9102,02%-1,02
39,66% 0,14
45,74% 0,17
4272,58% -0,42
6910,88% 0,00
Kafkasya Müslümanları İdaresi’nin Qazılar Şurası’nın dün gerçekleştirdiği toplantı tarihî bir öneme sahiptir. Kafkasya Müslümanları İdaresi Başkanı, Şeyhülislam Allahşükür Paşazade, İrevan kadılığı görevine Bahtiyar Necefov’un adaylığını önerdi ve bu atama oylama sonucunda kabul edildi.
İrevan Kadılığı'nın yeniden kurulması sembolik bir olay gibi görünebilir; ancak mesele bu kadar basit değildir. Öncelikle bu konuya tarihî açıdan yaklaşmak önemlidir. İrevan kadılığı, 18. ve 19. yüzyıllarda mevcut olmuş idari-dinî bir kurum olarak önce İrevan Hanlığı’na, ardından da Rus İmparatorluğu’na bağlı olarak faaliyet göstermiştir. Bu kurum yalnızca dinî liderlik görevini üstlenmemiş, aynı zamanda dönemin anlayışına göre toplumsal ve kültürel bağımsızlığın da bir temeli olmuştur. İrevan şehri ve çevresindeki köylerde, özellikle Göyçe, Dereleyez, Zengibasar ve diğer bölgelerde yaşayan on binlerce Azerbaycanlı bu sistemin toplumsal yapısı içerisinde yaşamıştır.
1828 yılında Türkmençay Antlaşması’yla İrevan Hanlığı’nın Çarlık Rusyası’nın topraklarına katılması ve İrevan Guberniyası’nın kurulmasıyla birlikte bölgede aşamalı olarak bir Ermenileştirme süreci başlamıştır. 1920 yılında Ermenistan’ın Sovyetleştirilmesinin ardından ise tüm dinî kurumlar, kadılıklar da dahil olmak üzere, “dinî fanatizm” olarak yaftalanmış ve Sovyet ideolojisine uygun olmadığı gerekçesiyle lağvedilmiştir. Bu bağlamda denilebilir ki, İrevan kadılığının yeniden tesis edilmesi, öncelikle tarihî hafıza üzerine kurulan bir siyasî konseptin parçasıdır.
Batı Azerbaycan siyaseti yalnızca diasporanın ve sürgüne maruz kalmış soydaşlarımızın haklarını savunmakla sınırlı değildir; aynı zamanda Azerbaycan’ın bir devlet olarak kendi tarihî-coğrafî meşruiyetini ifade etme biçimidir. Başka bir deyişle, “bu topraklar yalnızca hafızamızda değil, aynı zamanda hukuki ve manevi haritamızda da yaşıyor” mesajıdır.
Doğal olarak şu soru gündeme geliyor: Bu adım somut sonuçlar doğurabilir mi, yoksa sadece sembolik bir hamle olarak mı kalacak?
Bu, esasen izlenecek siyasetin sürekliliğine bağlıdır. Yani eğer Batı Azerbaycan Cemaati’nin faaliyetleri genişletilir, uluslararası platformlarda sürgün gerçekleri daha fazla gündeme getirilir ve devletin bilgi siyaseti bu yönde güçlendirilirse, bu karar somut sonuçlar doğurabilir.
Bu adım, Azerbaycan-Ermenistan müzakerelerinde yaşanan durgunluk ortamında atılmıştır. Demek ki resmî Bakü, bu girişim aracılığıyla müzakere sürecini canlandırmayı hedefliyor. Tecrübeler gösteriyor ki, Ermenistan, Bakü’nün Batı Azerbaycan’la ilgili attığı adımları tedirginlikle izliyor ve oldukça ciddiye alıyor. Bu nedenle, bu adımın yakın vadede diplomatik getiriler sağlaması kuvvetle muhtemeldir.
Sonuç olarak, İrevan Kadılığı'nın yeniden tesisi bir “nostalji jesti” değil, taktiksel bir diplomatik hamledir. Azerbaycan bu siyasî “valütayı” artık dolaşıma sokmuştur. Bu, “barışa hayır” demek değildir; adil bir barış için tarihe dayanma iradesidir. Başka bir deyişle, haritaların gerisinde kalmış hakların ön plana çıkarılmasıdır. Azerbaycan bu adımla açıkça ilan etmektedir: Biz öz topraklarımıza dönmek istiyoruz; sadece fizikî olarak değil, manevi, hukuki ve tarihî açıdan da!
Yazan: Siyaset Bilimci #Turan Rzayev
#İrivan Kadılığı #Azerbaycan #Karabağ #Allahşükür Paşazade # #Kafkasya Müslümanları İdaresi #Barinajans #Google #kızılcıkŞerbeti #Pana #Lukaku #Aziz Yıldırım #Lukaku #FreeBarinajans #Google #finalfour2025 #FenerbahceBeko #yenikapı #Göztepe #Mustafa #WE ARE CHAMPIONS #Kenan #Hoca #Tarık #İbrahim Kutluay #Nigel #Emekli #Yalan #AK Parti #24 SenedirAfBekliyoruz #Sokak #Her Mahallesiyle İstanbul #KademeAnkaradaTekYürek #Genel Başkanımız İmamoğlu #ADAYIM ERDOĞAN #Sosyalist Enternasyonal #SKGdan Çifte Standart #LGBT #SGSKdan Çifte Standart #İmamoğluheryerde