9910,61%-0,9
35,44% 0,10
36,26% -0,12
3061,88% -0,08
4887,81% 0,00
Sayın Üstadım, Aziz Dost, Bacım; Yeni kitabınız öncesi sizle gene bir röportajda buluşmanın; ve kitabınız oncesi ilk roportajı bana vermenizin mutluluğu ve gururunu yaşıyorum. Bu duygularla ilk sorumu size sorayım
Hasan BARIN: . Bu kitapta size ilham veren şey neydi?
Eluca ATALI:
Geçen yıl Azerbaycan'a gittiğimde Bakü'de 248 numaralı okulun 2A sınıfına davet edildim. Defalarca okuyup konuştuğunuz "Anga kuşu" kitabımla ilgili bir toplantıydı. Açıkçası miniklerle buluşmaya gittiğimde çok şaşırdım.
Oturdukları masanın arkasından kafaları bile görülmeyecek kadar küçüktüler ve bu yüzden beni karşılamaya gelen bir arkadaşım "haydi dışarı çıkalım, bu yaştaki çocuklar seni anlamaz" dedi. Fikrimi değiştirmedim ve o da hoşnutsuzluğunu dile getirdi, "Vaktini boşa harcıyorsun." Kitabın tartışılmasında doğru adrese geldiğimi bir kez daha doğruladım. Çünkü Anga kuşunun kendini yaratma sürecini analiz ederken miniklerin beni hayrete düşüren bir hareketine daha rastladım. Sınıftaki 22 öğrenci kitabın kopyasını çıkarıp kendi elleriyle ciltledi. Ve hepsine imzalı bir kitap verdim, aramızda kırılmaz bir manevi köprü oluştu. Böylece bahsettiğim sınıfın öğrencileri, ana rolleri Ag Goyerçin, Şehriyar, Türkel ve Matanat öğretmen olan, konunun özünü anlamalarını sağlayan "Kuşlar Olmasaydı..." kitabının kahramanlarından bahsediyor. dünyanın varlığı, yaşamın nedeni ve insanın kimliği.
Beyaz Güvercin, özverili ve bilge bir yaratık olarak tasvir edilen alegorik bir figürdür. 30 yıl işgal altında kalan ve yeryüzünden silinen Ağdam şehrinde, savaş sırasında şehre bir mektup taşıdı. Bir anlık nezaketle Kara Kedi'nin avlanma aşkından kurtulmak için hilelere başvurur ve Türkel ile Şehriyar yanlışlıkla ondan kendi arzuları uğruna yararlanmak isterler. Burada kuşla maddi bir ilişki vardır ama o, bedenini ateşe atmayı ve insanları mutlu etmeyi tercih eden bir varlıktır.
Hasan BARIN:
Kitabınızda neyi anlatmak ve vurgulamak istiyorsunuz?
Eluca ATALI:
Azerbaycan'ın büyük filozofu Asıf Ata, İnsan ve Doğa arasındaki ilişki konusunda şöyle bir görüşe sahiptir: "İnsan doğanın bir parçasıdır ve aynı zamanda ayrılmaz bir parçasıdır. Hem insanın hem de doğanın bir anlamı vardır, ancak İnsan kendi anlamına ulaşabilir, Doğa ise kendi anlamına ulaşabilir. olamaz. Çünkü Doğadan farklı olarak İnsan manevi bir varlıktır, yani İmanı, Anlayışı, Maneviyatı ve İradesi vardır." Bu kitap, doğa olmadan insan yaşamının imkansızlığını öyküler aracılığıyla anlatan bir eserdir.
Okul çocukları oyunun ana karakteri Beyaz Güvercin'i avlamak ve onu derse yardımcı olması için sınıfta alkolün içinde tutmak istiyorlar. Buna itiraz eden Matanat, öğretmene kuşların insan yaşamındaki yeri doldurulamaz rolünü, fedakarlıklarını anlatır ve Çinlilerin lideri Mao'nun "Büyük İleri Atılım" projesinin ülkesine ve dünyaya getirdiği felaketin acı sonucunu anlatır. Komünist Parti. 2 milyar kuşun öldürülmesi sonucunda tahıl ve pirinç tarlalarına giren parazitler nedeniyle hasat yapılamadığı, bunun sonucunda 30 milyondan fazla insanın açlıktan öldüğü ortaya çıktı. Daha sonra Çin bu kuşları SSCB ve Kanada'dan dövizle satın alarak zarar gören ekosistemi onarıyor.
Hasan BARIN:
Kitabınızı yazmanız ne kadar sürdü?
Eluca ATALI:
Tam olarak iki hafta yazdım. Tabi bu kadar hızlı yazmamın sebebi konuya hakim olmamdı ve siz de çok iyi biliyorsunuz ki daha önce kuşlarla ilgili 5 kitap yazdım, bunların 3'ü yayımlandı, 2'si ise hala yayınlanmayı bekliyor.
4. Kitabınızın hedef kitlesi kimdir?
Cevap: Ana hedef kitlemiz çocuklardır. 8-9 yaş okuyuculara yönelik tasarlanmış bir çocuk macera kitabıdır. Çocukların anlayacağı dilde yani kendi dünya görüşleri çerçevesindedir. İnsan doğaya nasıl davranmalı? İnsan için doğa nedir? Kuşlara ve hayvanlara nasıl bakım yapılır? -- Sorular ayrı hikayelerle anlatılıyor.
Hasan BARIN:
Kitabınızı yazarken en unutulmaz anınız nedir?
Eluca ATALI:
Hatırlarsanız sizin de katılmış olduğunuz Anga kuş kitabının ZOOM tanıtımlarından birinde bana benzer bir soru sorulduğunda kuşları incelemeye 5 yaş civarında başladığımı söylemiştim. Neredeyse 100'lerce kuşla canlı temas kurdum. Bir yandan Golden Wood State Reserve'in evimize yakınlığı nedeniyle, dünyanın farklı ülkelerinden buraya göç eden kuşların her sonbaharda evimizin üzerinden uçtuğunu, bazen de arka bahçemize indiklerini izlediğimi hatırlıyorum. göle gidip balık ve kurbağa yakalayın. Öte yandan avcı olan amcam her gece eve çok sayıda kuşla döner ve büyük bir heyecanla kuşların adlarını, hangi ülkeden geldiklerini, bize ulaşmak için ne kadar yol kat ettiklerini anlatırdı. ülke. Bunlar çocukluğumdan beri beyin arşivimdeydi ve artık o arşivden faydalanıyorum.
Geçtiğimiz yıl İsveç'te 2 metreye kadar kar yağmıştı ve kuşlar açlıktan ölüyordu. Her gün sabah saat 4'ten itibaren beslemeye başlıyordum, bir kuş besliyordum, sonra aynı anda 20-30 tanesi pencereme geliyordu. Akşam 4'e kadar onları besliyordum. İnanın penceremin önündeki alıç ağacına 50'den fazla bülbülün konduğu günler oldu. O ağaca "Motel Odası" adını verdim. Tahıl verdiğimde orası orman kuşlarıyla doluydu. Üzüldüğüm anlar oldu, ilk kışını geçiren sığırcıklar donma sonucu öldü. Onları buza alıp odama getirdim, bazen o kadar soğuk oluyorlardı ki onları hayata döndürmek imkansızdı. Üzgünüm...
Hasan BARIN:
Kitabınızı henüz almadım ama kapağını görünce bana yazdığınız Anka kuşu kitabını hatırlattı, ne kadar haklı mıyım?
Eluca ATALI:
Haklısınız sanırım, çünkü Anka kuşu kitabı gibi bu kitabın da kapağında doğa resmi var. Aslında kitabın ortaya çıkışı psikolojik olarak okuyucuyu kitaptaki konuya hazırlamalıdır.
Genç okuyucuların bu kitabı nasıl edineceği konusunda heyecanlıyım. Küçüklerin bir şeyi sevmeye zorlanamayacağını biliyorsunuz.
Hasan BARIN: Kitabınız Türkiye Türkçesi'nde Türkiye'de de basılarak Türkiye Türkçesi'nde Türkiy okuyucularınızla buluşacak mı?
Eluca ATALI:
Yukarıda bu kitabın aslında Zümrüdüanka Kitabı'na yakın bir kitap olduğunu vurguladınız. Beyaz Güvercimiz nasıl Anka'yla birlikte Türkiye semalarında uçamaz? Bildiğiniz gibi son dönemde İstanbul Çinaraltı yayınlarında kitaplarım yayınlanmaya başladı ve yazar ve çevirmen Alpaslan Demir ile "Kuşlar Olmasaydı..." kitabının konusunu ve özünü konuştuk. Kitabımızın yakın zamanda Türkçe konuşan okuyuculara da ulaşacağına inanıyorum
Hasan BARIN: Son olarak okuyucularınıza ne söylemek istersiniz?
Eluca ATALI: Okuyucularımın öncelikle doğayı öğrenmelerini isterim, çünkü insan doğa olmadan yaşayamaz. Ondan doğru ve ölçülü bir şekilde faydalansınlar. Bugün çevre sorunu haline gelen atıkları doğaya atıp onu yaralamasınlar, zehirlemesinler. Çünkü bu zehir bir şekilde dolaylı yoldan insanın bedenine geri dönüyor. Yani kendilerine zarar vermekten sakınsınlar. "Sağlam bedende sağlıklı ruh bulunur" düşüncesine Asif Ata katılmazdı. "Sağlam ruh, sağlıklı bir beden oluşturur" derdi ve bu fikri de "Eğer Kuşlar Olmasaydı..." kitabımda yansıttım.
Hasan Bey, size ise sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum, çünkü kitabı ilk olarak siz okuyuculara tanıtıyorsunuz.
#Eluca ATALI #Azerbaycan #Sanatçı