyarlamaları gerekiyor ki bu, kolektif savunma örgütlenmesini kaosa sürükleyebilir.
Avrupa tüm bu alanlarda ilerleme kaydediyor. Savunma harcamaları 2024'teki 343 milyar avrodan 2025'te 381 milyar avroya ulaşacak.
2025 yılında savunma sanayiine yapılacak yatırımlar yaklaşık 130 milyar avroya ulaşacak.
AB'nin askeri harcamalarının 2025 yılında GSYİH'nın yaklaşık %2,1'ine ulaşması bekleniyor. Bu oran, NATO'nun 2035 yılı için belirlediği %5 hedefinden önemli ölçüde düşük.
KURBAN VAHİDOV. Araşdırmaçı-yazar
#Zerrin #KayZer #UzakŞehir #PolislerSoruyor #$UNICEF #BitmeyenSoykırımGazze #EndlessGenocideGaza #Rasyox #Demir #Suriye #ŞeyhMaksud #GretaThunberg #Tucker #MansurYavaş #BeyazToros