BM Genel Kurulu 1999 yılında, kadınların aile içinde, sokakta, okulda, iş yerinde ve özel hayatında maruz kaldığı şiddete dikkat çekmek ve kadına yönelik şiddete karşı toplumda farkındalık yaratmak amacıyla 25 Kasım gününü Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olarak ilan etti.
••İnsan hakları
••Uluslararası Adalet
••Bilimsel ve Akademik Diplomasi
••Birleşmiş Milletler
••Yerel yönetim organlarının dış eylemleri
••Feminist Diplomasi
••Şiddet Haberleri
••Türk Medyası ve Basın
••Devlet Politikaları
Kadına Şiddete Karşı Uluslararası Mücadelenin Temel Direkleridir.

Kadınları ve kız çocuklarını her türlü şiddetten koruma taahhüdünü her zaman teyit etmek harika ancak yetmez.
2025 yılında dünyada her üç kadından biri, yaşamı boyunca eşi, aile üyesi veya başka biri tarafından fiziksel veya cinsel şiddete maruz kaldığını söyledi.
BM'nin yayımladığı Dünya'da Kadın Raporu, 15-49 yaşları arası kadın ve kız çocuklarının yüzde 18'inin son 12 ayda eşi veya birlikte olduğu kişi tarafından fiziksel ve/veya cinsel yakın partner şiddetine maruz kaldığını öngörüyor.
OECD 2022 yılı verilerine göre de, Türkiye'de her 10 kadından dördü, ömründe en az bir kez erkek şiddetine maruz kalıyor. Dünya genelinde her gün 137 kadın, eşi ya da bir yakını tarafından öldürülüyor.
Türkiye'deki beyaz yakalı kadınların yüzde 75'i en az bir kez şiddete maruz kalıyor. Bu veriler kadına yönelik şiddetle etkin mücadele için eş güdümlü ve çok boyutlu çalışmaların yapılmasının önemini bir kez daha ortaya koyuyor.

Gerek şiddetle mücadeleye ilişkin literatür gerekse hukuki düzenlemeler incelendiğinde kadına yönelik şiddetin birbirinden farklı biçimlerinin olduğu görülüyor. Kadına yönelik şiddet; fiziksel, duygusal, cinsel, ekonomik, dijital, flört şiddeti, ısrarlı takip, sosyal şiddet olarak tasnif ediliyor.
Türk diplomatik ağı, bu amaçla dünya çapında aktif olarak çalışmakta bu çok güzel bir yaklaşım.
Özellikle çatışma noktalarında ve dijital ortamda cinsiyete dayalı şiddeti önlemek ve bunlara müdahale etmek için eylemlerini artırma sözü vererek siyasi otorite sağlıyor.
Ülkemiz, Birleşmiş Milletler ile işbirliği yaparak şiddet mağduru kadınları korumaya yönelik programların uygulanmasını destekliyor ve çatışma kaynaklı cinsel şiddete karşı cezasızlığa karşı mücadele sözü veriyor.
Gönüllü kuruluşları her zaman iyi niyetle çalışanları destekliyor, kadınlara ve kız çocuklarına yönelik çevrimiçi şiddet belasıyla mücadele etmek için somut projeleri destekliyor.
Aslında Türk Halkı, kadın haklarıyla ilgili normatif çerçevenin güçlendirilmesini, kadınlara yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye ilişkin mücadelesini sosyolojik boyuta getiriyor.
Dışişleri Bakanlığımız, yurtdışında yaşayan Türk kadınlarına yönelik şiddetle mücadele çalışmalarını, konsolosluklarda mağdurları kabul etme çalışması yapıyor.
Son yıllarda giderek artan kadına şiddet olaylarının önüne geçebilmek ve kadınlara yardım edebilmek amacıyla KADES (Kadın Acil Destek) uygulaması şiddet mağduru ya da cinsel saldırıya uğrayan kadınların en büyük yardımcılarından birisi.

KADES ile kadınlar sadece fiziksel şiddet anında değil, cinsel saldırı, taciz, takip gibi diğer tehlikeli durumlarda da yardım çağrısında bulunabiliyor.
Benim Türkiye Cumhuriyeti @tcailesosyal Aile Sısyal Hizmetler Bakanlığına önerim;
Kamu Personellerimize mağdur destek eğitimi verme hedefini arttırarak sürdürmeleridir.
Özellikle Hastane, Emniyet, Jandarma, Acil Yardım, Sosyal Hizmetler, Danışma Hizmetleri veren Kurumlar, Güvenlik Birimleri, Adalet Bakanlığı çalışanları, Adliye Çalışanlarıma bu Eğitim şarttır.
Mesela, gönüllü kuruluşlarla ortak projeler ve anlaşma sayesinde, Ülkemiz içinde ve dışında yaşayan aile içi şiddet mağduru olan Türk kadınlara koruma, destek ve karşılıklı yardım sağlayan bir platform sunmamız, hizmet anlamında şarttır.
@iletisim
@tcbestepe
@tcailesosyal
#Tekin #UzakŞehir #Takım #GalatasarayUnionSG #GSvUSG #Okan #Ederson #İcardi #Tekin #Sane #Osimhen #Ivan #Çalışan #Yedek #Aile #Iran