9311,88%-2,19
38,85% -0,32
44,87% -0,99
4344,50% 1,44
6989,75% 1,74
Türk Dünyası Dayanışma ve Yardımlaşma Teşkilatı Azerbaycan Ülke Başkanlığı "24 Nisan – Sahte “Ermeni Soykırımı” " dolayısıyla bir açıklama yayınladı.
“barinajans.com”un haberine göre açıklama şöyle:
Türk Dünyası Dayanışma ve Yardımlaşma Teşkilatı Azerbaycan Ülke Başkanlığı
B E Y A N I
"Ermeni soykırımı"nın emperyalist güçler tarafından "Doğu Sorunu"nun bir parçası olarak gündeme getirildiği tarihi bir gerçektir. Batılı devletler Ermenileri emperyalist işgal politikalarını uygulamada bir araç olarak kullanmışlardır. "Doğu Sorunu"nun kökeninde Osmanlı topraklarının paylaşılması, Türkiye'nin bir devlet olarak parçalanması ve toprakları aleyhine tampon devletler yaratılması yatmaktadır.
Ayrıca bu konu, büyük güçlerin Doğu'daki Müslüman halklara yönelik saldırgan planlarının bir tezahürüydü. Ermeni faşistler, zaman zaman tarihi gerçekleri tahrif ederek, kasıtlı olarak çarpıtılmış tarih doktrinleri oluşturarak, dünya kamuoyunun zihnine Türk düşmanı stereotipler aşılayarak, Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan toprakları üzerindeki iddialarını "ispatlamaya" çalışmışlardır. Ne yazık ki tarihçiler ve antropologlar dışında, Avrupa ve dünya kamuoyu bu yanlış bilgilerle bilgilendirilerek, farkında olmadan büyük bir yalanın kurbanı haline getirilmiştir.
Türkiye'yi bölmeyi amaçlayan emperyalist devletler (ABD, İngiltere, Fransa, Rusya), I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı vatandaşı olan Ermenilerin ihanetini ustalıkla istismar etmiş, onları vatandaşı oldukları devlete karşı silahlı isyana teşvik etmişlerdir.
Ermeni Taşnak silahlı çeteleri, Türkiye'nin Erzurum, Kars, Ardahan, Van ve diğer illerinde, Azerbaycan'ın Zengezur ve Karabağ bölgelerinde, Bakü, Şamahı ve Guba kentlerinde barışçıl Müslüman Türk halka karşı soykırım ve katliamlar gerçekleştirdiler. Uydurma "Ermeni soykırımı" iddialarının yalan olduğunu kanıtlayan tarihi belgeler ABD, Avrupa, Rusya, Vatikan, Türkiye ve Azerbaycan arşivlerinde mevcuttur.
Olaylar dikkatle incelendiğinde, Ermeni tarafının 110 yıldır 24 Nisan'da tüm dünyayı başarıyla ve ustalıkla aldattığı, Ermeni hipnozu altında dünyanın çeşitli yerleşim yerlerinde kalabalık mitingler düzenlediği görülmektedir.
Birinci Dünya Savaşı'nın başlaması ve Türkiye'nin savaşa girmesi, Türkiyeni bölmek isteyen devletler için mükemmel bir fırsat yaratmıştı. Amerika, Avrupa ve Rusya'daki Ermeniler Türklere karşı savaşmak üzere harekete geçirildi. Ermeni kaynaklarına göre, sadece Kafkas cephesinde Rus ordusunda 200 bini aşkın Ermeni savaştı. Rus Kafkas valisinin onayıyla oluşturulan dört Ermeni silahlı grubu ise 200.000 gönüllüyü birleştirerek Erivan ve Güney Azerbaycan üzerinden Osmanlı Devleti'ne saldırdı. Rus ordularının ilerlemesinden faydalanan Ermeniler, Doğu Anadolu'nun her yerinde Türklere karşı toplu katliamlar gerçekleştirdiler. Yabancı basın her yerde "ezilen Ermeni Hıristiyanların" toplu imhasına ilişkin uydurma makaleler yayınladı.
1 Ocak - 23 Nisan 1915 tarihleri arasında neler yaşandı? İşgalci İtilaf Devletleri'nin düzenli askeri birliklerine katılan Türk vatandaşı Ermenilerin hangi ihanetleri, onların tehcirine yol açtı:
1. 29 Kasım 1914'te Van ve Doğu Anadolu bölgelerinde Ermeni silahlı çetelerinin oluşumu başladı;
2. 1915 yılı başları - Rus ordusu Doğu Anadolu'ya girdi;
3. 21 Şubat 1915'te Ermeniler Doğu Anadolu'nun birçok vilayetini işgal ettiler: Bitlis, Van, Muş, Diyarbakır vb. yerlerde aynı anda isyanlar çıktı;
4. Rus işgali ve Ermeni ayaklanmaları ortak kararlara dayanıyordu;
5. Ocak-Mart 1915 tarihleri arasında Ermeni silahlı haydutlar, Doğu Anadolu'da Müslüman nüfusa karşı kitlesel soykırım uygulayarak Ermeni azınlığı çoğunluk haline getirmeye başladılar:
6. Mart 1915'e gelindiğinde Ermeni silahlı haydutlar 40.000 Müslüman Türk sakini öldürmüştü;
7. Rus ve Fransız işgalciler, Ermenilerle birleşerek, Doğu Türkiye'de bağımsız bir Ermeni devletinin kurulmasının önünü açmak amacıyla, Türk Müslüman nüfusun toptan tehcirine başladılar;
8. 20 Nisan 1915'e gelindiğinde Rus ve Ermeni haydutları, cephe hattındaki Müslüman Türk nüfusuna yönelik ilk tehcirlerini en vahşi biçimde gerçekleştirmişlerdi.
Türk devleti, toprak bütünlüğünü korumak ve halkını etnik temizlikten ve ulusal kimlik açısından soykırımdan kurtarmak amacıyla, devletine ihanet eden Ermenileri ülkenin başka bölgelerine tehcir etmekle çok doğru bir karar almıştır.
Tarihi gerçekleri çarpıtmada usta olan Ermeni şovenist çevreler ve onların destekçileri, 1915 yılında 1,5 milyon Ermeni'nin "soykırım"a maruz kaldığı yalanını yayarak dünya kamuoyunu aldatmaya çalışmaktadırlar.
Savaş öncesi Türkiye'de yaşayan 1,3 milyon Ermeni nüfusunun kayıplarının boyutu, yabancı ülkelere göç eden Ermenilerin sayısından çıkarılarak bulunabilir. Savaş öncesi ve sonrasında yabancı ülkelere göç eden Ermenilerin sayısına ilişkin istatistikler şöyledir: Rusya'ya (Güney Kafkasya dâhil) 420 bin, Fransa'ya 35 bin, Kanada'ya 1.244, ABD'ye 34.136, Yunanistan'a 42.200, Bulgaristan'a 15.000, Kıbrıs'a 2.500 ve diğer Avrupa ülkelerine 50.000.
ABD'de yaşayan Ermeni tarihçi Richard Hovhannisyan, savaştan sonra Suriye'de 100 bin, Lübnan'da 50 bin, Ürdün'de 10 bin, Mısır'da 40 bin, Irak'ta 25 bin, İran'da ise 50 bin Ermeninin kayıtlı olduğunu yazıyor. Bu rakamları topladığımızda 875 bin kişi ediyor, Türkiye'de kalan 123 bin Ermeni'yi de eklediğimizde toplam sayı 998 bin kişi oluyor. Resmi olmayan bilgilere göre, kendilerini Kürt, Süryani ve Türkmen olarak tanımlayan yaklaşık 100 bin Ermeni, sınır dışı etme sürecinden kurtuldu.
O zaman 1,3 milyon Ermeni'nin yaklaşık 1,1 milyonunun hayatta olduğu biliniyor.
Türkiye hükümetinin dünya kamuoyuna ve Ermeni tarafına, "sahte Ermeni soykırımı"nı araştırmak üzere bilim insanlarından oluşan ortak bir komisyon kurulması önerisine rağmen, Ermeni tarafı bundan kaçınıyor. Türk ve Azerbaycan kamuoyunun, Ermeni kamuoyunun "soykırım" eyleminin uluslararası hukuk düzeyinde tanınması için Uluslararası Adalet Mahkemesine başvurması yönündeki tekliflerine rağmen Ermeni tarafı bundan kaçınıyor. Suçların Osmanlı İmparatorluğu'nda işlendiğini ancak Uluslararası Mahkeme ispat edebilir. Ortada bir "soykırım" olayının olmadığını çok iyi anlıyorlar. Ermeniler ve patronları uydurulan "soykırım" iddiasını siyasi amaçlarla kullanarak Türk hükümetine baskı yapmak istiyorlar.
Tehcir sırasında ölen Ermenilerin sayısı 300.000'i geçmez. Bu rakam 1915-20 yıllarında Avrupa basınında, 1918-1919 Paris Barış Konferansı'nda Ermeni heyetinin başkanı olan Bogos Nubar Paşa da dahil olmak üzere, doğrulandı. Çağdaş Ermeni lobisi bu gerçekleri dünya kamuoyundan gizliyor.
Ermenilerin tehciri, Müslüman nüfusun tehcirini, bunun sonucunda da silahlı Ermeni gruplarının Türkiye'nin meşru hükümetine karşı ayaklanması ve işgalci İtilaf Devletleri'ne sığınmaları izledi. Bu soykırım sonucunda Türkiye'de yaşayan yaklaşık 400 bin barışsever Müslüman hayatını kaybetti. Genel olarak, I. Dünya Savaşı sırasında Ruslar, Fransızlar ve Ermeniler, tekrarlanan sürgünler, katliamlar ve soykırımlar yoluyla 1,6 milyon ile 2,5 milyon arasında Türk Müslüman nüfusunu katlettiler.
24 Nisan'ın "Ermeni soykırımı" ile hiçbir ilgisi yoktur. Aslında 24 Nisan, öldürülen ve sakat bırakılan Türk Müslüman nüfusun soykırım günüdür.
İşte meşhur "Ermeni soykırımı"nın gerçek yüzü: Türk Müslümanlar soykırıma maruz kalıyor ve bunu Ermeni "soykırım" günü olarak kutluyorlar.
Dolayısıyla, Türk Müslüman nüfusunun trajedisiyle aynı olan Ermeni nüfusunun trajedisi soykırım olarak kabul edilemez ve o dönemde "soykırım" tanımı da yoktu. Soykırım 1948'den beri duygusal değil, hukuki bir kavramdır. Ermeni lobisi, defalarca şüpheli, hatta sahte belgeler ortaya koyarak tüm dünyaya "hayali bir soykırım" dayatmak istiyor.
Uydurma "Ermeni soykırımı" iddialarının baş propagandacıları ve Ermeni destekçileri olan Rusya, ABD ve Fransa'ya çağrıda bulunuyoruz: Dünyadaki ilk soykırımı, mensup olduğunuz devletler gerçekleştirmiştir.
Gerçekliği belirleyen egemen güçler değil, zamandır! Zamanın silinmez mührü hiç kimseyi esirgemediği gibi, gerçeğin sert mühründen de hiç kimse kaçamaz! Tarihte sadece gerçekler hüküm sürer, gerçeklerin gücü ise Türkiye ve Azerbaycan'ın yanındadır!
Açıklama, BM Genel Sekreteri, BM Güvenlik Konseyi, BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, Avrupa Birliği Azerbaycan Delegasyonu, AGİT Azerbaycan Delegasyonu, İslam İşbirliği Teşkilatı ve yabancı ülkelerin cumhuriyetimizdeki büyükelçiliklerine gönderildi.
#Hatay #Hapiste #AFAD #Hepimize #Millet #Kentsel #AK Parti #Hindistan #azerbaycan #Göztepe #waleupmuslim #yüzdeyüzmüzik #picemiyeti #Uyan Müslüman #Ermeni #Hidra #Pana #Pakistan #Ayağınıza #ReisvarENGELyok #UzmanÇavus #Murat #KademeliEmeklilik #StajerÇırakAranıyor #Ürettik #HayırlıCumalar