Tam 22 yıl önce 1 Mart 2003’te Millet Meclisimiz, ABD güçlerinin Irak işgali için Türkiye’de konuşlanmasını öngören tezkereyi onaylamadı. Bu ret kararı, Irak’ın kuzeyinden ikinci cephe açılmasını engelledi. Eğer tezkere onaylanmış olsaydı Planlara göre yaklaşık 60-70 bin Amerikan askeri ile 255 savaş uçağı ve 65 helikopter, 6 ay süreyle Türkiye’de konuşlanabilecekti Amerikan 4. Piyade Tümeni ve 101. Hava İndirme Tümeni unsurlarından oluşan 24 bin Amerikan askeri Habur sınır kapısı üzerinden Irak’a geçecekti. Plana göre Türkiye’den Afyon, Adana, Batman, Çorlu, Diyarbakır, Malatya, Erzurum, İncirlik, Mardin, Muş, Gaziantep, Sabiha Gökçen havaalanlarının kullanımı ile İskenderun, Mersin, İzmir ve Taşucu/Ağalar limanlarının kullanımı talep ediliyordu. Havaalanı ve limanlar haricinde Mardin, Midyat, Silopi’de lojistik destek merkezleri kurmak için yer ve izin; ayrıca Doğu Akdeniz’de iki uçak gemisinden kalkacak toplam 160 uçak ile Türkiye’de konuşlandırılacak 255 uçak ve 65 helikopter ile değişik gemilerden atılacak 145 “Tomahawk” füzesinin kullanımı için Türk hava sahasını kullanma izni talep ediliyordu. ABD, bütün bu talepleri sadece yedi madde, üç buçuk sayfa ve 149 satırdan oluşan kısa bir protokol ile Türkiye’nin önüne getiriyordu. Irak’a geçecek Amerikan askerleri için NATO SOFA Antlaşmasının geçerli olmasını bu kapsamda kendi askerleri için cezai ve hukuki dokunulmazlık ile vergi ve gümrük muafiyeti istiyordu.  Protokolde en çarpıcı eksiklik Türk askeri birliklerinin güvenlik amacıyla Irak’a geçişlerine hiç temas edilmemiş olmasıydı. Maalesef Hükümet ve Meclis, söz konusu asıl tezkereden önce 6 Şubat 2003 tarihinde Amerikan istihkam birliklerine savaş hazırlıkları kapsamında Türkiye’ye gelmelerine ve 3 ay süreyle bulunmalarına izin vermişti. Bu birliklerin keşif yapmalarına, üs ve tesislerimiz ile Mersin Ağalar ve Taşucu Seka limanları dâhil istedikleri alanlarda gerekli yenileştirme, geliştirme, inşaat ve tevsi çalışmaları ve altyapı faaliyetlerinde bulunmalarına izin verilmişti. ABD  6 Şubat 2003 tezkeresi geçtiği için 1 Mart 2003  tezkeresinin geçeceğinden emindi. ABD eğer bu cephe açılmış olsaydı Musul ve Kerkük şehirlerini çevreleyen petrol sahalarını hızla ele geçirip Saddam rejiminin kuzeyde tutunmasını engellemeyi ve Kürt bölgelerini istikrara kavuşturmayı hedefliyordu. Türkiye’de ABD’nin mandası olarak kayıtsız şartsız Washington çıkarları için hareket edenleri hariç tutarsak, ‘’tezkere geçseydi PKK ile mücadele açısından çok yararlı olacaktı’’ diyen ve halen bu görüşü savunan üst düzey askerlerin ve siyasetçilerin anlamadığını tekrar edelim. Bu cephenin açılma nedeni Irak kuzeyinde hızlı şekilde otonom Kürdistan’ın kurulmasıydı. Türkiye’ye PKK ile mücadelede ancak ABD’nin izin verdiği derecede hareket serbestisinin tanınacağını öngöremiyorlardı. Neticede ABD aynı yıl IKBY (Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi)’ni ilan ettirdi. Türk askeri harekata katılsa da bu gerçekleşecekti. Diğer yandan tezkere geçseydi harekât boyunca Türkiye’de kalacak 30 bine yakın Amerikan askerinin içimizdeki FETÖ yapılanması ile uyum içinde kendi çıkarları için neler yapabileceğini hayal bile edemeyiz. Neticede Amerikan askeri Kurtuluş Savaşı sonrası tertemiz koruduğumuz Anadolu topraklarına ayak basamadı. Tezkere’nin mecliste geçmemesinin intikamı 4 Temmuz 2003 Çuval hadisesi ile taktik düzeyde ve ardından FETÖ orkestrasyonu, Hükümet iş birliği ve muhalefet sessizliği içinde yürütülen kumpas davalar ile stratejik seviyede alınmaya çalışıldı. Bu müzakerelere katılan ve çıkarlarımızı koruyan amiral, general ve subyaların hemen hemen hepsi Hasdal ve Silivri'de  kumpas davalar sonucu 4 yıla yakın hapis yattı. 
1 Mart tezkeresinin mecliste engellenmesinde öncü rol oynayan CHP’nin Kemalist vekillerini yürekten kutluyorum. Onlar sadece devletimizi emperyalizmin köleleştirmesine izin vermediler, aynı zamanda Türk tarihinin onurunu korudular. Ebediyete intikal edenlere rahmet hayatta olanlara huzur ve sağlık dilerim. Umarım günümüz ana muhalefeti 22 yıl öncesinin ruhuna ve yüreğine sahip olur.