10112,80%0,07
35,63% -0,04
37,22% 0,25
3158,47% -0,02
5030,41% -0,57
ABD'nin katıldığı son askeri kampanyalar örneğinden de görüldüğü gibi, Washington, asker ve subaylarının doğrudan katılımını en aza indirmeye çalışıyor.
Bu sözleri Axar.az'a açıklamasında Rusya uzmanı Vitali Arkov, Trump'ın iktidara gelmesinden sonra ABD-İran ilişkilerini değerlendirirken söyledi.
“Amerikan seçmeni Beyaz Saray ve Pentagon’dan zaferler, ayrıca ülkelerinin gücünün artmasını bekliyor ama binlerce, hatta yüzlerce tabutu değil. Bu nedenle ABD, katılımını istihbarat, silah tedariki, hava ve deniz füzeleriyle sınırlı tutmayı tercih ediyor. Ayrıca ‘et kıyma makinesinin yemi’ tedarikini sağlamak amacıyla yeni NATO üyelerini ve İttifaka katılma umuduyla kapısında bekleyenleri dahil ediyor. Şimdi, örneğin, Ermenistan bu rolü üstleniyor. Kısa süre önce ABD ile bir antlaşma imzaladı ve bu, ‘NATO himayesi altında barış misyonlarına katılımı’ da içeriyor,” dedi.
Arkov’a göre Washington, Trump resmen göreve başlamadan önce, İsrail ve Hamas'ın askeri operasyonların yoğunluğunu azalttığı ve esir değişimine başladığı Orta Doğu'dan itibaren “tehditleri” uygulamaya koyuyor:
“Cumhuriyetçi Washington ile Tel Aviv ve ayrıca Riyad arasında demokratlardan daha yakın ilişkilerin olduğu uzun zamandır biliniyor. Her iki tarafın da Tahran’a karşı ciddi iddiaları var. Bu nedenle Washington ile Tahran arasında dostluğa dönüşecek bir yumuşama beklemek garip olur. En azından İran mollalar rejimi olduğu sürece. Trump ve çevresi, yerel ‘İran kampanyasının’ Büyük Ortadoğu’da herkesin herkese karşı savaşına – aslında Üçüncü Dünya Savaşı’na dönüşme riski olduğunu fark ediyor. Rusya ve Çin, dolaylı ya da doğrudan İran’ın tarafında hareket edecek ve radikal İslamcıların (yalnızca Şiiler değil!) misilleme terörü ABD ve müttefiklerinin şehirlerini kana bulayacak. Bu tür sonuçların ışığında Trump’tan çizgi film kahramanı edasıyla ‘Çocuklar, haydi barış içinde yaşayalım’ nasihatleri beklemek zor. Evet, böyle şeyler söyleyebilir ama yalnızca CIA’in nükleer silah geliştirme programı çerçevesinde çalışmaların yapıldığı İran’daki tesislere birkaç dakikalık füze saldırılarından sonra, ayrıca İsrail saldırılarından sağ kalan stratejik askeri-sanayi kompleksine yönelik saldırılardan sonra. Trump’ın çevresinden sızan bilgilere göre, bu olasılık tartışılıyor. İran hükümeti, özellikle Yemen’deki Husilere ve Filistin’deki Hamas’a para ve silah desteğini kesmezse, Hizbullah’ın Lübnan’daki kolunu yeniden yaratma girişiminden vazgeçmezse, bu ‘sızmalar’ gerçek olabilir.”
#ABD #İran #Rusya #Fikstib #Hamas #İsrail #Hamas