10924,53%-1,34
42,20% 0,24
48,86% 0,30
5429,94% 0,77
9007,06% 0,59
Hastalarına bir yakını gibi yaklaşan, tedavide gülümsemeyi en etkili ilaç kabul eden bir hekim... Azerbaycan’dan Türkiye’ye uzanan bir emek ve vicdan hikâyesi.
Bazı doktorlar vardır; hastalarını yalnızca tahlil sonuçlarından, dosya numaralarından ibaret görür. Sanki karşısında bir insan değil, bir görev varmış gibi…
Oysa tıp bilimi ne kadar ilerlerse ilerlesin, insanın içindeki şefkat duygusu olmadan gerçek şifa mümkün değildir. Nitekim yıllar önce Prof. Qehraman Qehramanov bir sohbetinde şöyle demişti:
“Bir doktorun hastasına verebileceği en doğru ilaç, güler yüzüdür. O ilacın adı moral, etkisi ise insanlıktır.”
Ne yazık ki, bugün bazı doktorlar bu hakikati unutmuş durumda. Daha ilk muayenede hastasına “cenaze hazırlığı” bakışıyla yaklaşan, moralini tüketen, umudunu kıran hekimlerle karşılaşıyoruz. Oysa iyi doktor, hastasına umudu hatırlatandır.
Bu yüzden Uzm. Dr. Nurlana Akhundova Şahinli gibi isimler, sadece tedavi değil, insanlık yönüyle de fark yaratıyor.
Azerbaycan Devlet Tıp Fakültesi’nden 2008 yılında mezun olan Dr. Nurlana, mesleki yolculuğuna Türkiye’de devam etti. 2017–2023 yılları arasında Başkent Üniversitesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı’nda uzmanlık eğitimini tamamladı. Ardından Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Yenimahalle Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görev yaptı.
Uzmanlık alanları ortopedik rehabilitasyon, nörolojik rehabilitasyon ve ağrı yönetimi olan Dr. Nurlana, tedavilerinde “hasta merkezli yaklaşım”ı temel ilke olarak benimsiyor.
Ama onu diğerlerinden ayıran en önemli fark, hastalarına ailesinden biriymiş gibi yaklaşması.
Hastalarına uyguladığı ilk tedavi gülümsemesi… Sonrasında gelen her adım o samimiyetin üzerine inşa ediliyor.
“İlk Yazı Onunla Başlamalıydı”
Yaklaşık yirmi yıldır tanıdığım değerli meslektaşım, TRT’nin eski Azerbaycan temsilcisi Yüksel Değercan, geçtiğimiz günlerde bir hastanede Dr. Nurlana ile tanıştı. Sohbetimizde şöyle dedi:
“Tedaviye gitmiştim ama orada sadece bir doktorla değil, bir dostla karşılaştım. Her cümlesinde, her hareketinde bir samimiyet vardı. Hastasına yalnızca ilaç değil, moral ve umut da veriyor. Dedim ki, artık Türk Cumhuriyetlerinden gelip Türkiye’de mesleğini başarıyla sürdüren insanlar hakkında bir yazı dizisine başlamalısın. İlk yazı da mutlaka ondan olsun.”
Bu sözler, Dr. Nurlana’nın kim olduğunu anlatmaya yeter aslında.
Annesi de Azerbaycan’da tanınan bir doktor olan Nurlana Hanım, anne mirasını vicdanla sürdüren bir hekim. Evlidir, iki çocuk annesidir. Ailesine gösterdiği sevgi ve özveriyi mesleğine de yansıtır. Onun için her hasta bir sorumluluk değil, Allah’ın emanetidir.
Bir Doktorun Kalbiyle Gelen Şifa
Dr. Nurlana Akhundova Şahinli’nin muayene odasında soğuk bir hastane havası değil, bir aile sıcaklığı hissedilir. Çünkü o, tedavisinde önce ilacını değil, insanlığını uygular.
Belki de bu yüzden, hastaları onu sadece bir hekim olarak değil, bir dost, bir kardeş, bir evlat gibi görür.
Güler yüz, insanın ilacıdır.
Dr. Nurlana da bu ilacı en doğru dozda uygulayanlardan biridir.