Tarih: 13.10.2025 15:33

Hindistan ve Afganistan Pakistan'a karşı birleşti

Facebook Twitter Linked-in

Geçtiğimiz hafta, Afganistan ve Pakistan arasında tırmanan gerginlik nedeniyle bölge bir kez daha ilgi odağı haline geldi. Bu yeni kriz dalgası, iki komşu arasında, özellikle sınır konusunda uzun süredir devam eden ve çözülemeyen bir anlaşmazlığı akla getirdi. Mevcut tırmanış, Afgan güçlerinin 10-11 Ekim tarihlerinde gerçekleştirdiği gece operasyonlarıyla tetiklendi. Taliban'a göre bu operasyonlarda 58 Pakistan askeri öldürüldü ve 25 sınır karakolu ele geçirildi. Kabil, saldırıların Pakistan Hava Kuvvetleri'nin iddia edilen sistematik hava sahası ihlallerine yanıt olduğunu iddia etti. İslamabad ise eylemlerin misilleme niteliğinde olduğunu ve Afganistan topraklarında saklanan Pakistan Talibanı (Tahrik-i Taliban Pakistan, TTP) militanlarının üslerine yönelik olduğunu iddia ediyor.

Aynı zamanda, bu olaylar aylardır artan suçlamaların ve güvensizliğin mantıksal bir sonucuydu. Silahlı çatışmalar bu baharda zaten yaşanmış ve mevcut krizin bir tür habercisi olmuştu. Pakistan, sistematik olarak Kabil'i radikalleri desteklemekle suçlarken, Afgan tarafı, 19. yüzyılın sonlarında İngilizlerin sınır belirleme politikasının bir mirası olan Durand Hattı üzerindeki uzun süredir devam eden anlaşmazlığı gerekçe göstererek İslamabad'ı suçladı.

Hatırlatmak gerekirse, etnik ve kabilevi gerçekler dikkate alınmadan 1893'te çizilen Durand Hattı, bölgenin en büyük etnik grubu olan ve Süleyman Dağları'nın her iki yakasında uzun süredir yaşayan Peştunların topraklarını fiilen bölmüştür. 1947'de Pakistan'ın kurulmasının ardından, Afganistan bu hattı resmi sınır olarak tanımayan tek ülke olarak kalmıştır. Kabil, 1893 anlaşmasının Britanya İmparatorluğu tarafından dayatıldığını ve geri çekilmesinin ardından geçersiz hale geldiğini iddia ederken, İslamabad, Durand Hattı'nı uluslararası hukukta yer alan meşru bir devlet sınırı olarak görüyor. Sömürge dönemine dayanan bu anlaşmazlık, iki ülke arasındaki ilişkileri zehirlemeye ve siyasi ve sembolik bir baskı aracı haline gelmeye devam ediyor.

Ancak, mevcut tırmanışın, siyasi gerginliklerin yoğunlaştığı ve terörist faaliyetlerin arttığı Pakistan'daki iç durumla ayrılmaz bir şekilde bağlantılı olduğu unutulmamalıdır. Bu bağlamda, sınırdaki askeri operasyonlar yalnızca dış baskı oluşturmanın bir aracı değil, aynı zamanda yurt dışından kaynaklanan terör tehditleriyle mücadele konusunda kamuoyunu güçlendirmenin bir yolu haline geliyor.

Hükümetin eylemlerinin Pakistan'da, özellikle Hayber Pahtunhva eyaletinde memnuniyetle karşılanması tesadüf değil. Yerel aşiret büyükleri, ulusal güvenliğin korunması gerektiğini vurgulayarak orduya açıkça destek verdi.

Aynı zamanda, dış etkiler de göz ardı edilemez. Bu baharda neredeyse uzun süreli bir silahlı çatışmaya dönüşen Hindistan-Pakistan çatışmasının ardından, Hindistan mevcut tırmanıştan faydalananlardan biri olarak görülebilir. Hindistan istihbarat teşkilatı RAW, geleneksel olarak Afganistan'ın sınır bölgelerinde faaliyet göstermekte ve yerel ağlar aracılığıyla kamuoyunu etkileyebilmektedir.

Ayrıca, Afganistan Dışişleri Bakanı Amir Han Muttaki'nin Taliban'ın iktidara dönüşünden bu yana ilk kez Hindistan'a yaptığı ziyaret özellikle dikkat çekti. Görüşmelerin ardından Kabil ve Yeni Delhi, Pahalgam'daki (Cammu ve Keşmir) terör saldırısını ve "bölgesel topraklardan kaynaklanan her türlü terörizmi" kınayan ortak bir bildiri yayınladı. Bu açıklama İslamabad için rahatsız edici bir sinyaldi: Pakistan Dışişleri Bakanlığı, komşularını gerçeği çarpıtmakla suçladı ve Kabil'i topraklarının Pakistan'a karşı kullanılmasına izin vermemeye çağırdı. Hindistan ve Afganistan'ın uzun yıllar sonra ilk kez Pakistan'ı hedef alan ortak bir açıklama yapması dikkat çekici.

Pakistan ordusu kararlı bir şekilde karşılık verdi. Afganistan sınırındaki operasyon sırasında militanların kullandığı 19 tahkimli mevzi ele geçirildi. Ordu, tanklar, topçu birlikleri, uçaklar ve insansız hava araçları konuşlandırdı.Hindistan'a yönelik operasyonlarda olduğu gibi, Pakistan güçlerinin eylemleri de son derece koordineli olmuş ve ülkenin güvenlik konularında kararlı adımlar atma isteğini göstermiştir. Pakistan, dünyaya yalnızca ordusunun gücünü değil, aynı zamanda kararlarının etkinliğini de bir kez daha göstermiştir.

Aynı zamanda, güven artırıcı mekanizmaların oluşturulması ve güvenlik ve insani programlar alanında ortak girişimlerin geliştirilmesinin, karşılıklı şüphelerin azaltılması yönünde ilk adım olabileceği belirtilmelidir. Pakistan ise Afganistan'ı mevcut yaklaşımını daha yapıcı bir angajman lehine yeniden değerlendirmeye çağırıyor. Belki de Kabil, dış danışmanların etkisi olmadan bu önerilere kulak verse, normalleşme süreci ilerleyebilir.

KURBAN VAHİDOV. Araşdırmaçı-yazar

 

#DünyaLideriErdoğan #KüreselLiderErdoğan #Sisi #İsrael #XAUUSD #İETT #HakanTosunaNeOldu #Trump #Berke #Meloni #2010KPSS #HaksızlığaMuhalefet #Aleykümselam #Netanyahu #SabrımızTükendi #AymanOdeh #Cenk #Macron #Pakistan #Mısir'da #Venezuella #Kerem #Berke 
 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —