10093,53%-0,19
35,69% 0,17
37,47% 0,69
3181,90% 0,86
5083,46% 1,05
Güney Azerbaycan'ın tarihi payitahtı Tebriz’deki Devrim Mahkemesi 13 Türk aktivisti yargılıyor: Keyfi tutuklamalar, işkence iddiaları ve adil yargılama eksikliği gündemde.
İran’da 13 Güney Azerbaycanlı Türk Aktivist Ağır Suçlamalarla Yargılanıyor: ‘Güvenliği Tehdit’ İddiası!
Gazeteci, Araştırmacı Mesut HARAY
Mahkemeye Çıkartılan Aktivistler ve Suçlamalar İran’ın Güney Azerbaycan bölgesindeki 13 Türk aktivist, "ülke karşıtı gruplara üyelik" ve "güvenliği tehdit eden suçlar için örgütlenme" suçlamalarıyla mahkemeye çıkarılıyor. Araz İbrahimnejad, Davud Şiri, Mehdi Gaderi, Yuruş Mehrlibeyli, Hamid Yeganpur, Muhammed Rıza Muvahhid, Emir Hüseyin Ağayi, Ali Babayi, Cevad Sudber, Murtaza Nurmuhammedi, Hüseyin Azadi, Nasır Rızmecu ve İbrahim Avazzade gibi isimler, İran güvenlik birimleri tarafından 2023 yılında tutuklanmış ve 100 gün boyunca tecritte tutulmuştu.
Gözaltı Koşulları ve İşkence İddiaları Aktivistlerin yakınları, gözaltı sürecinde fiziksel ve psikolojik işkenceye maruz kalındığını, avukat erişimlerinin engellendiğini ve uluslararası hukuka aykırı şekilde hücrelerde tutulduklarını iddia ediyor. Geçmişte de benzer baskılar görüldüğü ve İran’ın özellikle Türk kimliğini savunan aktivistleri hedef aldığı belirtiliyor.
Adil Yargılama Sorunu İran Devrim Mahkemeleri’nin "gizli delillerle" çalışması ve savunma hakkını kısıtlaması ciddi eleştiriler alıyor. 2020’de benzer bir şekilde Ali Azizi isimli bir Türk aktivist, savunmasına sunulmayan delillerle 5 yıl hapis cezası almıştı. Aynı durumun bu 13 aktivistin davasında da tekrarlandığı ifade ediliyor.
Türk Kimliğine Baskılar İran’ın Güney Azerbaycan bölgesindeki asimilasyon politikaları, anadilde eğitim yasağı ve kültürel etkinliklere yönelik müdahaleler, uluslararası insan hakları örgütleri tarafından kınanıyor. 2023’te BM’ye sunulan bir raporda, İran’ın Türk kimliğini sistematik olarak bastırmaya çalıştığı vurgulanmıştı.
Analiz: İran’ın Stratejik Endişeleri Uzmanlar, İran’ın Türk nüfus üzerindeki baskılarının, Türkiye ve Azerbaycan ile olan kültürel ve siyasi bağlardan kaynaklandığını belirtiyor. Bölgedeki Türk nüfusu kontrol altında tutma çabalarının arkasında, Zengezur Koridoru gibi projelerin yarattığı endişelerin olduğu öne sürülüyor.
Bu dava, İran’daki etnik azınlıklara yönelik insan hakları ihlallerinin yeni bir örneği olarak öne çıkıyor. Uluslararası toplumun, İran’ın baskıcı rejimine karşı harekete geçmesi gerektiği konusunda çağrılar artıyor.