Türk Devletleri Teşkilatı'nın (TDT) 12. Zirvesi, "Bölgesel Barış ve Güvenlik" sloganıyla 7 Ekim Salı günü Azerbaycan'ın Qebele kentinde başlayacak.
Bu olay, uluslararası dünyanın derin dönüşümler yaşadığı, bölgesel ittifakların ve medeniyet topluluklarının küresel siyaset sahnesinde giderek daha etkili aktörler haline geldiği bir dönemde gerçekleşmesi nedeniyle hem Azerbaycan hem de tüm Türk dünyası açısından özel bir öneme sahiptir.
Zirvenin, kuruluşunun 16. yıl dönümünde ülkemizde düzenlenmesi sembolik ve stratejik açıdan önemli bir andır. Zira temelleri kadim Azerbaycan topraklarında atılmıştır: 3 Ekim 2009 tarihinde Nahçıvan'da, daha sonra TDT'ye dönüşecek olan Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi'nin Kuruluşuna Dair Anlaşma imzalanmıştır.
Türk Devletleri Teşkilatı'nın tarihi, Türk dili konuşan ülkeler arasında koordinasyon ve diyalog fikrinden, geniş kapsamlı bir gündemi ve giderek artan etkisi olan tam teşekküllü bir uluslararası kuruluşa dönüşme yolculuğudur.Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi'ne başlangıçta Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye katılmış, daha sonra Özbekistan üye olmuş, Türkmenistan, Macaristan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ise gözlemci statüsü almıştır.
12 Kasım 2021 tarihinde İstanbul'da düzenlenen VIII. zirvede, teşkilatın isminin Türk Devletleri Teşkilatı olarak değiştirilmesine karar verildi. Ve bu sadece bir isim değişikliği değildi. Bu, yapının siyasi olgunluğunu ve uluslararası bir kurum olarak hareket etmeye hazır olduğunu simgeleyen yeni bir entegrasyon düzeyine geçişti.
Yaklaşık 175 milyonluk nüfusa ve 4,5 milyon kilometrekarelik yüzölçümüne sahip olan Türk coğrafyası, önemli bir ekonomik potansiyele sahiptir. 2024 yılında üye ve gözlemci ülkelerin toplam Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) 2,1 trilyon ABD dolarını aşmış, ticaret cirosu 1,1 trilyon ABD dolarına ulaşmış, OTG üyesi ülkeler arasındaki ticaret yaklaşık 850 milyar ABD dolarına ulaşmıştır. Bu çok büyük bir ekonomik, demografik ve jeopolitik potansiyel. Teşkilatın üye ülkeleri enerji kaynakları açısından zengin olup, stratejik ulaşım koridorları bu ülkelerden geçmektedir.TDT oluşturan ülkeler, bu platformda siyaset, ekonomi, ulaştırma, savunma, güvenlik, kültür, eğitim, turizm ve spor alanlarında aktif olarak iş birliği geliştiriyor. Bütün bunlar Türk Devletleri Teşkilatı'nı dünya siyasetinde önemli bir aktör haline getiriyor.
TDT yapısı Devlet Başkanları Konseyi, Dışişleri Bakanları Konseyi, Aksakallar Konseyi, Kıdemli Memurlar Komitesi ve Sekreterya'dan oluşmaktadır. Ayrıca kuruluş, Türk Devletleri Parlamenter Asamblesi (TÜRKPA), Uluslararası Türk Akademisi, TÜRKSOY, Türk Yatırım Fonu ve Türk Kültür ve Miras Vakfı'nın faaliyetlerini koordine etmektedir. Teşkilat, BM, AGİT, İslam İşbirliği Teşkilatı, Dünya Gümrük Teşkilatı ve diğer uluslararası kuruluşlarla işbirliği yaparak küresel siyasetteki etkisini giderek artırmaktadır.
Önemli stratejik belgelerden biri de, güven ve siyasi dayanışmanın güçlendirilmesi, ekonomik ve teknik iş birliğinin geliştirilmesi, kültürel mirasın korunması, birleşik ulaşım alanı oluşturulması ve güvenliğin koordine edilmesi gibi uzun vadeli öncelikleri içeren "Türk Dünyası 2040: Geleceğe Yönelik Kavramsal Vizyon" konseptiydi.
Ve burada gururla söyleyebiliriz ki Azerbaycan, Türk Devletleri Teşkilatı'nda özel bir yere sahiptir. Üstelik bunun tek sebebi teşkiltın temellerinin Nahçıvan'da atılmış olması değildir. Önemli olan, devletimizin Türk entegrasyonu gündemini aktif olarak desteklemesi ve bunu önemli bir uluslararası öncelik olarak görmesidir. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, defalarca TDT-nin özel önemini defalarca vurguladı. 3 Ekim tarihli sosyal medya paylaşımında, "3 Ekim, Türk Devletleri İşbirliği Günü'dür. Türk Devletleri Teşkilatı, 2009 yılında bu gün, kadim Azerbaycan toprağı Nahçıvan'da kurulmuştur. Türk dünyasının bu önemli gününü en içten dileklerimle kutluyorum. Türk dünyası bizim ailemizdir!
Son 16 yıldır teşkiltımız daha da güçlendi, küresel ölçekte büyük bir otorite kazandı ve saflarını genişletti.
Türk Devletleri Teşkilatı, ülkelerimiz arasındaki siyasi, ekonomik ve insani alanlardaki işbirliğinin güçlendirilmesine ve Türk halkları arasındaki dayanışmanın daha da güçlendirilmesine önemli katkılarda bulunmuştur.
Azerbaycan, Türk dünyasının birliğini güçlendirme çabalarını sürdürecektir. Kardeşliğimiz ebedidir!"
Bu sözler, birleşik toprak topluluklarını yalnızca siyasi bir birlik olarak değil, aynı zamanda bir medeniyet projesi olarak gören Azerbaycan'ın uzun vadeli stratejisini yansıtıyor.
Bu bağlamda İlham Aliyev'in 14 Şubat 2024'teki yemin töreninde yaptığı konuşma oldukça anlamlıdır: "Bu bizim için en önemli uluslararası kuruluştur, çünkü o bizim ailemizdir. Bizim başka bir ailemiz yok. Ailemiz Türk dünyasıdır. ...Türk Devletleri Teşkilatı küresel sahnede önemli bir aktör ve güç merkezi haline gelmesini sağlamak için birlikte çalışmalıyız. Bunu ancak birlikte başarabiliriz." Ve bu Azerbaycan'ın dış politikasının temel vektörlerinden biridir.
Türk Devletleri Teşkilatı'nın Qebele'de yapılacak 12. zirvesi, kuşkusuz bu gelişimin önemli bir aşaması olacaktır.
Forumun sloganı olan "Bölgesel Barış ve Güvenlik", günümüzün temel bir zorluğunu yansıtıyor: Artan türbülans ortamında, TDT dayanışma, karşılıklı yardım ve koordinasyon için bir model sunabilir.
Forumun ev sahibi ülkesi olarak Azerbaycan, güvenlik sorunlarının birlikte ele alınması, ekonomik iş birliğinin genişletilmesi ve ulaştırma projelerinin ilerletilmesi için kardeş Türk devletlerinin güçlendirilmesi yönünde her türlü çabayı gösterecektir.
KURBAN VAHİDOV. Araşdırmaçı-yazar
#GazzeİçinYürüyoruz #ÖzgürlüğeYürüyoruz #SAMVFB #Kürt #Greta #Ofsayt #Golü #Tarık #Brown #KademeyiYasallaştırın #Batalla