9659,48%0,49
37,90% 0,05
41,06% 0,14
3766,88% 0,98
6070,97% 1,51
Ermenilerin 20. yüzyılın sonlarında Hocalı'da gerçekleştirdiği soykırım, insanlığa karşı işlenmiş en ağır suçlardan biri olarak kabul ediliyor. Hocalı faciası, tarihi hafızalardan hiçbir zaman silinmeyecek olan Hatın, Lidica, Oradour, Holokost, Song My, Ruanda ve Srebrenitsa gibi korkunç facialardan farklı değildir. Bahsedilen olaylar savaş tarihine sivillere yönelik soykırım olarak geçti ve dünya çapında geniş yankı buldu.
Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesinde stratejik öneme sahip bir bölge olan Hocalı şehri, Hankendi'nin 12 kilometre kuzeydoğusunda, Ağdam-Şuşa ile Askeran-Hankendi yolları arasında yer alması nedeniyle Ermenilerin fetih planlarına engel oluyordu. Kentin önemini artıran unsurlardan biri de Dağlık Karabağ'ın tek havalimanına ev sahipliği yapmasıydı. Dolayısıyla Ermeni silahlı kuvvetlerinin başlıca hedefi, Hocalı'dan geçen Askeran-Hankendi yolunu kontrol altına almak ve şehirde bulunan havaalanını ele geçirmekti.
Ayrıca, Ermeniler, büyük bir vahşetle gerçekleştirdikleri Hocalı Soykırımı sırasında, Azerbaycan'ın bu kadim yerleşim yerini yeryüzünden silmeyi hedeflemişlerdi. Zira Hocalı, Azerbaycan'ın kadim dönem topraklarından biri olarak tarihi ve kültürel anıtlarıyla öne çıkmıştır. Nüfusu Azerbaycanlılardan oluşan ve 7 bini aşan nüfusuyla (bölge: 926 km2) Hocalı, Ermeni köyleriyle çevrili en büyük ve en eski yerleşim yeriydi. Burada antik tarihi eserler günümüze kadar korunmuştur.
Bilindiği üzere Hocalı yakınlarında M.Ö. 14-7. yüzyıllara ait Hocalı-Gedebey kültürünün örnekleri bulunuyordu. Şubat 1992'de Ermeni silahlı kuvvetleri, Sovyet ordusunun 366. motorize piyade alayının yardımıyla Hocalı halkına karşı korkunç bir katliam gerçekleştirmiş, ayrıca soykırımın en aşağılık aşaması olan izleri örtbas etme gibi iğrenç eylemlere başvurmuş ve sadece Azerbaycan halkı için değil, tüm insanlık için eşsiz anıt örnekleri olan Hocalı anıtlarını yıkmıştır.
Faciadan dört ay önce, yani Ekim 1991'den itibaren şehre giden tüm yollar kapatılmış, Hocalı fiilen kuşatılmıştı. Ayrıca 2 Ocak'ta Hocalı'nın elektriği kesildi. Böylece Hocalı ile Azerbaycan'ın diğer bölgeleri arasındaki bağlantı kesilmiş, tek ulaşım aracı helikopter olmuştu. Ancak aylar sonra Hocalı'ya helikopter seferleri de durduruldu. Yani 28 Ocak 1992'de Ağdam'dan Şuşa'ya uçan MI-8 helikopteri şehre ulaşamamış ve Hankendi yönünden atılan bir füzeyle Halfali köyü üzerinde düşürülmüş, helikopterdeki 3 mürettebat ve 41 yolcu hayatını kaybetmiştir. Bunun ardından Ermenistan ordusu Karabağ'daki son Azerbaycan yerleşim birimlerini de birer birer işgal etti. 1991 yılı sonunda Karabağ'ın dağlık kesiminde Tuğ, İmaret-Gervend, Sırhavend, Meşeli, Cemilli, Umudlu, Kerkicahan ve diğer stratejik öneme sahip Azerbaycan köyleri de dahil olmak üzere 30'dan fazla yerleşim yeri Ermeniler tarafından yıkıldı, yağmalandı ve yakıldı.
25-26 Şubat 1992 gecesi Ermenistan Silahlı Kuvvetleri, 10 tank, 16 zırhlı personel taşıyıcı, 9 piyade savaş aracı, 180 askeri uzman ve eski SSCB 4. Ordusu 23. Tümeni'ne bağlı Hankendi'de bulunan 366. Motorlu Piyade Alayı'na bağlı çok sayıda insan gücüyle Hocalı'yı kuşattı. Şehre en modern silahlarla saldıran Ermeniler, Hocalı şehrini yerle bir ettiler. Şehir tamamen yıkıldı, çok sayıda ağır vasıta kullanılarak yakıldı, halk ise büyük bir zulümle öldürüldü. Bunların çoğu başları kesilmiş, gözleri oyulmuş, derileri yüzülmüş ve diri diri yakılmış insanlardı.
Soykırım sonucunda resmi verilere göre 63'ü çocuk, 106'sı kadın, 70'i yaşlı olmak üzere toplam 613 kişi öldürüldü. Bunlardan:
- 8 aile tamamen yok edildi;
- 56 kişi işkence altında öldürüldü;
- 27 ailede sadece 1 kişi kaldı;
- 25 çocuk her iki ebeveynini de kaybetti;
- 130 çocuk ebeveynlerinden birini kaybetti;
- 230 aile geçimini sağlayan kişiyi kaybetti;
- 487 kişi engelli kaldı (bunlardan 76'sı çocuktu);
- 1275 kişi esir alındı;
- 1165 rehine serbest bırakıldı;
- 150 kişiyle ilgili henüz bir bilgi yok.
Eşitsiz mücadelelerin ardından Hocalı'daki öz savunma güçleri son adamlarına kadar savaşarak düşmana karşı ciddi bir direniş gösterdi. Bu durum, o dönemde şehri savunan halkın sergilediği büyük kahramanlığın en çarpıcı örneğidir. Kente yönelik saldırı sırasında Ermeni köylerinin kuşatması altında kalan Hocalı'nın silahsız sivil halkından yaklaşık 3 bin kişi, düşmandan kaçmak için kenti terk etti. Maalesef o dönemde Hocalı'ya hiçbir yardım ulaştırılamadı, dolayısıyla bu nüfusun önemli bir kısmının Ermeni vahşetinden kurtulamadığı söylenebilir.
Soruşturma materyallerinden, taarruzu yöneten ve Ermenistan Savunma Bakanı olan Seyran Ohanyan ile 366. Alayın 3. Tabur Komutanı Yevgeni Nabokikh'in ekibinde ayrıca 50'den fazla Ermeni subay ve astsubayın yer aldığı ortaya çıktı.
Bununla birlikte Ermeni-Rus ortak silahlı kuvvetlerinin Hocalı'daki Azerbaycan halkına karşı gerçekleştirdiği eşi benzeri görülmemiş ve insanlıkla bağdaşmayan zulüm, bu olaydan kısa bir süre sonra dünyanın en etkili basın organlarının sayfalarına yansıdı.
Ermeni lobisinin yoğun olarak faaliyet gösterdiği Fransa'da yayınlanan "Valer Aktuel" dergisi, 14 Mart 1992 tarihli sayısında Ermenilerin en modern teçhizatı ve paralı asker birlikleri hakkında şu haberi veriyordu: “Bu ‘özerk bölge’de, Ortadoğu’dan gelen Ermeni askeri birlikleriyle birlikte, helikopterler de dahil olmak üzere en modern askeri teçhizata sahipler. ASALA'nın Lübnan ve Suriye'de askeri kampları, silah ve mühimmat depoları bulunuyor. Ermeniler Karabağ Azerbaycanlılarını yok ettiler ve 100'den fazla Müslüman köyünde katliamlar yaptılar.”
Ayrıca Fransız Le Mond gazetesi 14 Mart 1992 tarihli sayısında Ermenilerin işlediği vahşet hakkında şunları yazmıştır: “Ağdam’ı ziyaret eden yabancı gazeteciler Hocalı’da öldürülen kadın ve çocuklar arasında kafalarının derisi yüzülmüş, tırnakları sökülmüş üç ceset gördüler. Bu gerçektir, Azerbaycan propagandası değildir."
İngiliz “The Sunday Times” gazetesi 1 Mart 1992 tarihli sayısında Ermenilerin işlediği vahşeti Hocalı’da hayatta kalanların dilinden şöyle anlatıyordu: “Ermeni askerleri yüzlerce aileyi katletti. Kurtulanlar, Ermenilerin çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere 450'den fazla Azerbaycanlıyı vurduğunu söyledi. Yüzlerce, belki de binlerce insan kayıp. Hocalı'dan kaçan diğer kadın ve çocuklarla birlikte Ağdam'a sığınan Raziya Aslanova, kendilerine sürekli ateş açıldığını söyledi. İnsanlar diri diri yakılıyor, kafa derileri yüzülüyordu. Kocasının, kayınbiraderinin ve damadının öldürüldüğünü, kızının ise kayıp olduğunu bildirdi." Ayrıca, Ermeni silahlı kuvvetlerinin modern askeri teçhizat kullanarak Hocalı'ya yönelik büyük çaplı saldırısı ve yüzlerce ailenin katledilmesine ilişkin sağlam gerçekler, 28 Şubat tarihli "Washington Post" (ABD), 8 Mart tarihli "The Sunday Times" (İngiltere), 25 Mart 1992 tarihli "Krua l'Eveneman" (Fransa) gazetelerinin ve bir dizi derginin sayfalarında da yer almaktadır.
Rus basınında bile Ermeni zulmünü doğrulayan yazılar yer alıyordu. Nitekim 13 Mart 1992 tarihli İzvestiya gazetesinde bir Rus askerinin dilinde şu bilgiler yer alıyordu: “Binbaşı Leonid Kravets: Tepede kendi gözlerimle 100’e yakın ceset gördüm. Adamlardan biri başsız yatıyordu ve her tarafta kadın, çocuk ve yaşlıların cesetleri görülüyordu, bunlar büyük bir vahşetle öldürülmüştü.”
Ermenilerin Hocalı'da işlediği vahşeti doğrulayan Rus kolluk kuvvetleri "Memorial" raporunda, dört gün içinde Hocalı'da öldürülen 200 Azerbaycanlının cenazelerinin Ağdam'a getirildiği, onlarca cesedin tahrip edildiği bile belirtiliyor. Ağdam'da 181 ceset (130 erkek, 51 kadın, 13'ü çocuk) üzerinde adli tıp incelemesi yapıldı. Yapılan incelemede 151 kişinin kurşun yarası, 20 kişinin şarapnel yarası, 10 kişinin ise kesici aletle öldürüldüğü belirlendi. Ayrıca İngiliz “Financial Times” gazetesi 14 Mart 1992 tarihli sayısında Rus ordusunda Ermenilerin de bulunduğunu yazıyordu: “General Polyakov, 366. Alay’dan 103 Ermeni askerinin Dağlık Karabağ’da kaldığını bildirdi.”
Ayrıca, eski SSCB'ye ait 366. Motorize Piyade Alayı'nın Hankendi'den çekilmesi sırasında Ermenilere yasadışı yollarla 25 tank, 87 zırhlı personel taşıyıcı, 28 piyade savaş aracı ve 45 top sistemi teslim edildi. Yapılan soruşturmada Hocalı saldırısı sırasında 366. Motorlu Piyade Alayı'nın 3. Taburu'nda onlarca Ermeni subay ve astsubayın bulunduğu tespit edilmiştir. Hocalı Soykırımı'nın izlerini örtbas etmek amacıyla 2 Mart 1992'de eski Sovyet ordusuna ait 336. Motorize Piyade Alayı Gürcistan'ın Vaziani kentine nakledilmiş, 10 Mart'ta ise bu alay dağıtılarak personeli ve askeri teçhizatı diğer askeri birliklere nakledilmiştir.
Ayrıca ceza davasının incelenmesi sırasında Hocalı Soykırımı'nı gerçekleştiren Ermenistan silahlı birlikleri, Dağlık Karabağ'daki silahlı birlikler ve Hankendi'nde konuşlu eski Sovyet ordusunun 366. Alayına bağlı askerlerin uluslararası hukuk normlarına uymadıkları tespit edilmiştir.
Özellikle, 12 Ağustos 1949 tarihli "Silahlı Kuvvetlerdeki Yaralı ve Hastaların Savaş Halindeki Durumlarının İyileştirilmesine Dair", "Savaş Esirlerinin Muamelesine İlişkin" ve "Savaş Zamanında Sivillerin Korunmasına İlişkin" Cenevre Sözleşmelerinin ilgili maddelerinde, askeri operasyonlara doğrudan katılmayan kişilerin yaşam ve beden bütünlüğüne yönelik saldırılar, öldürme, sakatlama, zalimce muamele, işkence ve kötü muamele, rehin alma, kişisel onur kırıcı davranışlar, özellikle belirli durumlarda aşağılayıcı ve onur kırıcı muamele gibi eylemlerin yasaklanması yönündeki şartlar ağır biçimde ihlal edilmiştir.
366. Alay'ın askerleri ve Hocalı Soykırımı'na katıldıkları kesin olarak kanıtlanmış diğer 38 kişinin, Azerbaycan Cumhuriyeti Ceza Kanunu'nun soykırım sorumluluğunu öngören 103. maddesi ve Ceza Kanunu'nun 107. (nüfusun sürgünü veya zorla yer değiştirmesi), 113. (işkence uygulanması), 115.4. (savaş kanunları ve geleneklerini ihlal etme) maddeleri uyarınca suç işledikleri iddiasıyla yargılanmalarına karar verildi, mahkemeler onlar hakkında tutuklama şeklinde önleyici tedbir kararı aldı, ilgili belgeler uluslararası arama için Azerbaycan Cumhuriyeti'ndeki İnterpol Ulusal Bürosu'na gönderildi.
Hocalı soykırımına ilişkin soruşturma kapsamında 2 bin 213 kişi tanık ve mağdur olarak dinlendi, 800'den fazla soruşturma yapıldı. 366. Alay'a ait şehit ve yaralı askerlerin listesinin verilmesi, Ermeniler tarafından askeri teçhizatın ele geçirilmesi veya kendilerine devredilmesi, ayrıca 366. Alay'a ait askeri teçhizatla Azerbaycan yerleşim birimlerinin bombalanmasıyla ilgili bilgi alınması ve diğer konularla ilgili hukuki yardım için Rusya Federasyonu, Özbekistan ve Kazakistan Cumhuriyetleri Başsavcılıklarına başvurularda bulunuldu.
366. Alay 2. Tabur Komutanı Seyran Ohanyan (Ekim 2016 tarihine kadar Ermenistan Cumhuriyeti Savunma Bakanı olarak görev yapmıştır), 366. Alay 3. Tabur Komutanı Yevgeniy Nabokih ve diğerlerinin Hocalı soykırımının gerçekleştirilmesinde rol aldıklarını kanıtlayan materyallerin toplanması, Azerbaycan Cumhuriyeti Ceza Kanunu'nun ilgili maddeleri uyarınca suç işlemekle suçlanan kişiler olarak yargılanmaları, ayrıca Meşeli, Karadağlı, Baganis-Ayrım ve diğer yerleşim yerlerinde tutuklu ve rehinelere işkence, acımasız muamele ve zulüm uygulayan, Azerbaycan uyruklu yerel halkın yasal ikamet yerlerinden zorla tahliyesi ve sürgünü sonucu özellikle ağır suçlar işleyen kişilerin tespit edilmesi için soruşturma ve operasyonel faaliyetler sürdürülmektedir.
Kurban VAHİDOV. Araşdırmaçı-yazar