9910,61%-0,90
35,42% 0,03
36,28% 0,03
3063,97% -0,01
4887,81% 0,00
Sovyet hükümeti bu konuda Ermeni Kilisesi'ni kilit bir müttefik olarak görüyordu.
Azerbaycan halkının Ermeni denilen faşist güruh tarafından katledilmesi ve soykırıma uğratılmasından sadece Ermeniler sorumlu tutulamaz...! Ermeniler, zaman zaman Çarlık Rusyası, Sovyet Rusya, ABD ve Fransa tarafından bu soykırımlarda adeta bir araç olarak kullanıldılar. En büyük suçu Sovyet Rusya işledi. Bu nedenle dikkatinize küçük bir çalışma sunuyoruz.
Tarihsel-Belgesel, Araştırma
1827-1920 yıllarında Ermenilerin Azerbaycan topraklarına kitlesel göç ettirilmesinden sonra bile (ön tahminlere göre 1 milyon 300 binden fazla kişi), Sovyet hükümeti yurtdışından Ermenistana (Batı Azerbaycan) göç sürecini durdurmamıştır.
Rus tarihçi N.İ. Şavrov 1911 yılında şunları yazdı: "Şu anda Transkafkasya'da (Güney Kafkasiya – editör) yaşayan 1,3 milyon Ermeni'nin bir milyondan fazlası yerli değil, bizim tarafımızdan yerleştirilmiştir".
1921-1925 yılları arasında bölgeye (Batı Azerbaycan) 19.688 ermeni, 1926-1936 yılları arasında ise 22.595 ermeni köçürüldü.
Bu planlı tehcir, ölçek, sayı ve kapsam bakımından dünyanın en büyük ermeni tehciriydi. Başlangıçta, başvuran 360 bin Ermeni'nin yerleştirilmesi planlanıyordu.
19 Nisan 1945'te Ermenistan Baş Rahibi Gevorg Srbazyan, SSCB Halk Komiserleri Konseyi Din İşleri Kurulu Başkanı eşliğinde Josef Stalinin kabuluna gitti. Birkaç başarısız girişimden sonra Srbazyan bu görüşme için izin almayı başardı. Srbazyana göre bu görüşme Ermeni halkının kaderini kökten değiştirebilirdi.
Eçmiadzin Kilisesi'ne Sovyet yönetimi tarafından belli bir resmi statü verilmiş olmasına rağmen, bu görüşmenin arkasında, özellikle bu bölgede yaşayan Azerbaycan Türkleri olmak üzere tüm Kafkasya bölgesi için yeni bir faciaya yol açabilecek bir tartışma yatmaktaydı. Saldırgan niyetlere sahip Sovyetler Birliği ile insanlığa karşı faşist niyetlere sahip Ermeni Kilisesi arasındaki tartışmaların merkezinde:
1. Yurt dışında yaşayan Ermenilerin Batı Azerbaycan'a (Ermenistan) repatriasiyası, geri gönderilmesi;
2. Sovyetler Birliği'nin Türkiye'ye karşı "Sovyet Ermenistanı" lehine toprak iddiaları.
Görünen o ki, II. Dünya Savaşından galip ayrılmış işgalci Sovyetler Birliği, Batı Azerbaycan'daki ermenilerin sayısını, onları yurtdışından faşist Ermenistan'a naklederek arttırmayı ve ileride Türkiye'nin 6 vilayetine "Batı Ermenistan" adını vererek toprak iddiasında bulunmayı amaçlamıştır.
Sovyet hükümeti bu konuda Ermeni Kilisesi'ni kilit bir müttefik olarak görüyordu.
Daha sonra Ermenilerin Katolikosu Gevorg Srbazyan VI anılarında toplantıyı şöyle anlatır: “Stalin kiliseden bahsettikten sonra şöyle demişti: ‘Savaş yakında bitecek. 1920'de Türkiye'ye verilen Batı Ermenistan toprakları iade edilecek. Ermenilerin bu bölgeye yerleştirilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla o tarihe kadar 100 bin Ermeni'yi Ermenistan topraklarına yerleştirmeyi düşünüyoruz. Yakında bu konuyla ilgili bir doküman hazırlanacak. Ve bu konuda bize yardımcı olmanız gerekecek. Böyle beklenmedik sevinçli bir haber beni şaşırttı, sanki bütün bunlar bir rüyaymış gibi geldi bana, kendimi toparladım ve Stalin'e Ermeni Kilisesi arşivlerinde sultanlar, şahlar ve diğer yüksek rütbeli yetkililer tarafından imzalanmış fermanlar ve emirler olduğunu söyledim. Biz onları göz bəbəyimiz kimi qoruyuruq. Bu imzalar arasında erməni kilsəsinə və erməni xalqına xüsusi diqqətin əlaməti olaraq sizin də imzanız olsaydı, çox yaxşı olardı”.
Birkaç ay sonra Halk Komiserleri Konseyi Başkanı Stalin, Gevorg Srbazyan'ın isteğini yerine getirdi. Karar 21 Kasım 1945’te imzalandı.
Bu, Ermenilerin yurtdışından Sovyet Ermenistanı'na göç ettirilmesine ilişkin Halk Komiserleri Konseyi'nin 2947 sayılı suç teşkil eden etnik temizlik kararıydı.
1946 yılından itibaren yurt dışında yaşayan Ermenilerden oluşan gruplar Ermenistan'a gelmeye başladı. Sovyet tebliğat makinası ve Ermeni Kilisesi, propaganda çalışmalarını, çeşitli ülkelerde yaşayan Ermeni kolonilerinin SSCB'ye özenmesini sağlayacak şekilde örgütlemişlerdi. Ancak Sovyet hükümeti, bu tür kitlesel göçler sırasında ülkeye düşman unsurlarının sızabileceğinden endişe ederek süreci aşamalı ve sıkı denetimlerle yönlendirdi.
Sovyetlerin Türkiye'yi kendi nüfuz alanına dahil etme planlarında, Sovyet Ermenistanı Türkiye'nin doğu sınırında en elverişli askeri-coğrafi konumu durumundaydı. Sovyet yönetimine göre, Türkiye ile yaşanacak olası bir çatışma durumunda "potansiyel olarak sadakatsiz" Azerbaycan Türkleri "beşinci kol" haline gelebilir. Bunu bahane eden Stalin, 23 Aralık 1947 tarih ve 4083 sayılı SSCB Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca, 1947-1950 yılları arasında Ermenistan SSC'de yaşayan Azerbaycan Türklerinin sürgün edilmesine karar verdi.
Bu kararın bir paragrafında şöyle denilmektedir: "Ermenistan SSC Bakanlar Kurulu, Azerbaycan SSC'nin Kur-Araz ovasına Azerbaycan nüfusunun yeniden yerleştirilmesiyle bağlantılı olarak boşaltılan konut binalarını ve evleri, Ermenistan SSC'ye gelen yabancı Ermenilerin ikametgahı için kullanma yetkisine sahiptir. ." Taşınmanın ayrıntıları, SSCB Bakanlar Kurulunun 23 Aralık 1947 tarihli ve 4083 sayılı Kararnamesi'nin 754 numaralı ekinde yer almıştır. Bu karara göre, nakledilen kişilere kolhozun taşınır mallarından bir miktar tahsis edilecek ve bu mallar yeni ikamet yerlerine bedelsiz olarak nakledilecekti.
Karara göre 1948-1950 yılları arasında;
-1948 yılında - 10 bin kişi;
-1949 yılında - 40 bin kişi;
-1950 yılında - 50 bin kişi;
-Toplam 100 bin Azerbaycan Türkü sınır dışı edilecekti.
Ancak Ermeni faşistler bu fırsatı değerlendirerek 400 bin kişiyi vatanlarından sürdüler. Ermenistan topraklarında kalan taşınır malların bedeli, Azerbaycanlıların yerleştiği yeni yerlerdeki kolektif çiftliklere ödenmek zorundaydı. Sürgün edilenlere ayrıca bazı menfaatler sağlanacak, aile reisi için 1.000 ruble, aile fertlerinin her biri için 300 ruble olmak üzere iade edilmeyen nakit para yardımı yapılacaktı. Ermenistan SSC Bakanlar Kurulu, yerinden edilmiş kişilerin evlerini kendi memleketlerinde satmalarına yardımcı olmayı üstlendi. Ancak bunların hiçbirisi uygulanmadı.
Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti Komünist Partisi Merkez Komitesi Birinci Sekreteri Grigori Arutyunov'un önerisi üzerine Stalin tarafından Ermenistan'dan sürgün edilen Türklerin sayısı 400.000'di. Sürgünün amaçlarından biri de Çarlık Rusyası ve Sovyet Rusya'nın 1828'den bu yana Azerbaycan'ın tarihi topraklarında ermenilerin çoğunluğu elde edememesiydi.
Dışişleri Halk Komiser Yardımcısı V. Dekanozov imzasıyla ABD, Fransa ve Türkiye'deki SSCB büyükelçilikleri ile Mısır ve Irak'taki temsilciliklere gönderilen "gizli" mektupta ilginç noktalar dile getirildi. Mektubun metnini aynen sunuyoruz: “Bu mektubu aldıktan sonra 1947 yılı Mayıs ayında New York’ta Dünya Pan-Ermeni Kongresi toplandı. Kongreye 22 ülkeden 715 delege katıldı. Kongrenin gündemindeki temel konulardan biri de yurtdışında yaşayan Ermenilerin Sovyet Ermenistanı'na iskânının örgütlenmesiydi. Sovyet hükümeti Kongre'nin çalışmalarını yakından takip etti. Bu konudaki başlıca çalışma, ABD'deki SSCB Başkonsolosu Yakov Lomakin'e emanet edildi. Zira Sovyetler Birliği'ne gelen göçmenlerin kayıtları ABD'deki SSCB Başkonsolosluğu'nda yapılmaktaydı. Başkonsolos'un bu konudaki başdanışmanı ise, SSCB Dışişleri Halk Komiserliği Ekonomi Dairesi Müdür Yardımcısı Hamazasp Harutyunyan oldu. 2 Kasım 1947'de New York'taki Waldorf Astoria Oteli'nde, ABD Ermeni Ulusal Konseyi, ABD'deki SSCB Başkonsolosu Yakov Lomakin ve Profesör Hamazasp Harutyunyan'ın onuruna bir minnettarlık ziyafet düzenledi”.
Böylece 1946-1949 yılları arasında yabancı ülkelerden Ermenistan'a 89.637 Ermeni yerleştirildi. En yoğun iskân dönemi 1946-1947 yıllarında yaşandı. Ermenistan SSC yönetimi bundan etkin bir şekilde yararlandı.
Ermenistan Komünist Partisi Birinci Sekreteri G. Aryutinov, yurtdışından gelen Ermenilerin yerleştirilmesinin çok karmaşık bir süreç olduğu gerekçesiyle, "durumdan tek çıkış yolunu" dörd yüz binden fazla Türkün Ermenistan'dan Azerbaycan'a yerleştirilmesinde buldu.
Kurban VAHİDOV. Askeri-politik ve tarihsel araştırmacı - yazar