Tarih: 10.11.2025 11:22

Sahada Kopan Fırtınalar: Fenerbahçe'nin Zaferi ve Aslanın Tökezlemesi

Facebook Twitter Linked-in

 

Ben, köşe yazarı olarak, kalemimi yine topun peşine taktım. Bu kez odak noktamız, Trendyol Süper Lig'in 12. haftasında Chobani Stadyumu'nda esen sarı-lacivert rüzgar: Fenerbahçe'nin Zecorner Kayserispor'u 4-2'lik skorla devirdiği o muhteşem mücadele.

Ama elbette, hikaye burada bitmiyor; Galatasaray'ın Kocaelispor deplasmanındaki beklenmedik 1-0'lık yenilgisi, puan farkının erimesi, Victor Osimhen'in o tartışmalı müdahaleleri ve kapıdaki milli maç arasının serin soluğu, bu tabloyu bir romana dönüştürüyor.

Gelin, bu futbol destanının satır aralarına, sahanın tozlu gerçekleriyle birlikte dalalım.

Önce, Kadıköy'ün o ateşten kalbine inelim. 
Fenerbahçe, Kayserispor karşısında adeta bir senfoni orkestrası gibiydi: Zarif, güçlü ve acımasız. Maçın perdesi Marco Asensio'nun duran toptan zarif vuruşuyla açıldı.
İspanyol maestro, topu filelere gönderirken, sanki bir ressamın fırçası gibi dokundu sahaya.
Ama bu tablo 3'lü bir çalışılmış kurguydu besbelli.

Ardından, Dorgeles Nene'nin ilk golden, iki dakika sonra ve ikinci yarının başında gelen, yıldırım gibi 2 golü fileleri sarstı.

Nene, sahanın ortasında bir fırtına gibi esti, rakip savunmayı felç etti. Finali ise Kerem Aktürkoğlu'nun derin pasla gelen zarif plasesi yaptı.

O gol, adeta bir şairin mısrası gibi, izleyen taraftarları büyüledi.

Kayserispor'un direnişi de takdire şayandı. Victor Onughkha'nın vuruşlarıyla gelen golleri, yetersiz kaldı.

Domenico Tedesco'nun öğrencileri, bu zaferle puanını 28'e çıkardı.

Savunmada Milan Skriniar'ın demir gibi duruşu, orta sahada Fred'in sahanın iki yönünde de pozitif oyunu, her şeyi mükemmelleştirdi.

Bu galibiyet, sadece üç puan değil; bir meydan okumaydı sanki.

Taraftarın "Fenerbahçe" haykırışları, stadyumu bir volkan haline getirdi.

Fenerbahçe aslında kanat skorunu ve hız dinamizmini yakalamış durumda.

Kaleci sol, sağ bekler, sağ stoper, 6 numara, 10 numara, sol, sağ kanatlar tamam gibi.

Yani; Ederson, Brown, Semedo, Skriniar, İsmail, Asensio, Kerem, Nene kemik kadro.

Dolayısıyla Ocak ayına bir sağ stoper, skor ve defans katkısı veren 8 numara ile Santrafor alındığında dişliler 3 yıllık bir takım yapısını oluşturmuştur diyebiliriz.

Bu skor, ligin dengelerini sarstı.

Şimdi, zirvenin yaralı aslanına dönelim: Galatasaray.

Sarı-kırmızılılar, Kocaeli Stadyumu'nda, adeta bir kabus yaşadı. 1-0'lık yenilgiyle, namağlup serisi toza dönüştü.

Bu sezonun ilk mağlubiyeti, bir deprem gibi salladı aslanı. Maçın kırılma anı, Daniel Agyei'nin sol ayak vuruşuyla gelen golüydü.

Ev sahibi Kocaelispor, o dakikada fileleri havalandırarak, lideri dize getirdi.

Okan Buruk'un takımı, hücumda kısır kaldı. Savunmada çok gedikler verdi.

Rakibini hafife almak mı, yoksa yorgunluk mu? Bunu çok düşünmeliler.

Gelelim, sahanın en tartışmalı figürü: Victor Osimhen'e.

Nijeryalı dev, golleriyle kalpleri fethederken, o sert müdahaleleriyle de fırtınalar koparıyor.

Kocaelispor maçında, özellikle iki pozisyon gündemi meşgul etti.

28.dakikada Hrvoje Smolcic'e yapılan müdahale, sarı kartla sonuçlandı. Ardından 42. dakikada Tarkan'a yönelik harekette Hakem Çağdaş Altay, ikinci sarı için düdüğünü çalmadı.

Ama ev sahibi Kocaelispor kulübesi, başta Teknik Direktörü Selçuk İnan olmak üzere isyan etti. "Kırmızı olmalıydı!"

Osimhen'in o güçlü fiziği, bazen futboldan ziyade bir gladyatör arenasını andırıyor.

Hakemlerin Osimhen'in pozisyonlarının yorumu Yıldız futbolcuya hep avantajlı müsamahalı davranıldığı için artık aymazlık noktasına gelmiş durumda.

Ancak her şeye rağmen Maçın Hakemini fiziken itmesi direkt kırmızı kart ile cezalandırılmalıydı. Bunun yorumu değil kuralı belliydi.

Yıldızlar parlar, ama kuralların ötesine geçerlerse, saha onları yutar.

Osimhen, yeteneğiyle değil, disipliniyle de lider olmalı. Yoksa, bir daha şansı yaver gitmeyebilir ve bu ateşli hareketleri, hem onu, hem de takımını yakabilir.

Galatasaray hem lig de, hem de şampiyonlar liginde mücadele ederken, Ligin uzunluğunu hesaba katmamışlar ki, kadroları çok dar kalmış.

Kulübeden skora ve oyuna destek takıma sakatlıklarla birlikte sıkıntı yaratacak bu çok belli.

Ligin Tepesine Kuşbakışı bakarsak; 
Galatasaray'ın bu yenilgisi, puan farkını bir gecede eritti. Galatasaray 29 puanda kaldı. Fenerbahçe ise 28'e yükselerek, ensesine dayandı.

O minicik "1" puanlık fark, adeta bir baraj duvarında ki çatlak gibi; yavaşça büyüyor, taşkına dönüşüyor.

Daha çok uzun bir zaman önce de değil, hepi topu 1 hafta önce fark 6 puandı.

Şampiyonluk yarışı, artık bir maratondan ziyade, nefes nefese bir sprint haline geliverdi.

Fenerbahçe'nin bu hamlesi, ezeli rekabeti yeniden alevlendirdi. Artık Ligin tek namağlup takımı kaldı: O da Fenerbahçe!

Şimdi, Ligin perdesi kısa süreliğine iniyor. Çünkü milli maç arası kapıda. 12. haftanın tozları henüz yatışmadan, ligimiz bir nefes alacak.

A Milli Takım'ımız, 2026 FIFA Dünya Kupası Elemeleri'nde 15 Kasım'da Bursa'da Bulgaristan'la, 18 Kasım'da deplasmanda İspanya'yla kozlarını paylaşacak.

Vincenzo Montella'nın ekibi, bu maçlarla yeni bir ivme yakalayabilir mi? Hep birlikte göreceğiz.

Fenerbahçe ve Galatasaray'ın yıldızları; Asensio'dan Nene'ye, Osimhen'den Icardi'ye milli takımlarıyla sahnede olacak.

Kulüpler ise hatalarını gözden geçirecek. Bu ara, sadece dinlenme değil; Yeni çalışmalar ve taktiklerin doğuş fırsatı olacak. Dönüşte, 13. hafta ile lig zaten bildiğiniz alev alacak.

Ey futbol aşıkları! sahanın bu sonsuz döngüsünde, 
Her yenilgi bir ders, 
Her zafer bir umuttur.

Fenerbahçe'nin Kayseri mücadelesi, Galatasaray'ın Kocaeli hüznü, Osimhen'in tartışmalı adımları, Hepsi, ligin büyük mozaiğinin parçaları.

Kalemimi burada bırakıyorum, ama top yuvarlanmaya devam edecek. 
Haftaya, yeni hikayelerle buluşmak üzere...
Sahada kalın, dostlar!

 

#MustafaKemalAtatürk #Atam #YusufTekin #Minnetle #Slogan #Vefatının87 #Rahmetle #Kamal #Reis #Futbol #Selçuk #Serdar #MansurYavaş #deprem #YusufTekin

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —